Kalbin hafızası… Baba…
Florian Zeller tarafından yazılan 'Baba', gerek performans, gerek reji anlamında sezonun ses getireceğini düşündüğüm sayılı oyunlarından.
Yavuz KoçPürtelaş Tiyatronun sahneye koyduğu Florian Zeller tarafından yazılan oyunun çevirisi Philip Arditti ve Serdar Biliş’e ait. Yönetmen koltuğunda Tamer Can Erkan’ı gördüğümüz oyunda sahne ve kostüm tasarım Gamze Kuş’a ışık tasarım ise Cem Yılmazer’e ait. Oyuncu kadrosunda usta isim Şerif Erol’a, başarılı oyuncu Özlem Zeynep Dinsel, Kayhan Açıkgöz, Kübra Balcan, Kürşat Demir ve Yasemin Taş eşlik ediyor.
"BURASI BENİM EVİM DEĞİL Mİ?"
“Baba, demans hastası yaşlı bir adam ve kızının karşı karşıya kaldığı mücadeleyi konu alıyor. Baba, doğru ve yanlışın, gerçekte olan veya olmayanın, anıların ve travmaların karıştığı kaygan zeminde, gerçekliğin doğasına dair sorular ile seyircileri baş başa bırakan bir hikaye.”
Tamer Can Erkan metne genel itibariyle sadık kalarak sahneye taşıdığı oyunun omurgasını oluşturan duygu yoğunluğunu izleyiciye doğru şekilde aksettirmiş. Oyunun başarısını perçinleyecek olan anları iyi yakalamış, kırılma anlarında doğru müdahale ve yönlendirmelerle başarılı bir reji ortaya koymuş. Hazırlık aşamasında oyuna oldukça yoğunlaşması, her detayı titizlikle sahneye taşımaya çalışması başarılı bir yapım sürecini beraberinde getirmiş. Kendisini başarılı seçimlerinden dolayı tebrik ederim. Usta isim Şerif Erol performansıyla izleyiciyi büyülüyor. Karakterinin dramatik yapısını öyle iyi aksettiriyor ki, izleyici oyunun hemen başında karakterle özdeşlik kuruyor.
Duygusal iniş çıkışları, travmaları, gerçek ve hayal eksenine giriş çıkışları oldukça etkileyiciydi. Erol bu denli dramatik olan karakterinin yanı sıra oyunda güldürü unsurunu da omuzluyor. Bu yönüyle de izleyicinin sahnede sadece dramatik olmayan gerçek bir karakter görmesini sağlıyor. Şerif Erol gibi olağanüstü bir oyuncuyu sahnede izlemek büyük keyif. Usta oyuncuyu oldukça başarılı performansından dolayı yürekten kutlarım.
Özlem Zeynep Dinsel oynadığı her oyunla bende iz bırakan sayılı oyunculardan. En son “Araba Kullanmayı Nasıl Öğrendim” oyununda izleme fırsatı bulduğum Dinsel, baba kız diyaloğunu karikatürize olmadan başarıyla izleyiciye yansıtıyor. Kimi zaman hikayede anlatıcı rolünü üstlenmesi izleyicinin oyunu daha iyi kavramasına sebep oluyor. Başarılı performansından dolayı kutlarım.
Kübra Balcan sahnede ilk kez izlediğim ve performansını oldukça beğendiğim bir isim. İlgiyle takip edeceğim oyuncular arasına adını yazdırdığını söylemem yanlış olmaz. Yasemin Taş, Kayhan Açıkgöz ve Kürşat Demir üzerlerine düşen görevi başarıyla yerine getirdiler.
Dekor tasarımda Gamze Kuş oyuna hizmet eden sade ve işlevsel seçimleriyle başarılı bir iş ortaya koymuş. Kostüm konusunda da gündelik ve özellikle Baba’nın ruh haline uygun seçimleri başarılıydı.
Işık tasarımda Cem Yılmazer yine alanının en iyisi olduğunu ispatlar nitelikte yaptığı seçimlerle göz kamaştırdı. Oyunun duygu yoğunluğuna yaptığı başarılı seçimlerle katkı sağladı. Atmosfer yaratmadaki başarısı da her türlü övgüyü hak ediyor.
Baba, Şerif Erol’un (Baba) zihninden gördüğümüz, baba kız diyaloğunun samimiyetini yansıtan, duygusal iniş çıkışları ve yaşlı bir adamın travmalarıyla yüzleşeceğimiz oldukça başarılı bir iş olmuş. Gerek performans, gerek reji anlamında sezonun ses getireceğini düşündüğüm sayılı oyunlarından.
Bu başarılı yapımın izleyici ile buluşmasını sağlayan tüm ekibi kutlarım.
Alkışınız bol olsun…