Tarım Orman-İş Başkanı Şükrü Durmuş'tan 'Çanakkale' açıklaması: Yangınlar tesadüf değil

Çanakkale’de 22 Ağustos’ta Kayadere köyü civarında başlayan ve üç farklı noktada devam eden yangın dün kontrol altına alınabildi. Tarım Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, “Yangının 3. kez çıkması bir tesadüf değildir ve araştırılması gerekir çünkü yanan alanların tamamı boğazı gören yerler. Yangının birileri tarafından bölgedeki ağaçlar için çıkartıldığından şüphe ediyoruz çünkü ağaçlar ölse de gövdeleri sağlam kalıyor ve bu ağaçlar aynı işlevlerde kullanılabiliyor” dedi.

ANKARA / Cumhuriyet

Tarım Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, Çanakkale’de bu yıl 3. kez çıkan ve geniş alanlara yayıldıktan sonra söndürülebilen yangın hakkında gözlemlerini Cumhuriyet’e anlattı. 

Yangının, öncesindeki süreçle birlikte ele alınması gerektiğine dikkat çeken Durmuş, “6 Şubat depremlerinden bir gün sonra, tüm Türkiye ve dünyanın depremle ilgilendiği dönemde Çanakkale’de ağaç kesim işlemine başlandı. 725 dönümlük bir alanda apar topar kesim yapıldı. Ham madde temini için yapılan kesim, boğazı gören bir arazide yapıldığı için o dönem kafalarda soru işareti yarattı” diye konuştu. 

(Şükrü Durmuş)

Durmuş, kesimden sonra aynı arazide yangınlar çıktığına dikkat çekerek, “16 Temmuz’da aynı orman ve yan arazisinde iki noktadan yangın çıktı. ‘Bu bölgede yangın çıkacak’ denildi ancak önlem alınmadı. Yaklaşık bin 600 hektarlık bir alan yandı. 26 Temmuz’da aynı bölgede bir yangın daha çıktı. Şimdi ise 3. yangın çıktı” ifadelerini kullandı.

‘İLK MÜDAHALE YOK’

Durmuş, yangının geniş alanlara yayılmadan söndürülemediğine de işaret ederek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Yangın, birçok nedenle çıkabilir ancak önemli olan kurumunun önlem almasıdır. Geçmişte orman yangınları orman köylüsünün yardımlarıyla söndürülürdü. Ancak orman köylüleri AKP döneminden itibaren desteklenmediği için ve bölgede kıyımlar yapıldığı için bağlar koparıldı, sosyolojik sorun ortaya çıktı. Orman yangınlarında en önemli etken yerinde ve zamanında müdahaledir. Yeterli teçhizat olsa da, ne eğitim almış yeterli insan yetiştirilebiliyor ne ilk müdahaleyi yapacak orman köylüsü kaldı.”