Mersin Barosu’nun adaletsizliği

31 Ocak 2021 Pazar

Avukat Bilgehan Taha Solak, Mersin Barosu Başkanlığı’na 17.08.2020’de bir dilekçe vermiş. Konu, 10 yıldır düzenlenen Mersin Barosu Koşusu. Solak, baronun bu zulme ortak olmamasını ve koşunun iptalini istemiş ama reddedilmiş!

Dilekçede at yarışlarının ardındaki sistematik zulüm hakkında geçen yıl yazdığım yazıdaki gerçeklere de ayrıntılı olarak yer verilmiş.

Eğlence ve bahis amaçlı olarak düzenlenen at yarışlarının atlar için nasıl bir sömürü ve eziyet olduğu...

Henüz iskelet yapısı tam olarak gelişmeyen iki yaşından ufak atlarda ağır eğitim ve doping nedeniyle kas, kemik, tendon sakatlıkları yaşandığı...

Fazladan kas gücüne ihtiyaç olduğundan sürekli tahılla beslenen atların çoğunun ülser hastalığına yakalandığı...

Daha hızlı koşması için zorlanan atların kalp yetmezliği, akciğer kanaması gibi ciddi rahatsızlıklarla karşı karşıya kaldığı; bu nedenle çok sayıda at ölümü yaşandığı...

Sakatlanan veya yarışamayacak duruma gelen ve sektörce “israf” olarak değerlendirilen atların ise zehirli iğne ile öldürüldüğü...

Bu atların köpek maması olarak kullanılmak üzere, mezbahalara satıldığı,

Türkiye Jokey Kulübü’nün (TJK) sitesinde atların nerede ve nasıl öldüğüne dair kayıt tutulmadığı, sadece “öldü” ibaresinin yazıldığı anlatılmış.

Zulmü yok etmeyen, ölçüsünü belirleyen mevzuat 

Türkiye’de at yarışlarını düzenleyen yasal mevzuatın, sadece hayvanlara yönelik zulmün ne ölçüde gerçekleştirilebileceğine odaklandığını da belirtmiş Solak: 

Örneğin bir jokeyin koşuda atına en fazla kaç kez kamçı ile vurabileceği belirlenmiş. Bu ihlal edildiğinde, verilen ceza ve alınan önlemler ise hayvan hakları ile ilgili değil, ihlali gerçekleştiren şahsın kariyeri ile ilgili. 2015’te Urfa’daki bir koşuda, bindiği ata hırs ve öfkeyle ardı ardına kamçı vuran bir jokey adayı, atın düşmesine ve acıdan bayılmasına neden olmuştu. TJK, bu kişiye yaklaşık 300 gün ata binmeme ve yarışmama cezası vermekle yetindi. O apranti, günümüzde ‘2019 yılının en iyi çıkış yapan jokeyi’ olarak gösteriliyor.

Söz konusu kişi, geçen eylül ayındaki bir yarışta atı yine acımasızca kamçılamakla eleştirilen Hışman Çizik

İlginç olan, Mersin Barosu’nun internet sitesinde baro başkanı Bilgin Yeşilboğaz’ın hayvan hakları ile ilgili bir açıklaması var. Orada “Biz tüm hayvanların haklarının savunucusuyuz ve her hayvan hakkı ihlalinin karşısındayız. Fayton işkencesi sonlandırılmalı” diyor.

Yarışlarda sakatlanan ve ölen at sayısı, fayton zulmü yüzünden ölen at sayısından da fazladır. Üstelik bu ölümler sadece insanın para ve hız tutkusu için gerçekleşiyor. 

Bu nedenle 2019’da Diyarbakır Barosu adına yapılan yarışın hayvan hakları ihlali olduğu gerekçesi ile sona erdirilmesine karar verildi. Hiçbir baronun bu adaletsizliğe ortak olması kabul edilemez! 

İZMİR’DEKİ AT KATLİAMINDA NE GİZLENİYOR?

Geçen hafta sonu İzmir’de 80 atın katledildiğini duyduk. Ne yazık ki medya bu vahşete pek ilgi göstermedi... 

Olay hakkında bilgi almak için Konak Belediyesi Zabıta Müdürü ve Konak İlçesi Tarım Müdürü ile görüştüm. İhbar üzerine olay yerine gittiklerinde kesim görmediklerini, at derileri ve kesim için bekletilen 5 canlı at ile karşılaştıklarını, yasaya göre suçluya para cezası verildiğini söylediler. 

İlçe tarım müdürü, “derilerin farklı zamanlarda kesilen hayvanlara ait olduğunu ve suçlunun bunları farklı yerlerden topladığını iddia ettiğini” söyledi. 

Oysa İzmir’de yerel medyadaki haberlerde, binada at kesimi yapıldığının belirlendiği ve derilerle birlikte kesilmiş beden parçaları bulunduğu yazıyor. Hayvanları katleden suçlu, at etlerini köpek maması yapan fabrikalara sattığını ifade etmiş. 

İlçe tarım müdürü, ısrarlı sorularım karşısında Konak İlçe Emniyet Müdürlüğü’nü aramamı söyledi. Orayı aradığımda, “Biz bilgi veremeyiz. İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Medya Protokol’ü arayın” dediler. Oraya ise telefonla ulaşmak mümkün değil!

80 at oradan buradan toplanabilecek bir sayı değil. Ayrıca baskın sırasında çekilen bir fotoğrafta boş bir fayton ve eskiden Kordon’daki faytonlarda kullanılan Haflinger cinsi bir at görülüyor. 

MOBESE kayıtlarına bakılarak 85 atın nereden bulunduğu ve etlerin hangi şirketlere satıldığı açıklanmak zorunda!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları