2040’ta her şey değişecek
Çok ses getiren “Dizginlenemeyen” kitabının yazarı Daniel Doll-Steinberg ile yapay zekânın gelişimiyle insanlığın geleceğini konuştuk.
Deniz ÜlkütekinBloomberg tarafından geçen yılın en iyi kitabı
seçilen “Unsupervised” (Dizginlenemeyen) kitabının yen günlerde
İstanbul’daydı.
United Payment’ın sponsorluğuyla Türkiye’de de
okuyucularla buluşan kitabın yazarı Doll-Steinberg uzun yıllar teknoloji
alanında farklı kurumlarla dijital haklar, ekonomi, raporlama ve danışmanlık
alanlarında çalıştı. Kitabında yapay zekâ ve yeni teknolojiler için 2040’ın
dönüm noktası olacağını yazan Doll-Steinberg ile yapay zekânın potansiyelini konuştuk.
-
Yapay zeka tabanlı teknolojilerin popüler kültürdeki temsili çoğunlukla
"Black Mirror" gibi olumsuzluklarla dolu ve kamuoyuna,
dizginlenemeyen teknolojilerin sonunda insanlığın kitlesel olarak yok oluşuna
yol açacağı ya da en azından insalığa zarar vereceği fikrini aşılayan
içeriklerle oluyor. Neden bu temsillerin bu kadar sık olduğunu düşünüyorsunuz?
Kitabı, tam da bu yüzden yazdım. Bu teknolojilerin fırsatı ve potansiyeli konusunda olumlu olsam da kitabım, bu teknolojilerin bizim denetimimiz olmadan sunulmasına izin vermeye devam edersek geleceğin çoğumuz için distopik olabileceğine ilişkin bir uyarı yapmayı amaçlıyorum. Yapay zekânın "Black Mirror"daki gibi tasvir edilmesi çeşitli etkenlere bağlanabilir.
Bu tür
anlatılar öncelikle, bilinmeyene ve denetlenemeyene, özellikle de potansiyel
olarak insan zekâsını ve özerkliğini aşabilecek teknolojilere ilişkin derin
korkulardan besleniyor. Ayrıca bu temsiller, hızla ilerleyen teknolojilerin
etik ve istenmeyen sonuçları hakkındaki toplumsal kaygıları yansıtan uyarıcı
öyküler. Yani bu anlatılar potansiyel olumsuz sonuçları önlemek için sorumlu
inovasyon ve yönetim gereksiniminin altını çiziyorlar.
16
YIL KALDI
-
2040 yılının, dizginlenemeyen bir teknoloji devrimi etkisi açısından bir dönüm
noktası olduğunu söylüyorsunuz. 2040'a yaklaştığımızda neler değişecek?
2040'a
yaklaştıkça, bu teknolojilerin manzarası daha da hızlı gelişerek toplumsal
yapıları, ekonomileri ve kişisel yaşamları şekillendirecek. Yapay zekâ,
blockchain, kuantum hesaplama ve biyoteknolojideki ilerlemeler büyük olasılıkla
birleşecek ve benzeri görülmemiş yeniliklere, verimliliklere ve işlevlere yol
açacak. Bu gelişme, dünyamızı nasıl yapılandırdığımızdan ve günlük rollerimize
kadar her alanda büyük değişikliklere yol açabilir. Belirli iş sektörleri
dönüşebilir veya geçerliliğini yitirebilir,. Dahası, teknolojinin günlük yaşama
entegrasyonu insan etkileşimini, mahremiyetini ve hatta bilinç ve kimlik
anlayışımızı yeniden tanımlayarak insan olma deneyiminde yeni bir çağ
başlatabilir.
