‘Blue Panda’ mavi ormanlar için yelken açtı

Her yıl yaklaşık beş ay süren seyri boyunca karar vericiler, bilim insanları, deniz kıyı toplulukları, kamu, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör gibi paydaşları buluşturan “Blue Panda” Akdeniz’e yönelik tehditlere dikkat çekiyor.

Özlem Yüzak

Akdeniz ısınıyor. Öyle ki sıcaklıklar küresel ortalamadan yüzde 20 daha hızlı artıyor ve dünyanın en hızlı ısınan ve en tuzlu denizi haline geliyor. Artan sıcaklıklar zaten yoğun insan etkisine maruz kalan denizel kaynakları tükenme noktasına getirerek havza genelinde gözle görülür yıkıcı sonuçlar doğruyor. 

Ekosistemler çökerken bölge halkının geçim kaynakları da yok oluyor. 2019’dan bu yana Akdeniz’in karşı karşıya bulunduğu tehditlere dikkat çekmek için nisan ayında Fransa’dan yola çıkan WWF Akdeniz Girişimi’nin (MMI) “Blue Panda” yelkenlisi, Yunanistan’ın ardından 8 Ağustos tarihinde Datça’ya geldi. Türkiye ziyaretinde Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yürütülecek denizel çalışmalara destek verecek. 18 Ağustos’a kadar Türkiye’de olacak olan “Blue Panda” yelkenlisi, ekim ayına dek İtalya, Hırvatistan ve Arnavutluk’u ziyaret edecek.

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye) “Blue Panda”nın Datça durağında, 9 Ağustos günü özel bir seyir düzenleyerek Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ve yerel yönetimlerle bir araya geldi. 

ÖZEL YASALARLA KORUNMALI

Akdeniz’in endemik deniz çayırları iklim krizine karşı en önemli müttefiklerimizden biri. Denizlerimizin akciğerleri ve Akdeniz’deki türlerin yüzde 20’sinin yaşam alanı. Özel yasalarla korunması gerekiyor. 

WWF-Türkiye’de Doğa Koruma Direktörü Güner Ergün’ün vurguladığı gibi karadaki ormanlara eşdeğer kabul edilen deniz çayırlarına yönelik en büyük tehlike demirleme.

Ergun çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:  

  • Ulusal düzeyde demirleme yönetmeliği hazırlanıp uygulamaya konulması.
  • Demirlemeye kapalı alanlar oluşturulması.
  • Deniz çayırları koruma alanları belirlenmesi.
  • Demirlemeye kapalı alanlarda eko şamandıra sistemlerinin kurulması.

Tabii asıl sorgulanması gerekenler de var. Örneğin neden yıllar boyu teknelerin keyfine göre demirlemesine izin verildi? Neden bir dönem Özel Çevre Koruma Bölgesi kaldırıldı? Neden teknelerin atıklarını denize boşaltmasının önü alınamıyor? 

WWF-Türkiye Genel Müdürü Ömür Kula, “Gidişatı tersine çevirmek, Akdeniz’i korumak için güçlü eylemlere ihtiyacımız var” sözleriyle deniz ekosistemlerini korumak için kamu, yerel yönetimler, sivil toplum, yerel halk, kurumlar gibi tüm paydaşları birlikte hareket etmeye çağırdı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdür Yardımcısı Dr. Beyhan Oktar ise hayatını çevre korumaya adamış biri. Şubat 2023’de yaşanan Hatay depreminin ardından çevre projelerine ayrılan fonların zorunlu olarak azaltıldığına dikkat çekti.