‘Artık daha çok hayır diyorum’

Her çıkardığı şarkıda kendini yenileyen bir Gökçe var karşımızda. Hem müzikal hem de görsel olarak zamanın gerektirdiklerinin peşine düşüyor ve karşılığını da alıyor. Avrupa Müzik markası ile yayımladığı “Öptüm Bi' Kere” isimli son teklisiyle çevresindeki uzatmalı ilişkilere sözünü söyleyen müzisyen, kişisel yaşamında ve kariyerinde daha kendine odaklı bir dönemde. Sözü Gökçe’ye bırakalım.

- “Öptüm Bi' Kere” sanırım hızla dillere yerleşecek bir ritim, söz ve melodi uyumu içeriyor. Özellikle nakaratta yer alan "İleride pişman olur muyum bi-le-mi-yo-rum" kısmı oldukça yenilikçi bir yaklaşım. Sözler ve beste nasıl ortaya çıktı?

Ben genellikle önce nakaratı yazarım. Sözüyle birlikte çıktı bu şarkı. Sonra diğer kısımları yaptım. Farklı müzikler dinlerim ve bu da benim müziğime çok yansıyor. "Tuttu fırlattı" şarkımdaki “Bir kere iki kere üc kere.... aaah” kısmı da farklıydı insanlar için “bi-le-mi-yo-rum” da. Uzatmalı ilişki yaşayan çok insan var etrafımda, bir türlü ayrılamayan. Bu konuyu işlemek istedim, müzik de eğlenceli zaten. İnsanlar eğlensin dans etsin istedim besteyi ben yaptığım için benim tarzım oluyor. Başkasından alınca kendi tarzınız oluşmuyor genelde.

- Klip de oldukça ilgi çekici. Tek plan, arkada İstanbul gece manzarası ve ışıl ışıl bir Gökçe... Fikir nasıl ortaya çıktı?

Evde çok sık dj videoları izler oldum. 1 saatlik manzaralı planda insanlar müzik paylaşıyorlar, ben de bunu yapmak istedim. 

- Bana kalırsa çok yüksek bir enerjiniz var ve bu durum hem görünüşünüze hem de çevrenize yaydığınız titreşimlere yansıyor. Peki bu enerjiyi nasıl dengeliyorsunuz?

Aslında dengeleyemiyorum. (Gülüyor) Düştüğüm zaman kimseyle konuşmam, görüşmem. Tekrar enerjimi toplayınca görüşürüm. Ben tüm canlıları çok severim insanları da. Güzel enerji yaymaya çalışıyorum ve hiperaktifim.

- Zaman içinde oturmuş, duyulunca hemen fark edilen bir Gökçe tarzı var. Bu tarzı nasıl tanımlarsınız?

Eklektik bir tarzım var, dinlediğim ve sevdiğim her müzikten ufak da olsa bişey katmaya çalışıyorum. Ortaya Gökçe tarzı çıkıyor.

- Bir yandan üretirken kendini de yenileyen bir tarz bu. Müzikal anlamda kendinizi nasıl yeniliyorsunuz?

Aslında şarkı ne istiyorsa tarz da o olmalı, dünyayı çok takip eden biriyim. Çok bilinmeyen gruplara ve kişilere ilgim var. Mesela iki senedir bas gitarlar ön planda müzikte, bunu biliyorum ve öyle bir şey yapıyorum. 

- Konserleriniz çok eğlenceli geçiyor. Bunu giden herkes söylüyor. Sahnede izleyici ile bağ kurma sırrınız nedir?

Evet konserlerimiz çok hareketli geçiyor. İnsanlara tüm enerjimizi veriyoruz, inanıyorum buna. 

"ÇOK FAZLA KALİTESİZ MÜZİK VAR"

- Günümüz müzik sektörü ve şartlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? 10 yıl öncesini sık sık albüm yaptığınız dönemleri özlüyor musunuz?

Çok özlüyorum , çok fazla kalitesiz iş var. Herkes odasında oturmuş birşey yapıyor, bunu yüklüyor ve bu rap üstüne arabesk ise tutuyor. Fakat bazı şarkılarda büyük hatalar var tabii. Bunların dinlenmesi ve bu kirlilik, insanların çabuk tüketmesi çok acı. Şarkı muhteşem ama duyuramama sorunu olabiliyor.

"KENDİ HUZURUMA DÖNDÜM"

- Zaman içinde fazla empatik olmanın zararlarını gördünüz mü ve kendinize daha fazla önem vermeye başladıkça hem müzik kariyeriniz hem de yaşamınız daha da iyi bir noktaya yöneldi mi?

Çok gördüm, çok acı çektim hiç tanımadığım insanlar için bile. Artık kendi isteklerime ve kendi huzuruma döndüm daha çok “Hayır” diyor, daha çok yollarımı ayırabiliyorum . Eskiden duygusaldım bana faydası olmayan bir şeyi çok uzatıyordum artık geliştim, büyümek bu olsa gerek.

1970’LER VE FUNK

- Alternatif bir evrende olsanız ve istediğiniz ülke dönem, koşulları seçebilecek olsanız nasıl bir müzik kariyeriniz olsun isterdiniz. Kimlerle çalışırdınız, nasıl şarkılar yapardınız?

Benim sesim funk rock müziğe çok uygun fakat Türkçeyi yakıştırmıyorum, zaten dinleyicisi de yok. 1970’li yıllarda müzik yapmayı çok isterdim.

Spotify’da Gökçe’nin son dinledikleri

- King Gizzard & The Lizard Wizard - O.N.E
- Honey Bones - Dope Lemon (albüm)
- Flört - Biz
- Gypsy Hill - Afrita Hanem