‘Mumyalanmış timsah’ antik kültün sır perdesini araladı

Antik Mısır'da, Nil'in en ikonik yırtıcısı olan timsahlar, kendilerine tapıldığı, şımartıldığı ve kurban edildiği tuhaf bir kültün odak noktasıydı; ancak araştırmacıların, bu pullu sürüngenlerin doğal yaşam alanlarından nasıl çıkarıldıklarını anlamaları binlerce yıl aldı.

cumhuriyet.com.tr

Açık erişimli akademik dergi, Digital Applications in Archaeology and Cultural Heritage'de yayınlanan bir çalışmada, bu antik dini uygulamanın gizemi, İngiltere'deki bir müzede bulunan mumyalanmış bir timsah üzerinde yapılan yeni bir analiz sayesinde çözüldü. 

TİMSAHLAR VAHŞİ ŞEKİLDE YAKALANIYORDU

Bir dizi tarama, yaratığın karnında sindirilmemiş bir balığın yanı sıra bir balık kancasının varlığını ortaya çıkardı; bu da timsahın vahşi bir şekilde yakalandığını ve yakalandıktan hemen sonra öldürüldüğünü gösteriyor.

Çalışmanın yazarları, "Eski Mısırlılar, timsahlara Nil'in ve Dünya'nın yaratıldığına inandıkları ilkel bataklığın efendisi Sobek'in avatarları olarak saygı duyuyorlardı. Timsahlara adanmış kutsal merkezlerinin Mısır'ın dört bir yanında keşfedildiğini, bu da bazıları 6 metre uzunluğunda olan çok sayıda mumyalanmış timsahın varlığıyla kanıtlandı” açıklamasında bulundu.

”TANRIYA YAKIŞIR DÜZEYDE BAKIM GÖRDÜ”

Bununla birlikte, sayısız timsahın kurban edildiği görülürken, bazılarının da doğal bir şekilde ölmelerine izin verilen "kutsal hayvanlar" olarak şımartıldığı anlaşılmaktadır. Bunlardan en ünlüsünün adı Suchus'tu ve Crocodilopolis kült merkezinde yaşıyordu.

Çalışmanın yazarları, "Dünyanın efendisi Sobek'in ruhunun reenkarnasyonu olduğuna inanılan Timsah Suchus'a tapınak kompleksi içinde özel bir havuz tahsis edilmiş ve burada rahipler tarafından verilen ekmek, et ve şaraptan oluşan cömert bir öğünle değerli metaller ve mücevherlerden oluşan süslemeler sunuldu. Bir kült hayvanı olarak Suchus, yeryüzündeki bir tanrıya yakışır düzeyde bakım gördü" diye devam ediyorlar.

BU KADAR ÇOK TİMSAH NASIL YAKALANDI?

Araştırmacıları şaşırtan şey ise, eski Mısırlıların dini inançları için bu kadar çok sayıda dev timsahı nasıl buldukları oldu. 

Bazı araştırmacılar, Mısır’ın güneyindeki Medinet Madi’de, eski bir kuluçkahanenin keşfine dayanarak, hayvanların esaret altında yetiştirilmiş olabileceğini öne sürmüş olsa da bu vahşi yaratıkların yetişkin boyutlara ulaştıklarında nasıl tutulup bakıldıkları belirsizdir.

Yunan tarihçi Herodot'un yazıları da dahil olmak üzere diğer kaynaklar, timsahların dövülen bir domuzun sesiyle Nil kıyılarına çekildikten sonra vahşi doğadan yakalandıklarını göstermektedir. 

TİMSAHIN KARNINDAKİ SİNDİRİLMEMİŞ BALIK

Çalışmanın yazarları, su kenarında gerçekten neler olduğunu anlamak için Birmingham Müzesi ve Sanat Galerisi'nden 2,2 metre uzunluğunda mumyalanmış bir timsahı taradılar. Sürpriz bir şekilde, hayvanın midesinde bronz bir balık kancası buldular, bu da esaret altında yetiştirilmediğini ve onun "mumyalama amacıyla avlanan vahşi bir hayvan" olduğunu düşündürdü.

Araştırmacılar, timsahın midesinde, sindirim sıvıları tarafından henüz parçalanmamış küçük bir balık buldular. Bu bulgu, canlının ölmeden çok kısa bir süre önce son yemeğini yediğini gösteriyor; yani yakalandıktan hemen sonra öldürülmüş ve mumyalanmış olmalı çıkarımına yol açıyor.

Yazarlar, "Balığın yenmesi ile hayvanın ölümü arasındaki belirgin kısa zaman aralığı, timsahın vahşiyken yakalandığını ve kısa bir süre sonra da mumyalanmak üzere öldürüldüğünü gösteriyor" diye açıklıyor. 

Birlikte ele alındığında, bu bulgular timsahların "eski Mısırlılar tarafından tanrı Sobek'e bir sunu olarak yakalanıp mumyalandığına" işaret ediyor.