EMO Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş, ‘Özelleştirilen alanlar kaderine terk edildi’

Eylül ayında Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkanlığı, “İşte, evde, yolda Enerji Verimliliği” adlı bir kitapçık yayımladı. Kitapçıktaki “Araç bekleme halindeyken kontak kapatılmalı, saçlar mümkün olduğu kadar havlu ile kurutulmalı, ihtiyaçtan büyük ekranlı televizyon tercih edilmemeli” gibi tavsiyeler tepki çekerken uzmanlarca eleştirildi. 

"ÇALIŞMALAR PLANLI DEĞİL"

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş elektrik verimliliği konusundaki eksiklikleri Cumhuriyet’e değerlendirdi. Ulutaş, “Enerji verimliliği aynı işi daha az ekipman ve enerji kullanarak yapmak demektir. Kitapçığı biz de eleştiriyoruz. Ne yazık ki Türkiye’de enerji verimliliği çalışmaları planlı ilerlemiyor. Devletin bu konuda sistemli programı yok. Yurttaşın ve sanayinin kendi inisiyatifine bırakılmış durumda” diye konuştu. Ulutaş, özellikle elektrik dağıtım şebekelerindeki kayıp-kaçaklara dikkat çekerek, “Elektrik dağıtım şebekeleri özelleştiği ve buralardaki bakımlar sistemli takip edilmediği için hem Isparta örneğinde olduğu gibi enerji arzında sıkıntı yaşıyoruz hem şebeke kayıpları ciddi bir maliyet yaratıyor” dedi.

Ulutaş, “Sanayide ve evlerde daha verimli ekipman kullanılması gerekiyor. Bunun önkoşulu hem ekipmanları ülkenizde üretip dışa bağımlı olmamak hem enerji verimliliğini artırmak için dönüşümü sağlamak amacıyla sanayiye veya konutlara daha uygun koşullarda teşvik programları oluşturmak. Ayrıca başlı başına bir sorun alanı olan enerji-yoğun demir-çelik, seramik gibi endüstriler var. Daha az enerjiyle daha fazla çıktı üretecek sanayi politikasına ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

"GEREKEN YAPILMIYOR"

Devletin yapması gereken uygulamaları yapmadığını belirten Ulutaş, “Ne enerji verimliliği amacıyla ekipman dönüşümü için teşvik ne sanayileşme politikalarında enerji yoğun endüstriden teknoloji yoğun endüstriye geçiş var. Elektrik şebekemiz özelleştiği ve özelleştirilen alanlar kendi kaderine terk edildiği için bu alanlarda dünya standartlarına uygun yatırım ve iyileşme programları yok. Enerji Bakanlığı kendi üzerine düşen görevi yapmıyor, sonra da yurttaşa ‘fırını erken kapat’ ya da ‘ışığı söndür’ gibi etkisiz  ya da etkisi sınırlı akıllar  veriyor” dedi.