Beyin tümörünü yenen liseli Elif Nur geleceğe umutla bakıyor

Beyin tümörünü yenen 16 yaşındaki Kayserili Elif Nur Guzay, başarılı eğitim hayatını sürdürüp avukat olmak istiyor.

AA

Kayser'de yaşayan 3 çocuklu Tamer ve Gönül Guzay çiftinin en büyük çocuğu Elif Nur'a 10 yaşında "Medulloblastom" (merkezi sinir sisteminde nadir görülen bir tümör) tanısı konuldu.

Beyninden iki ameliyat geçiren, bir yıl boyunca kemoterapi ve radyoterapi gören Elif Nur, annesinin desteği ve kendisinin azmiyle hayata tutundu.

Kemoterapi gördüğü süreçte annesinin araştırmalarıyla çeşitli el becerilerine yönelen Elif Nur, gazeteden yaptığı heykeller, yağlı boya tablolarıyla sanatsal yönünü de geliştirdi.

Yılda bir kere MR kontrolüne giden Elif Nur, hastalık sürecinde yanlarından ayrılmayan LÖSEV'in "iyileşmiş genci" olarak etkinliklere de katılmayı ihmal etmiyor.

Mustafa Bezircilioğlu Anadolu Lisesi ikinci sınıf öğrencisi Elif Nur, AA muhabirine, 10 yaşında çift görmeye başladığını, birdenbire fışkırma şeklinde gelen kusmalar yaşadığını, bunun üzerine hastaneye gittiklerini söyledi.

Uygulanan çeşitli tedaviler olumlu sonuç vermeyince MR çekildiğini ve beyninde tümör tespit edildiğini anlatan Elif Nur, "İki gün içinde ameliyat edildim. Annem bana hastalığımı ilk önce söylememişti. Kafamın arkasında bir sıvı vardı, ilk ameliyattan sonra bu sıvı damlamaya başladı, sonra ikinci kez ameliyat edildim. Bu ameliyat da fayda etmeyince belime hortum taktılar, onun sayesinde bu sıvı akması durdu. Biz o sıvı akarken günde üç kez hastaneye gidiyorduk" diye konuştu.

AVUKAT OLMAK İSTİYOR

Yaklaşık 2 yıl süren tedavisinin eğitim hayatını da etkilediğini anlatan Elif Nur, ilkokul 5'inci sınıfta okula gidemediğini, ikinci dönem sınavlara girdiğini, 6'ncı sınıfta evde eğitim aldığını belirtti.

Başarılı bir okul hayatı olan Elif Nur, "Eve ders için gelen öğretmenler 'gelmemize gerek yok, sen yeterince iyisin' diyorlardı." dedi.

Girdiği sınavlarda üstün başarı belgesi alan Elif Nur, hukuk fakültesini kazanıp avukat olmayı ve kendisine ihtiyaç duyanlara yardım etmek istediğini dile getirdi.

"SANKİ FARKLI BİRİ GİBİYİM BAKIYORLARDI BANA"

Hastalığı süresince yaşadığı zorlukları anlatan Elif Nur, "Alışveriş merkezine gidince insanlar hep bana bakıyordu. Kemoterapi saçlarımı döktüğü için bakıyorlardı, rahatsızlık duyuyordum, içimden üzülüyordum, anneme söylemesem de sanki ben farklı biri gibiyim bakıyorlardı bana, sanki ben hastalıklıymışım, onlara bulaştıracakmışım gibi bakıyorlardı. Hastalığı soran birkaç kişiye anlattım, 'kanser bulaşıcı değildir, tedavisi olan bir hastalıktır' diye ve sonunda iyileşen çocukları anlattım onlara." diye konuştu.

Hastaneye yattığı dönemde LÖSEV ile tanıştığını ve çok destek gördüğünü belirten Elif Nur, "İyi ki LÖSEV'i tanımışım, iyi ki benim yanımda oldular. Ben de onların yanında olacağım." dedi.