-
Otomasyon teknolojilerinin giderek mavi yakalı işgücünün yerini alacağına ve
yüzlerce hatta binlerce kişinin işsiz kalacağına ilişkin bir inanış epeydir
var. Ancak Hollywood grevlerinin ortaya koyduğu gibi yapay zekâ nedeniyle artık
yaratıcı endüstriler ve beyaz yakalı işçiler de işlerini kaybetmekten
korkuyorlar. Endişelenmekte haklılar mı?
Şu anda en güvenli meslek balerinlik olabilir! Hem mavi yakalı hem de beyaz yakalı çalışanlar, otomasyon ve yapay zekânın işleri üzerindeki etkisi konusunda endişelenmekte çok haklıdır. Yapay zeka yetenekleri genişledikçe, daha önce otomasyona bağışıklığı olduğu düşünülen yaratıcı meslekler bile potansiyel sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Hollywood'daki grevler, yapay zekânın içerik yaratmadaki rolüne ilişkin endişelerin bir göstergesi ve teknolojinin insan sezgisi ile yaratıcılığı gerektiren alanlara erişimi konusunda daha geniş bir anlayışa işaret ediyor. Hiçbir sektörün teknolojik ilerlemeye karşı tamamen güvenli liman olmadığını hatırlatmak lazım. Bu teknolojiler, endüstriyel bir devrimden çok bilişsel bir devrimi temsil ettiğinden beyaz yakalı çalışanların mavi yakalı işçilere göre daha fazla ve daha hızlı etkilenmesi olası.
İNSANLIĞI
DEĞİŞTİRECEK ALTI TEKNOLOJİ
-
İnsanlığın tüm yaşam biçimini değiştiren altı farklı teknolojiden söz
ediyorsunuz. Yapay zekâ, blockchain ve tokenizasyon, kuantum hesaplama, 5G ile
6G, metaveri ile sürükleyici teknoloji ve biyo-bilgi işlem... Bu teknolojilerin
insan yaşamına etkileri nasıl olacak?
Potansiyel olarak bu gelişmeler ekonomik bolluğa yol açacak, iletişimde devrim yaratacak, küresel bağlantıyı geliştirecek ve sürükleyici sanal deneyimler ortaya çıkaracak. Güvenli ve merkezi olmayan işlemlere olanak tanıyacak, biyo-bilgi işlem yoluyla tıbbi araştırmaları ilerletecek ve kuantum hesaplamayla karmaşık sorunları benzeri görülmemiş hızlarda çözecekler. Daha kişiselleştirilmiş ve verimli sağlık hizmetlerine, finansal sistemlere ve eğlence seçeneklerine yol açarak günlük yaşamlarımızı, işimizi ve dünyayla etkileşim şeklimizi önemli ölçüde etkileyecek. Ayrıca endüstrilerin üzerine inşa edildiği temel katmanlarımızı bozabilecekler. Hukuk ya da bankacılık endüstrilerine ya da Hollywood'a ne olacağından daha çok hukuk, finans ya da hikâye anlatıcılığını yürüten bilgisayarların aslında nasıl olacağı çok önemli.
DÜNYA
YENIDEN BAŞLAYACAK
-
Bu değişikliklerin dünyayı yeniden başlatmak gibi olacağını ve dünyayı algılama
şeklimizi değiştireceğini söylüyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz?
Toplumun
nasıl işlediği ve bireylerin kendi yapılarını ve çevrelerini nasıl
algıladıkları ve onlarla nasıl etkileşime geçtikleri konusunda temel bir
değişimden söz ediyorum. Bu teknolojiler gerçeklik, kimlik ve topluluk
anlayışımızı temelden değiştirecek, fiziksel ve dijital dünyalar arasındaki
çizgileri bulanıklaştıracak, insan yeteneklerini geliştirecek veya azaltacak ve
yeni deneyim alanları yaratacak. Bu "yeniden başlatma", geleneksel
paradigmalardan ayrılışı simgeliyor ve mümkün olanın sınırlarının sürekli
olarak genişletildiği veya kısıtlandığı, yeniden tasarlanan bir gelecek
düşletiyor.