Gençlerin bazı kanser türlerine yakalanma olasılığı daha yüksek

Amerikan Kanser Derneği'nin yaptığı kapsamlı bir araştırmaya göre genç nesillerdeki kanser vakaları endişe verici bir oranda artıyor.

cumhuriyet.com.tr

Kanserin pek çok türü erken evrede tespit edildiğinde tedavi edilebiliyor. Bunun yanı sıra bazı yaşlarda yakalanan kanserler büyük risk taşıyabiliyor ve tedavinin de seyrini değiştiriyor. Amerikan Kanser Derneği'nin (ACS) yaptığı yeni bir araştırmaya göre, Y ve X kuşağının 34 kanser türünün 17'sine yakalanma riski daha yüksek.

GENÇLERİN HANGİ KANSER TÜRLERİNE YAKALANMASI DAHA YÜKSEK?

The Lancet Public Health dergisinde yayınlanan çalışmada 23 milyon ABD'li hastanın sağlık verileri kullanıldı. 1920 ve 1990 yılları arasında doğan ve aynı zamanda 2000 ve 2019 yılları arasında kanser teşhisi koyulmuş bu hastaların en çok hangi kanser türlerine ve hangi yaş gruplarının hangi kansere daha çok yakalandığı tespit edilmeye çalışıldı. 

Araştırmacılar X ve Y kuşaklarının 1955 ve sonrasında doğanlara kıyasla lösemi, meme kanseri ve mide kanseri gibi kanserlere yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu tespit etti. Gençlerin, 34 kanser türünden 17'sine yakalanma riski daha yüksek.

1990 yılı ve daha sonrasında doğan milenyum kuşağının pankreas, böbrek veya ince bağırsak kanserine yakalanma olasılığı, 1955 yılında doğan kuşağa göre iki ila üç kat daha fazla. Kadın milenyum kuşağındaki kişilerde ise karaciğer ve safra kanseri riski de artıyor.

Meme kanseri, yumurtalık kanseri, rahim kanseri, testis kanseri ve makat kanser gibi, ileri yaş kişilerde görülme oranları büyük ölçüde düşen dokuz kanser türü, genç nesilde artış gösteriyor.  

Bu kanserlerden kaynaklanan ölüm riski de artıyor. Araştırmacılar bu durumun yeni neslin erken yaşta ve ergenlikte kanserojenlere daha fazla maruz kalmasından kaynaklandığından şüpheleniyorlar.

Ayrıca mevcut analizin sonuçları, 50 yaşın altındaki insanlarda kanser oranlarının 30 yılda neredeyse yüzde 80 oranında artığını tespit eden önceki araştırmaların sonuçlarını genişletiyor.

Araştırmacılar, kötü beslenme, hareketsiz yaşam tarzı veya uyku bozuklukları gibi diğer etkenlerin de kanser oluşumunda rol oynayabileceğini ancak bu faktörlerin halen yeterince anlaşılmadığını belirtiyor.