Arafta kalan ilişki: Situationship

Z kuşağının birçok özelliği gibi ilişki yaşama biçimi de önceki nesillere benzemiyor. “Situationship” kavramı da bu kendine özgü kuşağın yaşadığı ilişki sorunlarını anlatıyor.

Beyza Naz Yılmaz

Son zamanlarda interneti ele geçiren ve sıklıkla kullanılan “situationship” terimi, durumsal bir ilişki konumunu anlatıyor. Romantik ilişkilerinizde “Biz şimdi neyiz?” sorusuna sağlıklı bir yanıt alamadığınızda bu türden bir ilişkinin içinde yer almış olabilirsiniz.

Z kuşağının daha sık yaşadığı “situationship” çabuk sıkılmak, ciddiyet istememek gibi nedenlerle ortaya çıkan sorunları beraberinde getiriyor. Birini tanımanın ilk aşamasında ilişkinin nereye gideceğini kestirmek zorlayıcı olabilir. İşte bu aşamada süre uzuyorsa “situationship” tehlikesi baş gösteriyor. Sağlıklı bir ilişkide flörtten sonra fiziksel ve duygusal yakınlık evresine girilirken, situationship’te bu aşamalar göz ardı edilerek ilişki sürdürülmeye çalışılıyor.

Eğer böyle bir ilişki içindeyseniz, duygularınızla hareket etmemelisiniz. Aksi durumda kendinizi değersiz ve yedekteymiş gibi hissedebilir, “başkalarının” olup olmadığından bile emin olmadığınız tamamen güvensiz ve çıkar üzerine kurulu bir ilişki içinde bulabilirsiniz. Ve doğal olarak süreç içerisinde zihinsel açıdan zorlanmanız beklenebilir.

Z kuşağı ne diyor?

Dayatılanı yaşamak istemeyen, bireysel olarak hareket etmeleriyle bilinen Z kuşağı (1997-2012 yılları arasında doğanlar) “situationship”i yakinen biliyor. Gençlere bu konuda yaşadıkları olayları ve görüşlerini sorduk.

Kendimi kaptırmıyorum

“Kendime ilişki sorumluluğu alabilecek kadar güvenmiyorum. Çok uzun süreli ilişkiler bana göre değil bu yüzden son birkaç yıldır gelgitli ilişkiler kuruyorum, benim için daha basit oluyor. Boşuna üzülmemiş oluyorum Kendimi birine çok kaptırmıyorum.” (Emre K. - 21)

İki yıl yaşadım

“Ne yazık ki buna benzer bir durumun içinde iki yıl bulundum. Partnerim duygusal anlamda bana bağlı değildi. Duygularımın yoğun olduğunu biliyordu. En sonunda onu hayatımdan çıkardım çünkü psikolojik olarak yıprandığım bir süreçti.” (Pelin A. - 20)

Çabuk tüketiyoruz

‘’Z kuşağı olarak çabuk sıkılma, her şeyi hızla tüketme alışkanlıklarımız var. Bu ilişkilerimize de yansıdı. Bir isim koymadan ilişki yaşayabilmek daha rahat oluyor.’’ (H.K. - 23)

Güvensizlik ve korku

“Ben yaşamadım ama çevremde yaşayan çok kişi var. Bir psikoloji öğrencisi olarak, Z neslinin bu tarz ilişkiler tercih edememesinin nedenini, çevreye duyulan güvenin azalmasına ve hayal kırıklığına uğramaktan korkmalarına bağlıyorum.” (Ceren S. - 19)

Ben destekliyorum

“Bu tarz bir ilişki ancak iki kişi de aynı şekilde düşünüyor ve hissediyorsa yaşanabilir. Az sorumluluk almak isteniyorsa mantıklı bir seçim olabilir. Ben destekliyorum.” (Gürkan B. - 20)

Kültürümüze uymuyor

“Bence böyle ilişkiler yurtdışında daha yaygın. Bizim kültürümüze uymuyor. İkili ilişkilerde duygular katılmadan bir birliktelik sağlanabileceğini düşünmüyorum. Tamamen popüler kültür ve sosyal medya etkileri bunlar.” (Sena İ. - 24)

‘Situationship’ alarmı!

İlişkinizde bu davranışlar varsa dikkat edin.

- İlişki yaşanılan kişiyle günlük yaşam sıkıntılarından, üzüntülerden ve duygulardan söz edilmez, duygusal bir bağ kurulmak istenmez.

- İlişkiye isimler konulmaktan kaçınılabilir bu da ilişkiyi daha da çıkmaz bir hale sürükleyebilir. Yani bazen bir partner bazense bir arkadaş konumuna gelinebilir.

- Kişiye ne zaman ulaşabileceğinizi bilemeyebilir, ne zaman haber alacağınızı kestiremeyebilir, size vakit ayırıp ayıramayacağından emin olamayabilirsiniz.

- Gelecek planlamaları yapmak da pek mümkün değildir. Örneğin partnerinizle tatil planı yapmak, onu aile üyeleri veya arkadaş çevresiyle tanıştırmak bile söz konusu olmayabilir.

- Partneriniz sürekli ciddi olmadığını vurgulayabilir ve duygusal eylemlerden kaçınabilir.

- Alışılageldik ilişkilerde, çiftler birbirleri ile ne zaman vakit geçireceklerini planlarlar. Belirsiz durumdaki ilişkilerde ise genellikle son dakikada ayarlanan rastgele görüşmeler olabilir.