Akbelen’de sert müdahale: Doğayı sevmek suç!

Akbelen Ormanı’nı savunan yaşam savunucuları ve köylülere dün sabah saatlerinde polis ve jandarma tarafından ağır müdahalede bulunuldu. 2 TOMA ve biber gazıyla yapılan müdahalelerin ardından başta davanın avukatı İsmail Hakkı Atal olmak üzere 24 kişi gözaltına alındı.

Şeyda Öztürk / İrem Karataş

Muğla Milas’taki Akbelen Ormanı’nın Limak Holding ve İÇTAŞ’ın ortak projesi olan YK Enerji’nin termik santrallerine kömür sağlanması için kesimi dün de devam etti. Pazartesi günü başlayan kesim çalışmaları yaşam savunucuları, köylüler ve siyasilerin tüm söylemlerine karşın durmadı. 750 dönümlük alanda yapılan çalışmanın neredeyse yarısından fazlası tamamlandı. Bölgede dün yapılan kesim sabah saatlerinde nöbet alanına kadar yaklaştı. Kesim yapanları koruyan jandarma ve polis ekipleri 05.30’da bölgeyi abluka altına aldı. Nöbet alanına giriş-çıkışlar kapatıldı. Yaklaşık 06.00 sularında da kesime başlandı. Nöbet alanını çevreleyen ağaçların hepsi kesildi. 

JANDARMA YOLU KAPATTI

Aynı saatlerde bölgeye gitmeye çalışan yaşam savunucuları da alana dört kilometre kala araçları jandarma tarafından durduruldu. Araç giriş-çıkışının Milas-Ören yolu üzerinde yaşanan kazadan dolayı olduğu söylendi. Bunun üzerine yaşam savunucuları araçlardan inerek dört kilometrelik yolu yürüdü. Ancak yol üzerinde herhangi bir kaza yoktu.

ARAÇ ÖNÜNDE OTURMA EYLEMİ

YK Enerji’nin personellerini taşıyan araç, Akbelen Ormanı önünden geçerken yaşam savunucuları tarafından yolu kesildi. Yıllardır buradaki mücadelenin destekçisi olan çevre mühendisi Deniz Gümüşel araçtakilere seslendi. Gümüşel, “Arkadaşlar toprak hepimize yeter. Buradan alacağınız üç kuruşa muhtaç değilsiniz. Hepimiz emeğinizin gücü, alnınızın hakkıyla çalışıyorsunuz. Gelin toprağı bölüşelim, birlikte zeytin üretelim” şeklinde isyan etti. 

GÖZALTI YAPILDI

Ardından yurttaşlar aracın önünde oturma eylemine başladı. Yurttaşların yolun diğer şeridinden gelen Orman Genel Müdürlüğü’nün aracının önünü kapatması üzerine jandarma ve polis TOMA’ları iki taraftan yaşam savunucularına müdahale etmeye başladı. Köpüklü suyun yanı sıra polis ve jandarma yurttaşlara biber gazıyla ağır müdahale etti. Yurttaşlara yapılan müdahalenin ardından 20 kişi gözaltına alındı. Başka davanın avukatı İsmail Hakkı Atal ve beraberindeki yaşam savunucuları emniyete götürüldü. 

İlerleyen saatlerde jandarma Deştin Çevre Platformu’ndan ve aynı zamanda bölgedeki komiteden olan Haluk Özsoy’u gözaltına almak için müdahalede bulundu. Gerekçe olarak hakkında arama kararı olduğu söylendi. Bunun üzerine yaşanan arbede sonucunda jandarma biber gazı ve kalkanlarla müdahale etti. Özsoy’la birlikte üç kişi gözaltına alındı. 

‘SİLAHLARI VARDI’

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) gönüllüsü Umay Karabaş, pazartesi gününden beri nöbet alanındaydı. Sabah yaşananları Cumhuriyet’e anlatan Karabaş, “Sabah saatlerinde postal ve kalkan sesiyle uyandık. Nöbet alanı abluka altına alındı ve biz ne yapacaklarını anlamadık. Kesim, nöbet alanına yaklaştığı için biz müdahale etmeyelim diye alanı kapatmışlar. Ablukayı delme şansımız yoktu, jandarma silahlı bir şekilde bekliyordu. Saatlerce iletişimi kestiler. Biz 112’yi bile arayamadık” dedi. Ağaç kesiminden bahsederken gözyaşlarını tutamayan Karabaş, “Bize abluka altında saatlerce cinayeti izlettiler. Yıllardır beraber yaşadığımız ağaçların kesilmesini dinledik. Onların devrilmesini seyretmek zorunda kaldık” diye konuştu.

‘ORMANI KAYBETMEDİK’

MUÇEP’ten ve aynı zamanda biyolog olan Halime Şaman ise ifadelerini şu şekilde anlattı:

Ağacı görmemek oranın orman vasfını yitirdiği anlamını gelmiyor. Makilik alan, mantarlar, flora yaşamaya devam ediyor. Üzerine yüzlerce yıllardan beri oluşan tohum var. Buraya dokunulmazsa çok kısa sürede eski varlığına kavuşur. Biz burayı kaybetmedik. Eğer burada sıyırma ve toprak kazınmasına izin verirsek işte o zaman ormanı kaybederiz. O yüzden mücadele çok kıymetli.