Nefes nefese soruyoruz: Katil kim?
Arka Pencere, bu hafta son haftaların en popüler dizisi 'Yargı'yı masaya yatırıyor: Oyunculuklar başarılı, senaryo yerinde, heyecan dozu yüksek.
Elif AktuğHani hiçbir diziyi beğenmezdim, hani illa eleştirir yerden yere vururdum; bakın şahane tertemiz bir iş var karşımızda ve beğendiğimi söylüyorum daha birinci cümlemde. Yargı, Ay Yapım'ın son zamanlarda izlediğim (rejisiyle, teknik işçiliğiyle) en sıkı işi olmuş ve fakat gel gör ki 2,5 saatlik dizi süresi hem hikayeyi he seyirciyi yıpratabilir. Birbirinden asla haz etmeyen, çatışmalı ve bol "nefretli" erkek ve kadının aşk hikayesi bizim senaristlerin vazgeçilmezi, burada da erkek kardeşi cinayetle suçlanan savcı ve cinayete kurban giden kız kardeşinin kartilini bulmaya çalışan avukat kadının hikayesini izlliyoruz. Nasıl bir aşk doğacak aralarında zaman gösterecek, dijital ortamda yayınlansa 50'şer dakikalık bölümler halinde tadından yenmezdi.
KADRO: Kaan Urgancıoğlu da Pınar Deniz de çok başarılı, Hüseyin Avni Danyal gibi bir usta var zaten, Uğur Polat var, daha ne olsun.
HİKAYE: Elbette aksaklık veya "aman şurası da şöyle olmalydı" denecek yerler var ama bütününe bakınca, gayet akıcı bir senaryo, gayet yerinde diyaloglar ve merakla beklenen bir son var. Sürprizleri seven, heyecan ve merak dozu yüksek, sıradanlıktan uzak dizi bekleyen seyirci nihayet yazlık dizi karmaşasından kurtuldu, yeni sezonla birlikte.
DEDİM OLABİLİR: Acaba bir avukat bir savcıya öyle diklenebilir, hesap sorabilir, çemkirebilir mi? Eh madem yazmışlar senaryoya, dedim olabilir! Mutlaka hukuki bir danışman kadrosu vardır diyorum, yoksa nerede görülmüş savcıyla böyle konuşmak diyorum, sonra kendi kendime "Aman nihayet güzel bir dizi, takılma ayrıtılara. Netflix 'te saçma sapan dizileri bayıla bayıla seyrediyorsun, kaptır kendini, izle gitsin" diyorum.
SEKSİST YAKLAŞIM VAR MI: Diziyi izlerken Hüseyin Avni Danyal'ın "Nereden buldun bu avukatı, kadın haliyle ne becerecek" cümlesi eleştirilir diye düşündüm ve öyle de oldu. Bu cümlenin kullanılmış olması dizinin kadın erkek ayrımcılığı yaptığını göstermez, klasik ve artık dillerden de zihinlerden de silinmesi gereken erkek bakış açısının acizliğini göstermesi açısından son derece önemliydi.
KOSTÜM MAKYAJ: Dört dörtlük, diyecek lafım yok. Ha birinci bölümde avukat kadının kıyafeti, yırtmacı falan olmamış diyecektim ama baktım ilerleyen sahne ve bölümde hikayeye göre durum değişiyor. Kardeşinin ölüm haberini alınca tuvalette yüzünü yıkadığı sahnede neredeyse hiç makyaj yok Pınar'da, olması gerektiği gibi çekmişler. Yaz dizilerinde neydi öyle pür makyaj, buruşmayan kıyafetler ve maşalı saçlar, abuk sabuk diyaloglar.
ARKA PENCERE NOTU: 8 verdim, heyecan dozu böyle gitsin 10 bölüm daha, 10 veririm.