IICEC raporu ortaya koydu: Sıfır emisyon hedefine ulaşılması için...

Sabancı Üniversitesi'nin enerji ve iklim araştırmaları kuruluşu IICEC, Türkiye'nin yeni açıkladığı 2053 yılında net sıfır emisyon hedefine ulaşması için 2030 yılına kadar en az iki milyon elektrikli aracın satılması ve bu araçların ihtiyacı olan kamuya açık şarj altyapısının kurulması gerektiğini bildirdi.

Reuters

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından hazırlanan Türkiye Elektrikli Araçlar Görünümü 2021 raporu bugün yayımlandı.

Türkiye ayrıntılı olarak politikalarını henüz belirlememiş olsa da, bu yıl mecliste Paris iklim anlaşmasının onaylanmasıyla birlikte net sıfır emisyon hedefine 2053 yılında ulaşmayı hedeflediğini açıkladı. Türkiye böylece iklim politikalarının nihai hedeflerini ortaya koymaya başladı.

IICEC Direktörü Bora Şekip Güray, düzenlenen basın toplantısında 2030 yılın için iki farklı senaryoyu ele aldıklarını belirtti. Düşük büyüme senaryosunda toplam araç satışlarında elektriklilerin payının 2030 yılına kadar yüzde 16'yı ancak bulması beklenirken, elektrikli araç parkının ise 1 milyon seviyesine varması bekleniyor. Yüksek büyüme senaryosunda ise elektrikli araçlar, toplam parkta yüzde 35 paya sahip olacak.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre karayolu ulaşımı, salgın hastalık öncesi son yıl olan 2019 itibarıyla CO2 emisyonlarının yüzde 20'sinden biraz fazlasını üretirken, hem sağlık hem iklim için zararlı karbonmonoksit ve NOx emisyonlarının da yüzde 20'ye yakın kısmını üretiyor. Yani ulaşımdan akaryakıtın payının azalarak elektriğin artmasının emisyonları belirgin düzeyde indirmesi bekleniyor.

Rapora göre Türkiye'nin sera gazı emisyonları elektrikli araçların payının mevcut yüzde 1 düzeyinde kalması halinde 2030'a kadarki 10 yıllık dönemde yüzde 25 artarken, yüksek büyüme senaryosunda ise yüzde 20 azalacağı hesaplandı.

Ulusal ölçekte bu oranda emisyon azaltımı ülkenin temel sanayi sektörlerinden olan enerji yoğun demir-çelik sektöründe şu anda salınan emisyonun iki katının atmosfere artık salınmayacağı anlamına geliyor.

Raporda 2030 yılında yüksek büyüme senaryosunda elektrikli araçların yılda 6 terawatt/saat (TWh) elektrik talebi yaratacağı, bunun ise sadece 1.3 milyar dolar tutarında elektrik üretimi yatırımı ile karşılanabileceğini tespiti yer aldı.

Bu yatırıma karşılık elektrikli araçların 2030 yılına kadar 2.5 milyar dolar tutarında petrol ürünü, dolayısıyla ithalat talebinden tasarruf sağlayacağı tahmin edildi.

Raporda, "Yüksek büyüme senaryosu, daha verimli, daha az ithal enerji ve daha düşük kabon yoğunluğuna sahip bir gelişim patikası sunarak, Türkiye'nin temiz enerji dönüşümü ve enerji güvenliğini güçlü şekilde desteklemektedir. Tüm bu kazanımların sağlanabilmesi için, kamu, özel sektör, akademi iş birlikleri ve eşgüdüm içerisinde kritik gelişim alanlarında önemli iyileşmeler sağlanması gerekmektedir" denildi.

Raporda 2 milyon elektrikli araç parkına ulaşmak için her 10 araca kamuya açık en az 1 şarj soketi kuyracak kadar yatırım yapılması gerektiğini ifade edildi.

Şu anda Türkiye'de araç şarj altyapısının yüzde 1'den küçük olan elektrikli araç pazarından hızlı büyüdüğü, ancak 2025 yılından sonra bu durumun tersine dönebileceği ifade edildi.