Dereler İzmir Körfezi'ne kirlilik taşıyor
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi Teknik Sorumlusu ve Çevre Mühendisi Selma Akdoğan, evsel atık, atık su ve sanayi kaynaklı deşarjlar ile kirlenen 30 civarındaki derenin iç ve dış körfeze döküldüğünü belirterek, "Kirliliğin kaynağı kesilmediği müddetçe bu döngü devam edecek" dedi.
DHAİzmir Körfezi'ne dökülen başta Meles, Arap, Ahırkuyu, Bornova, Manda, Büyük Çiğli, Küçük Çiğli, Ilıca ve Poligon dereleri, evsel atıklar, atık su ve sanayi kaynaklı deşarjlar nedeniyle kirleniyor. Kentin içinden geçip, körfeze dökülen bu irili ufaklı dereler, taşıdıkları su ve atıklar ile kirliliğe neden oluyor. Özellikle son yağışlarla derelerin körfez ile buluştuğu sığ bölgelerde, kirlilik daha da dikkat çekiyor.
İzmir'de iç ve dış körfeze dökülen 30 civarında dere olduğunu belirten ÇMO İzmir Şubesi Teknik Sorumlusu ve Çevre Mühendisi Selma Akdoğan, "Bu dereler, doğdukları noktadan itibaren aslında bütün havzanın kirliliğini taşıyor. Körfezimize yağmur suları ile taşınan kirlilik de dahil. Kaçak atık su deşarjları, yeterince arıtılmamış atık suların deşarjları, sanayi kaynaklı deşarjlar ve derelere atılan atıklar dahil olmak üzere önemli miktarda kirlilik körfeze taşınıyor" dedi.
“DERELERDEKİ KİRLİLİK KÖRFEZE TAŞINIYOR”
Derelerin büyük bir alan kapladığını ifade eden Akdoğan, "Geçtikleri bütün alandaki kirlilik, körfeze ulaşıyor. Buna ilişkin temizleme ve ıslah çalışmaları devam ediyor. Her sene aynı şekilde İZSU ve idarelerce çalışma yapılıyor ama kirliliğin kaynağı kesilmediği müddetçe bu döngü devam edecek. Odamızın derelere yönelik özel ayrı bir çalışması yok. İlgili kurumlarda su kalitesinin izlenmesine yönelik çalışmalar yürütülüyor. Raporlar yayınlanıyor. Kurumların raporlarını takip ediyoruz. Aynı zamanda saha gözlemlemelerimiz ve şubemize gelen bilgiler doğrultusunda görüşlerimizi oluşturuyoruz. Devlet Su İşleri'nin kendi çalışma alanında su kalitesinin izlenmesine yönelik çalışmaları var. Havza planlama kapsamında yapılan tespitler var. İZSU'nun kendi idare alanı içerisinde yaptığı ıslah çalışmaları var. Tüm bu çalışmaların üzerinden ortaya çıkan sonuç; derelerin büyük bir miktarda kirlilik taşıdığı, kirlendiği ve bütün havza planlarında da görebiliriz" diye konuştu.
“DENETİMLERİN SIKLAŞTIRILMASI GEREKİYOR”
Dere kirliliğinin önlenmesi için denetimlerin sıklaştırılması gerektiğini vurgulayan Akdoğan, "Suyun yönetilmesi ve kirliliğin kontrolü ile ilgili paydaş idareler var. Tüm idarelerin kendi alanlarındaki denetim sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor. Sanayi tesislerinin kaçak deşarjlarının önlenmesi gerekiyor. Denetimlerin sıklaştırılması gerekiyor. Foseptik ve arıtılmamış atık suların derelere ulaşmasının engellenmesi gerekiyor. Burada vatandaşın, esnafın ya da tekil kişilerin de derelere doğrudan atık attığını da görebiliyoruz. Plastik atıkların, geri dönüşüme gönderilmesi ya da ayrı konteynerlerde toplanması gerekiyor. Fakat doğrudan derelere ve körfeze ulaşan atıkları görüyoruz. Her sene İZSU faaliyet raporlarında temizlik sonrası atık bertaraf edildiğine ilişkin bilgiler paylaşılıyor. Atıkların çıkarılması tek başına çözüm değil; kaynağında kesilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.