Şimdiye kadar kazılan en derin çukurda çığır açan keşif
Atlantik Okyanusu'nun ortasında yer alan 'kayıp şehir' yakınlarında, dünyanın şimdiye kadarki en derin çukurunu kazan bilim insanları çığır açan bir keşfe imza attı.
Dış Haberler ServisiBilim insanları, insan yaşamının köklerine dair sırlar barındırdığına inandıkları Dünya'nın mantosunu delmelerinin ardından çığır açan bir keşifte bulundu.
Uzmanlar tarafından incelenen kaya örneklerinin, "insan yaşamının kökenine ilişkin anlayışımızı değiştirebileceği" ortaya çıktı.
Çıkarılan kaya örneklerinin yaklaşık 6,5 cm çapında olduğu bildirildi.
Cardiff ve Leeds üniversitelerinden araştırmacıların liderliğindeki ekip, derin deniz sondajı deneylerini gerçekleştirmek üzere Atlantik Okyanusu açıklarında 'Kayıp Şehir' olarak anılan noktaya gitti.
Ekip, yerkabuğunun altında ve dış çekirdeğin üstünde yer alan katı bir kaya tabakası olan yerküre mantosundan, gezegenimizin evriminin gizemlerini çözmede bilim insanlarına yardımcı olabilecek bir örnek çıkarmayı başardı.
BİLİM İNSANLARI NE DİYOR?
Leeds Üniversitesi'nden jeolog ve çalışmanın eş yazarı Andrew McCaig, basına demecinde, “Dünya'daki yaşamın kökleri Kayıp Şehir'e benzer bir ortama ait olabilir” dedi.
LadBible'da yer alan habere göre, okyanus tabanından çıkarılan bir grup kaya, sıradan insanlar için pek bir şey ifade etmeyebilir, ancak araştırmayı yürüten ekipler için bu bulgular, milyarlarca yıl önceki evrimsel süreçleri anlamak için oldukça önemli.
Çalışmanın başyazarı, Cardiff Üniversitesi'nden Jeolog Johan Lissenberg'e göre, “Deniz suyu ile deniz tabanındaki veya yakınındaki manto kayaları arasındaki reaksiyon hidrojen açığa çıkarır ve bu da metan gibi mikrobiyal yaşamı destekleyen bileşikler oluşturur."
Bu da Dünya'daki yaşamın kökenine ilişkin hipotezlerden birini desteklemektedir.
BULGULAR NE ANLAMA GELİYOR?
“Manto kayası örnekleri, bu reaksiyonları çok detaylı bir şekilde ve çeşitli sıcaklıklarda incelememize olanak tanıyor" diyen Jeolog Lissenberg'e göre, mikrobiyologlar bu sayede, kayalarda bulunan mikropların bolluğu ve türleri ile mikropların okyanus tabanının altında hangi derinlikte oluştuğuna dair yaptıkları gözlemleri karşılaştırma olanağı buluyor.
The New York Times'a demecinde, araştırmanın neyi ortaya çıkaracağını kesin olarak söylemek için henüz çok erken olduğunun altını çizen Lissenberg, "mikrobiyal yaşam formlarının son bir milyar yıl içinde nasıl insan haline geldiğine dair anlayışlarını derinleştireceğini umduğunu" sözlerine ekledi.
KAYIP ŞEHİR NEDİR, NEREDEDİR?
'Kayıp Şehir' Hidrotermal Alanı, Atlantik Sırtı'ndaki bir su altı dağında, Atlantis Masifi'nde bulunan benzersiz ve önemli bir hidrotermal menfez sistemidir. Bu alan, Atlantik Sırtı'nın ekseninin yaklaşık 15 kilometre batısında, deniz seviyesinin yaklaşık 700 ila 800 metre altında yer almaktadır.
Temel Özellikler
- Hidrotermal Menfezler: 'Kayıp Şehir' Hidrotermal Alanı, serpantinleşme adı verilen bir kimyasal reaksiyonla çalışır. Bu reaksiyon, deniz suyu ile manto kayası (peridotit) arasında gerçekleşir ve ısı ile hidrojen açısından zengin sıvılar üretir.
- 'Kayıp Şehir', bazıları 60 metre yüksekliğe ulaşan devasa bacalara sahiptir. Bu yapılar, menfezlerden dışarı atılan alkali ve hidrojen açısından zengin sıvılardan çökeltilen karbonat minerallerinden oluşur.
Bilim İnsanları İçin Önemi
'Kayıp Şehir' Hidrotermal Alanı, yaşamın kökenlerini inceleyen bilim insanları için ilgi çekicidir. Buradaki benzersiz kimya ve enerji kaynakları, erken Dünya'da var olabilecek koşulları andırmakta ve benzer ortamlarda yaşamın nasıl ortaya çıkmış olabileceğine dair ipuçları sunmaktadır.
Bölgedeki koşullar, Europa veya Enceladus gibi diğer gezegen cisimlerinde meydana gelebilecek benzer hidrotermal süreçler için potansiyel bir örnek sunar. Bu da burayı astrobiyoloji araştırmaları için önemli bir alan haline getirir.
Bölge, güneş ışığından bağımsız olarak aşırı koşullarda gelişen çeşitli mikrobiyal topluluklara ev sahipliği yapmaktadır. Bu mikroorganizmalar, menfezlerin benzersiz kimyasına uyum sağlamıştır ve aşırı ortamlarda yaşamın uyum yeteneği hakkında bilgi verir.
Özetle, 'Kayıp Şehir' Hidrotermal Alanı sadece jeolojik ve kimyasal özellikleriyle değil, aynı zamanda yaşamın kökenlerini, dünya dışı yaşam olasılığını ve temel Dünya süreçlerini incelemek için doğal bir laboratuvar olarak bilinmektedir.