Gölleri kurtarın
Biyolojik çeşitlilik ve kültürel zenginlik açısından kritik bir alan olan 8 bin yıllık kaya resimlerinin bulunduğu Latmos Dağları’na komşu sulak alanlar iklim krizi ve insan faktörleri nedeniyle kuraklık tehdidi altında. Sekiz aydır yağışın olmadığı bölgedeki vahşi sulama, maden faaliyetleri, evsel ve endüstriyel atıklar kuraklığı tetiklerken kirliği artırıyor.
Yusuf KörükmezAydın ve Muğla illeri için sadece bir su kaynağı değil, aynı zamanda tarihi, kültürel ve biyolojik çeşitlilik açısından da büyük bir öneme sahip olan Bafa ve Azap gölleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü iki gölün iklim değişikliği ve insan kaynaklı sorunlar nedeniyle son yıllardaki en geniş kurumaların olduğunu aktararak maden faaliyetlerinin bir an önce durdurulması çağırısını yaptı.
“GÖLE SU GİRİŞ VE ÇIKIŞLARI KAPATILIYOR”
Havzasında 261 kuş, 22 sürüngen ve 19 memeli türe ev sahipliği yapan, aralarında flamingoların da bulunduğu nesli tehlike altında olan birçok kuş türüne üreme ve kışlama ortamı sağladığı gibi sucul canlılar açısından zengin biyolojik çeşitlilik içeren Bafa Gölü, çevresinde yaşayan insanlara da hayat veriyor. Ancak gölün kuraklık ve kirlilik tehdidi altında olduğunu aktaran Bahattin Sürücü, “Pamuk sulama mevsiminde göldeki tuzlu suların Büyük Menderes Nehri’ne karışmaması için Bafa’nın hem Serçin Priz Kanalı hem de Sakızburnu Dalyan kanalında kamyonlarca toprakla bent oluşturularak, göle su giriş ve çıkışları tamamen kapatılmaktadır. Bu durum gölün ekolojik yapısını bozmakta, kurumaya neden olmakta ve başta yılan balıkları olmak üzere sucul canlıların geçişine engel olmaktadır” dedi.
3 İLİN ATIĞI GÖLE GELİYOR
Yavru balık üretim tesislerinin atıksularının arıtılmadan göle deşarj edildiğinin raporlarla ortaya konulduğunu aktaran Sürücü, “Uşak, Denizli ve Aydın illerinin evsel ve endüstriyel atıkları arıtılmadan Büyük Menderes Nehri’ne bırakılmakta ve nehirden göle su akışı sağlandığında bu kirlilik göle ulaşmaktadır. Nehir bir yandan gölün en önemli beslenme kaynağı olurken, bir yandan da havza boyunca suyla taşıdığı kimyasal, ağır metal vb. atıklarla kirlilik yükünü artırmaktadır. Göldeki alglerin aşırı artışı olan ötrofikasyon gölde bulunan canlıların yaşam alanını daraltmakta, yaşamsal faaliyetlerini yerine getirmelerini engellemektedir. Gölün ekolojisinde yaşanan değişimler nedeniyle son yıllarda Avustralya tüp kurtları gibi yeni türlerle de karşılaşılmaktadır” dedi.
MADENLER BÜYÜK TEHDİT
Büyük Menderes Nehri’ne yapılan HES’ler ve Söke Ovası’ndaki vahşi sulama faaliyetlerinin de gölü tehdit ettiğini aktaran Sürücü, “Bafa Gölü’nün sırtını dayadığı Latmos Dağları’nda faaliyet gösteren maden ocaklarından dereler vasıtasıyla akan maden suları ve toprakları gölün ekolojisine büyük zarar vermektedir. Gölle dağın bütüncül bir şekilde oluşturduğu olağanüstü doğal peyzajı geri dönülmez biçimde tahrip edilmektedir” ifadelerini kullandı.
“SU DERİNLİĞİ ŞU ANDA 130 CM”
Bölgedeki ikinci büyük sulak alanı olan Azap Gölü’nde de kurumalar başladığını aktaran Bahattin Sürücü, “Gölde su seviyesinin düşmesi sonucu doğudan başlamak üzere kurumalar başladı. Yaklaşık 5-6 metreye bulan su derinliği şu anda 130 cm’ye kadar düştü. Bunun nedeni kuraklığa bağlı olsa da en önemli nedenlerden biri de Latmos Dağları’ndaki maden ocaklarıdır. Ocaklardan yağışlarla birlikte göle akan maden toprakları gölün tabanını doldurarak sığlaştırmakta ve su hacminin azalmasına neden olmaktadır. Eğer iklim şartları bir süre daha böyle yağışsız geçerse Azap Gölü’nün tamamen kuruması kaçınılmaz olacaktır” dedi.
“MADEN FAALİYETLERİ DURDURULMALI”
Göllerin kurtulması için yetkililere çağrıda bulunan Sürücü, “Hem Bafa’yı hem de Azap Gölü’nü tehdit eden maden faaliyetleri bir an önce durdurulmalıdır. Maden faaliyetleri sadece her iki gölü değil, bölgenin doğal ekosistemine zarar vermekte, maden kamyonlarının yarattığı toz, toprak ve gürültüyle yörede yaşayan insanların sağlığını bozduğu ve en önemlisi de içilebilir su kaynaklarına zarar verdiği görülmektedir. Yöre insanında kanser vakası artmakta. Organik zeytincilik yapılan bölgede madenler yüzünden ağaçların kurumaya başladı” şeklinde konuştu.
KOMİSYON KURULDU
Öte yandan Yaşanan kirlilik sonrası TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Sunay Karamık, komisyon üyesi milletvekilleriyle birlikte Bafa Gölü’nde incelemelerde bulunarak bölgenin geleceğine dair bir değerlendirme süreci başlattı. Aydın ve Muğla valilikleriyle ve yöre halkıyla bir araya gelen komisyon gölüm korunması ve temizlenmesine yönelik çözüm önerileri masaya yatırdı. Bahattin Sürücü “Biz EKODOSD olarak Bafa Gölü’nün ve Latmos Dağları’nın sorunlarını içeren bir raporu komisyon başkanı Sunay Karamık’a sunduk. Sorunların meclise taşınacak olmasını olumlu buluyoruz. Umarız hem yöre insanlarını hem de bölgenin biyoçeşitliliğini koruyacak bir sonuç raporu çıkar” dedi.