Bir asteroidi nükleer enerjiyle yolundan saptırmak mümkün mü?

Bu yeni araç, dünyanın darbe kuvvetli en güçlü makinesini kullanmayı gerektiriyor.

cumhuriyet.com.tr

Dünya ile nadir fakat muhtemel bir asteroit çarpışmasıyla en iyi nasıl başa çıkacağımızla ilgili birçok kuram bulunuyor. Ancak bu olası çözümlerin gerçek uzay kayalarına karşı etkili şekilde test edilmesi karmaşık, masraflı ve gerçekleştirmesi yıllar alan bir süreç. Şimdi ise araştırmacılar, en çarpıcı önerilerden birini değerlendirmenin kolay bir yolunu bulduklarına inanıyorlar: Bir nükleer bomba konuşlandırmak.

Populer Science Türkçe'nin aktardığına göre ABD Ulusal Sandia Laboratuvarlarında çalışan bir araştırma takımı, son deneylerini kotarmak için “X-ışını makasları” şeklinde isimlendirdikleri yeni bir alet tasarladılar.

BİR UZAY ARACIYLA YÖRÜNGESİ DEĞİŞTİRİLMİŞTİ

2022 yılında NASA, Çift Faaliyetli Yönlendirme Testi (DART) görevinde bir uzay aracını 21.000 km/sa hızla giden 170 metre genişliğindeki bir kayaya çarptırmış ve asteroidin yörüngesini başarıyla değiştirmişti. Proje her ne kadar Dünya’ya doğru gelen felaketvari asteroitleri saptıracak acil durum planlarını araştırmada önemli bir aşama olsa da ucuz değildi. Görevin tamamlanması toplamda 324,5 milyon dolara mal olmuştu.

Bu durum, asteroit saptırma üzerinde daha fazla araştırma yürütmek için çok sayıda tekrar performansı yürütmenin uygulanabilir bir strateji olmadığı anlamına geliyor. Fakat bir asteroidi, etrafındakileri ve nükleer patlama kuvvetlerini bir laboratuvarda canlandırabilirseniz, o zaman birçok model deney mümkün hale gelir.

ABD Sandia Ulusal Laboratuvarlarında çalışan fizikçi Nathan Moore’un öncülük ettiği araştırma takımı, bir nükleer patlatmaya yaklaşmak için kurumun oda büyüklüğündeki “Z makinesinden” yararlandı. Bu cihaz dünyanın darbe gücüyle çalışan en kuvvetli makinesi.

National Geographic‘in açıklamasına göre bu Z makinesi etkinleştiğinde, dev bir elektrik infilakıyla karşılaşan argon gazı patlayarak Güneş’in yüzeyindekine benzer şekilde süper sıcak plazma meydana getiriyor. Bu plazma ayrıca uzaydaki nükleer bir patlamaya benzer biçimde megajul boyutlu X-ışını radyasyonu patlamaları oluşturuyor. Giderek artan bu etkiler o kadar kuvvetli ki, Z makinesi elmasları eritebiliyor.

Moore’un takımı hedef odasının içerisine minyatür bir asteroit taklidi yerleştirmekle, gerçek nükleer bombaların kullanıldığı çok daha geniş uzay kayası senaryolarının canlandırılabileceğini teorize etti. Fakat Dünya’da inatçı bir problem var: Yer çekimi.

Moore, 23 Eylül’de yapılan bir duyuruda şöyle açıklıyor:

“Dış uzaydaki asteroitler herhangi bir şeye bağlanmıyor. Fakat laboratuvarda, Dünya’nın kütleçekimi her şeyi aşağı çekiyor ve her şey başka bir şeye kütleçekimsel olarak bağlanıp yerinde kalıyor.”

Dahası kütleçekim, herhangi bir model asteroidi uzayda olduğu şekliyle hareket etmekten alıkoyarken mekanik bağlanmalar da sürtünme meydana getiriyor.

Moore ve meslektaşları, buldukları çözümü “X-ışını makasları” şeklinde adlandırıyorlar. İlk olarak araştırmacılar, Z makinesinin hedef odasında insan saçından yaklaşık sekiz kat ince bir folyo parçası kullanarak 0,1 gram silikayı havada tutmuşlar. Z makinesi X-ışını darbesini ateşler ateşlemez bu ultra ince çıpa buharlaşıyor. Serbest kalan silika örneği, çok kısa bir süreliğine herhangi bir kütleçekim etkisi olmadan serbest gezen bir halde var oluyor.

“Z makinesi taklit asteroidin yüzeyini 12,5 milimetre mesafeden süpürüp geçen bir X-ışını patlaması meydana getirirken, bir nanometrelik düşüş için Dünya’nın kütleçekimini saniyenin 20 milyonda biri kadar süreliğine görmezden gelebiliyoruz” 

Bu saniyenin 20 milyonda birinde, son derece hassas cihazlar silika dublörün çarpışma kuvveti ile hızını ölçüyor. Araştırma takımı, sonrasında bu değerleri katlanarak büyüyen asteroit ve nükleer kuvvetleri canlandırabilen bir modele aktarıyor. 23 Eylül’de Nature Physics bülteninde yayımlanan sonuçlar, ölçek model asteroitler üzerinde nükleer benzeri bir etki kütüphanesinin oluşturulmasının ilk aşamalarını gösteriyor. Buradan itibaren yapılacak hesaplamalı modellemeler, yakın zamanda uzmanların gerçek asteroitlere, nükleer silahlara veya roketlere ihtiyaç duymadan çok sayıda asteroit saptırma deneyi yürütmesine yardımcı olabilir.

Araştırmacıların yaklaşan felaketi savuşturmak için gelen asteroitlere karşı nükleer bomba fırlatmayı geçerli bir çözüm olarak düşünmesinden önce hâlâ gidilecek uzun bir yol var.

Üstelik bunun hiçbir zaman gerçekçi bir çözüm olmayabileceğine inanmak için sebepler de var. Asteroitler sadece silikadan değil, farklı bir dizi mineralden oluşuyor. Bazen tek bir kaya bile olmuyor, toplu kütleçekim etkileri yoluyla birbirine yapışmış ufak boyutlu bir enkaz grubu oluyorlar. Uzaya dev bir bomba fırlatmadan önce tüm bu değişkenlerin incelenmesi ve ele alınması gerekiyor. Fakat Z makinesi ve onun X-ışını makasları, böyle bir geleceğe doğru atılan ilk adım olabilir.

“Çoğu kişi için asteroitlerin sergilediği tehdit uzak görünüyor” diyor Moore. “Fakat gezegenimize her gün BB boyutunda asteroitler çarpıyor. Onlara kayan yıldız adını veriyoruz. Büyük bir asteroidin belirmesini bekleyip onu saptıracak doğru yöntemi bulmak için mücadele etmek istemeyiz.”