Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yobazlar, tecavüzcüler ve katiller sevindi!

27 Mart 2022 Pazar

TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz’ı katleden Orhan Munis’e aşırı sevgiden öldürdüğü gerekçesiyle “tutku indirimi” uygulanmıştı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da “Kadın evlenmeyi kabul etse katil cinayeti işlemeyecekti” diyerek indirimli cezaya hükmetti. 

Kurul, Kaçmaz’la parkta buluşmaya gelirken bileğine 19.9 cm’lik bıçak bağlayan katilin “anlık hiddetle” cinayeti işlediğini savundu. Karar, 5’e karşı 14 üyenin oyuyla alındı. Karşı oy kullanan 14 üyenin tamamı ise erkekti!

Altı aylık hamile eşi Sadife Yüzer’i av tüfeğiyle öldüren Ali Rıza Yüzer, kararın bozulmasının ardından yeniden yapılan yargılamada, yine “iyi hal indirimi” aldı; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası müebbet hapse çevrildi.

Eşi Tuba Erkol’u çocuklarının önünde 46 bıçak darbesiyle öldüren Bekir Erkol’a verilen müebbet hapis cezası, “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimleriyle 18 yıl 4 aya düşürüldü.

Edanur Kaplan’a tecavüz ederek intihara sürüklediği suçlamasıyla tutuklu yargılanan Yusuf Güzelyurt, mahkeme heyetinin oyçokluğuyla aldığı kararla tahliye edildi.

Türkiye’de yaşam hakları güvence altına alınmadığı için sürekli tehdit altında yaşayan ve sonunda canı erkekler tarafından alınan kadınlar... Şiddet mağduru oldukları gibi adaletsizliğin de mağduru oldular. Yargı, katillerine indirimli ceza verdi, tahliye etti! 

BİR İMZAYLA DEĞİŞEN HAYATLAR...

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak çekildiği 20 Mart 2021 tarihinden bu yana bir yıl bir hafta geçti. Türkiye’nin 2011’de ilk imzacı olduğu ve 2014’te yürürlüğe koyduğu, adını imzalandığı şehir İstanbul’dan alan sözleşme, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla bir gecede feshedildi.

Daha sonra yine Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan karar ile 1 Temmuz’da sözleşmenin sona ereceği duyuruldu. O tarihten bu yana en az 278 kadın cinayeti ve 235 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

Kadınlar, hukukçular ve kadın örgütleri, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla kadına yönelik şiddet suçlarında cezalandırmaların etkin ve adil yapılamayacağına, cezasızlığın ve şüpheli kadın ölümlerinin artacağına dair endişeleri dile getirse de, protesto eylemleri düzenlense de, iptal için Danıştay’a yüzlerce başvuru yapılsa da, her konuda sadece kendi bildiğini okuyanlar bu çığlıkları duymamakta ısrar etti. 

Erdoğan, geçen yıl kasım ayında, “Her kim bu ülkede bir daha İstanbul Sözleşmesi ile başlayan bir cümle kurarsa, ona en başta ve en çok kendi adlarını sapkın ideolojik ajandaları uğruna istismar ettiği için kadınlarımız tepki göstermelidir” derken aldığı kararın kadınlar için sonuçlarını düşünmeden konuşuyordu.

YOBAZLARI MEMNUN EDEN FESİH 

Ne var ki sözleşmeden imzayı geri çekme kararının yanlışlığı kısa sürede ortaya çıkınca, iktidar bu kez alternatif reform arayışlarına başladı. Bu ay başında Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Erdoğan, Meclis’e gelecek yeni düzenleme ile cezaların artırılacağını ve iyi hal indiriminin kaldırılacağını söyledi...

Oysa İstanbul Sözleşmesi şiddete karşı en etkili korumayı sağlayabilecek ve cezasızlığı da ortadan kaldırabilecek uluslararası bir belgedir ve çekilme kararı anayasaya aykırıdır. 

AKP, LGBTİQ+’ları hedefleyerek İstanbul Sözleşmesi’nin aile yapısını bozmaya neden olduğunu iddia eden yobaz kesimi memnun etmek için fesih kararı almıştır. 

İstanbul Sözleşmesi’nin feshi yobazlara, tecavüzcülere, tacizcilere ve katillere yaramıştır. Muğla’da Pınar Gültekin’i boğarak öldürdükten sonra yakan Cemal Metin Avcı’nın sözleşmenin iptal edilmesinin iyi olduğunu söylemesi de bu vahim duruma kanıttır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları