Hacıosman Bayırı ve çevresi bakanlık oluruyla yapılaşmaya açılacaktı, mahkeme 'dur' dedi: 'Bilimsel dayanağı yok'
İktidarın doğal sit alanı statüsünü düşürerek imara açmak istediği Sarıyer’deki Hacıosman Bayırı şimdilik kurtuldu. İstanbul 12. İdare Mahkemesi, bakanlığın tartışmalı kararını iptal etti.
Cengiz Karagözİstanbul Sarıyer’deki Hacıosman Bayırı ve yakın çevresinin doğal sit alanı statüsü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın “oluruyla” 7 Eylül 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan bir ilanla değiştirilmişti. Bu kararla birlikte tamamı sit alanı olan Hacıosman Bayırı ve çevresindeki alanların bir kısmının statüsü “nitelikli doğal koruma alanı” bir kısmı da “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım” alanına dönüştürüldü.
Bakanlığın tepki çeken bu kararını Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi yargıya taşıdı. İstanbul 12. İdare Mahkemesi, bakanlığın tartışmalı kararını iptal etti. Mahkemenin verdiği kararda, bakanlığın söz konusu kararıyla birlikte bölgedeki yapılaşmanın artmasının kaçınılmaz olduğunu, bu durumun çevre politikalarıyla gerçekleştirilmek istenen doğayı ve yaban hayatı koruma ilkelerine aykırı olduğuna vurgu yapıldı.
Mahkeme kararında, Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’nun (ETBAR) hazırlık aşamasında Hacıosman Bayırı ve çevresine şubat, nisan, mayıs ve Ağustos aylarında çıkılarak en az ardışık dört mevsim inceleme yapılması gerektiği kuralına uyulmadığına dikkat çekildi.
‘TAŞKIN ALANI İÇİNDE’
Ayrıca ETBAR’ın biçim ve içerik olarak sit statü sınırlarını tanımlamaya imkân verebilecek bilimsel yeterlilikle olmadığına karar veren mahkeme, bakanlığın yaptığı sit değişikliğinin de bilimsel temelden yoksun olduğuna dikkat çekti. Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Davaya konu olan alanda, taşkın tehlikesine açık olan alt bölgeler Kozdere deresinin taşkın yatağında yer alan PTT Evleri Mahallesi ve Büyükdere fidanlığını içine alan kısımdır. Cumhuriyet Mahallesi’nin yer aldığı alan ise Boğaziçi siluetinde yer almaktadır. Yapılaşma alanlarındaki yatay-dikey artışlar, köprünün hemen yanında yer alan böylesi bir alanın Boğaziçi siluetine zarar vermesi anlamına gelecektir.”