Elmas sanıldığı kadar nadir değil, peki dünyada ne kadar var?
Son derece nadir ve değerli oldukları düşünülen elmaslar, zannettiğimizden çok daha yaygın olabilir.
cumhuriyet.com.trUranüs gibi diğer gezegenler muhtemelen elmasla dolu. Şu an bile uzayda gezen bazı kayaların etrafında dolaşıyorlar. Görünüşe göre biz Dünyalılar, bir elmas hazinesinin üzerinde oturuyor olabiliriz. Peki Dünya’da tam olarak ne kadar elmas var?
Dünya yüzeyinin 150 km altında, kratonik kökler olarak bilinen jeolojik bir bölüm bulunuyor. Bu yapılar, bir kıtanın içerisindeki en eski, en kararlı kaya bölümü olan kratonun altında yer alıyor. Bazıları Dünya’nın derinliklerine kadar uzanıyor (dış kabuktan manto tabakasına, 320 km kadar) ve bu sebeple yüzden “kök” adını taşıyorlar.
YANLIŞLIKLA KEŞFEDİLDİ
Populer Science Türkiye'de yer alan araştırmaya göre Penn Eyalet Üniversitesinde doktora sonrası araştırma görevlisi ve çalışmanın baş yazarı olan Joshua Garber, “Kratonlar, levha tektoniklerinin başlaması ve kıtaların oluşması gibi Dünya tarihindeki bazı en önemli olaylarla çok yakından ilişkili” diyor. “En az 2,5 milyar yıl önceki Arkeen Dönem’den beri kararlılar. Dolayısıyla aradan geçen bu kadar fazla zamanda başlarına çok şey gelmiş. Manto tabakasında çok uzun bir süredir kimyasal olarak pişiyorlar.” Bulgular, Dünya’daki sığ ve derin manto bölgelerinin tarihi ile bu bölgelerdeki süreçlerin daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.
Uluslararası bir araştırma takımı, dört yıl önce Geochemistry, Geophysics, Geosystems bülteninde yayımlanan makalesinde Dünya’nın kratonik köklerinin yüzde 1-2 kadarlık kısmının elmastan oluştuğunu tahmin ediyor. Yüzde 1 veya 2 kulağa küçük gibi gelebilir fakat bu dev jeolojik oluşumlar, aslında katrilyonlarca ton elmas içeriyor. 1’in ardından gelen 15 tane sıfır var!
ANA HATLARIYLA GÖSTEREN 3 BOYUTLU BİR HARİTA
Araştırma takımı, keşfi yaptığı sırada ışıltılı mücevherler aramıyormuş. Bilim insanları şimdiye kadar Dünya’nın sismik faaliyetleriyle ilgili dev miktarda veri toplamış durumda. Bu veriler, Dünya’nın iç kısmının neye benzediğini ana hatlarıyla gösteren 3 boyutlu bir haritanın oluşturulmasında kullanılabiliyor.
Fakat sismik verilerin hepsi aynı toplanmıyor. Verilerin çoğu depremler, patlamalar ve diğer olaylarla tetiklendikten sonra Dünya’dan çıkan ses dalgalarının ölçülmesiyle elde ediliyor. Kayma hızları veya sürtünme hızları olarak da adlandırılan bu ses dalgaları, içinden geçtikleri maddenin tipi ve sıcaklığına göre farklı hızlarda gidiyor. Etraflarındaki manto kayalarından daha soğuk ve daha düşük yoğunlukta olduklarından, bu antik kraton köklerinde daha hızlı gidiyorlar. Fakat kraton köklerindeki kayma hızları beklenenden daha yüksek.
Berkeley – California Üniversitesinde sismoloji araştırmacısı ve yeni çalışmanın eş yazarı Barbara Romanowicz, “Böylesine yüksek kayma hızları, o derinlikte sıcaklığın ortalamadan çok daha düşük olması durumunda beklenir” diyor. Fakat standart kaya ölçümleri için, mantonun bu tabakalarında bildiklerimize göre gerçek olamayacak kadar düşük sıcaklıklar gerekiyor.”