Antalya’nın gizli cenneti: Side
Hem tatil, hem eğlence hem de tarihle iç içe bir yolculuk düşlüyorsanız size en uygun seçenek Side.
Aylin Ayaz Yılmaz
Antalya’nın yaklaşık 70
kilometre doğusunda yer alan Side’ye yola çıkıyoruz. Tarih,
deniz, eğlence diyenlerdenseniz Side tam size göre. Tarihi ve doğal
güzellikleriyle bilinen bu bölgeye hayran kalacaksınız. Tam bir
açık hava müzesi. Bu beldede yapılan kazılar sonrası ortaya
çıkan tarihi eserlerin üzeri camla kaplanmış ve yeni yapılar bu
cam zeminler üzerine inşa edilmiş. Sokakta bu cam zemin üzerinde
yürürken altında da tüm güzelliğiyle büyüleyen mozaikler,
yapılar görüyorsunuz.
Her şeyi müzeye taşımak
yerine, olduğu yerde bırakıp korumaya almak olağanüstü bence.
Zaten Side’ye girer girmez tarihin kucağına düşüyorsunuz.
Hemen girişte bir antik tiyatro var. Antik tiyatro, 2. yüzyılda
inşa edilmiş ve yaklaşık 20 bin kişiyi ağırlayabilme
kapasitesine sahip.
Side’de yapılan müzik festivallerinde bu tiyatro büyüleyici oluyor. Karsu konserine gitmiştim ortama aşık olmuştum. Side denilince o duygu aklıma gelir. Kucağıma tatlı anılar dolar. Hep “ne güzeldi” der gülümserim.
“Side" ismi Anadolu
dilinde "Nar" anlamına gelmekte. Bereketi adında saklı.
Eldeki belgeler Side tarihinin Hititlere kadar uzandığını
gösteriyor. Ancak Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden biri
olan bu yörenin M.Ö. 7. yüzyıldan önce kurulduğu da
söylenmekte. Anadolu tarihinde Side, diğer Pamfilya kentleriyle
aynı aşamalardan geçirmiş.
Side yarımadasının güney
ucunda limanın doğusunda iki büyük tapınak var. Athena ve
Apollon’a adanan bu tapınakları özellikle akşam saatlerinde
ışıklandırılmış biçimde görmenizi öneririm. Burada bir şiir
günü yapmıştık, eşşizdi.
EŞSİZ BİR MÜZE
Tarih
keşfi antik kentle sınırlı değil. Kentin girişinde bulunan Side
Müzesi’ne de gitmelisiniz. Sergilenen eserler arasında
Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ilişkin heykeller, lahitler,
yazıtlar, kabartmalar; pişmiş toprak, cam ve bronz buluntular ile
sikkeler yer alıyor. M.S. 2. yüzyıldan ve sonrasında birkaç
değişikliğe uğrayarak günümüze kadar ulaşan bir hamam
binasının ev sahipliği yaptığı müze soğukluk (Frigidarium),
terleme (Sudatorium), iki ılıklık (Tepidarium) ve sıcaklık
(Caldarium) olmak üzere çeşitli büyüklüklere sahip beş
bölümden oluşuyor.
Side, doğal güzellikleriyle de ünlü. Manavgat Şelalesi, Side'ye çok yakın. Şelaleye yakın bir yürüyüş parkuru var, bu parkurda doğanın tadını çıkarmak için güzel bir yürüyüş yapabilirsiniz. Sözün özü, Side hem tarih severlere hem de plaj keyfi yapmak isteyenlere hitap eden bir belde. Adeta bir cennet. Side'ye gelirseniz tarihin derinliklerinde kaybolup güneşi kucaklamak, denizin ve kumun tadını çıkarmak için bolca zaman ayırmanızı öneririm.
NE YENİR, NE İÇİLİR?
“Side’de
ne yenir ne içilir” diye sorarsanız sizlerle kendi deneyimlerimi
paylaşabilirim. Side'nin liman bölgesinde bulunan önereceğim bu
kafe ve restoranlardan öncelikle Azumare Lounge’ı çok seviyorum.
Burada güneşi batırmak ömre bedel. Alma, yemekleri ile çok
beğeni topluyor. Lush ve Karma eğlence mekânı. Gua’nın
kahvaltısı güzel. Balık yemek isterseniz de Orfoz’u
önerebilirim.