Vakfın Kayseri irtibat ofisinde bulunan "Canım Kardeşim Ders Evi"nde eksik dersleri için eğitim aldığını aktaran Elif Nur, burada etütlere devam ettiğini, gönüllü öğretmenlere okulda anlamadığı konuları sorup öğrendiğini anlattı.

Elif Nur, LÖSEV'in etkinlikleri kapsamında ilk kez Bodrum'a ailece tatile gittiğini, Ankara'da Lösemili Çocuklar Köyü'nde düzenlenen yaz kampında pek çok şey öğrendiğini ifade etti.

Kendisi gibi kanserle mücadele eden çocuklara seslenen Elif Nur, "Asla pes etmesinler, pes ettiklerinde hastalık onları yenecektir ama pes etmezlerse galip geleceklerdir. Eminim onlar da benim gibi kanseri yenecektir." dedi.

"ANNEMİN SAYESİNDE YENDİM BEN BU HASTALIĞI"

Hastalığı boyunca en büyük desteği annesinden gördüğünü vurgulayan Elif Nur, "Annem bana hep destek oldu. Ben hastanedeyken kemoterapi alıyordum, çıkışta annem ne istersem yapıyordu. Eve kapatmadı beni, sürekli sosyal oldum. Basketbol, futbol maçlarına gittim, tiyatroya götürdü annem. Moralimi yüksek tutacak şekilde destek oldu, annemin sayesinde yendim ben bu hastalığı." ifadelerini kullandı.

"ELİF'E HİÇBİR ZAMAN HASTALIK PSİKOLOJİSİNİ YANSITMADIM"

Anne Gönül Guzay da kızındaki tümörün beyin sapında sinirlere yapışık halde olduğunun tespit edildiğini, kızının iki ameliyatın ardından 1,5 ay radyoterapi, bir yıl ise kemoterapi aldığını söyledi.

MR kontrollerinin bir yıla kadar uzadığını belirten Guzay, şöyle konuştu:

"4 gün önce MR sonucumuzu aldık, temiz çıktı. Anlatmak dakikalara sığıyor ama yaşamak yıllar sürdü. Zorlu bir savaşın içinden galip çıktık biz. Hastane ortamına gidiyorsunuz, çocukların halini görüyorsunuz, annelerin psikolojisini görüyorsunuz. İlk zamanlar yıkıldım her anne gibi, her insan gibi. Sonra silkelendim, 'Ben böyle yaparsam çocuklarım ne olacak, geride iki çocuğum daha var. Ayakta durmam lazım, güçlü olmam lazım' dedim. Elif'e hiçbir zaman hastalık psikolojisini yansıtmadım. Onu kısıtlamadım, 'bunları yapamazsın' demedim. Belki bu hastalığı yenmemizdeki etkenlerden biri de moralinin yüksekliği oldu."

Guzay, kemoterapi alırken bir annenin önerisiyle LÖSEV ile tanıştığını, nakdi yardım sayesinde rahatladıklarını ve o günden bu yana da vakıf çatısı altında aktif rol aldığını dile getirdi.

CANIM KARDEŞİM ETÜT EVİ

LÖSEV Kayseri İrtibat Ofisi aktif iletişim sorumlusu Sevde Nur Kestane ise hastalıkla mücadelede en önemli etkenlerden birinin moral yüksekliği olduğunu ifade etti.

Çocukların tedavi sürecinde yaşadıkları fiziksel değişimlerin morallerini çok etkilediğini vurgulayan Kestane, şöyle konuştu:

"Çocuklarımızın tedavi süreçlerinde hem ayni hem de nakdi yardım sağlıyoruz. Bunun dışında da moral ve psikolojik destek veriyoruz. Tedavi sonrasında da çocuklarımızın yanındayız. Biz aynı zamanda bir eğitim vakfıyız. Geleceğe iyi kuşaklar yetiştirmeyi hedefliyoruz. Canım Kardeşim Ders Evi projesiyle ofislerimizdeki gönüllü öğretmenlerle tedavi sürecinde eğitimlerine ara veren çocuklarımızın sene kaybetmeden eğitimlerine hızlı bir şekilde devam etmelerini sağlıyoruz."