Hayatını bilime ve aydınlık bir Türkiye’ye adayan Prof. Dr. Türkan Saylan, aramızdan ayrılalı 18 Mayıs’ta tam 13 yıl oldu. 74 yaşında amansız bir hastalıkla mücadele ederken FETÖ kumpasları sonucunda korkunç iftiralara maruz kaldı, evi basılıp arandı, hakkında iddianame düzenlenemeden vefat etti...

Bejan Matur, FETÖ’nün yayın organı Zaman’da Saylan’ın “Güneydoğu’dan devşirdiği genç kızları askeri okulların genç talebeleriyle eşleştirdiği” iftirasını atarken...

Ahmet Altan, FETÖ’nün operasyon aracı Taraf’ta, “Türkan Saylan’ın yönetimindeki kuruluş çocukları fişliyor. Üstelik darbeci kuruluşlarla da ciddi ilişkileri bulunuyor. Öyle bir yerin yöneticisinin evi aranır” demişti.

Murat Belge ise yine Taraf’ta, Saylan’ın evinin aranmasını hoş karşılamadığını belirtmiş ama “cunta/darbe ajitasyonu içinde önemli ve merkezi bir rol oynayan örgütün başkanı olduğu” yalanını atmıştı. 

Bütün bu iftiraların bir kumpasın parçası olduğunu dürüst gazeteciler ve aydınlar, yıllardır anlattı, yazdı. Ancak birileri iddialarını arsızca sürdürürken Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Genel Sekreterliği, geçen hafta sonu Hürriyet gazetesinde yaklaşık üç buçuk sayfaya yayılan bir tebligat yayımladı.

Eski cumhuriyet savcısı ve hâkimi olup meslekten çıkarılan on isim hakkındaki tebligatta, HSK’nin aldığı kararlar ayrıntılı olarak yayımlandı.

FETÖ KUMPASININ AYRINTILARI DEŞİFRE OLDU

Böylece söz konusu hâkim ve savcıların...

“Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Soruşturması”nda, hazırlanan kumpasın hayata geçirilmesi için FETÖ/PDY terör örgütüne mensup kolluk görevlileri ile fikir ve eylem birliği içerisinde oldukları...

Sahte ihbar mektupları ve dijital verilere müdahale ederek sahte deliller üretmek suretiyle hukuka aykırı iş ve işlemler yaptıkları, kişilerin özel hayatına müdahale ettikleri ve özgürlüklerini kısıtladıkları, adil yargılanma haklarına müdahale ettikleri...

Emniyet teşkilatı içinde bulunan çetenin hazırladığı kumpasın bir parçası olarak yaptığı telefon dinleme/uzatma taleplerini hiç incelemeden işbirlikçi hâkimlere göndererek anılan taleplerin kabulünü sağladıkları...

Cep telefonlarına haksız el koydukları...

Başta Zaman olmak üzere bazı basın ve yayın organlarında müşteki ile ÇYDD aleyhinde asılsız haberler yapılmak suretiyle şüphelilerin masumiyet karinesini ihlal ettikleri...

Harddisk henüz bilirkişilere inceleme için teslim edilmeden, basında harddisk içerisinde yer aldığı iddia edilen bazı belgelere ilişkin haber yapılmasından anlaşıldığı üzere dijital delillere ekleme yapıldığı sabit olmasına rağmen bu hususu dikkate almadıkları...

Dijital verilere, Emniyet teşkilatı içerisinde bulunan çete tarafından yüklenen yetişkin, çocuk ve hayvan pornolarını delil göstererek dernek yöneticileri hakkında haksız şekilde soruşturma başlattıkları...

Delil olmadan dava açtıkları...

Öğrenciler hakkında asılsız ihbarlar üzerine ÇYDD’yi başta PKK olmak üzere bölücü terör örgütleri ile bağlantılı bir dernek gibi göstermeye çalıştıkları resmi olarak bir kez daha belgelendi.

TÜRKAN SAYLAN DAİMA ONURLA ANILACAK

Murat Belge, Saylan’ın bilgisayarlarına el konulmasına ilişkin olarak şunu yazmıştı:

“ ‘Ülküdaşlarım’ diye nitelediği, darbeyle içli dışlı olmuş kişiler hakkında kanıt olabilecek şeyleri, diyelim onun bilgisayarında da aramaları, büsbütün akla aykırı bir ihtimal değil.”

Şimdi HSK’nin ilanını satır satır okuyup nasıl bir kumpası desteklediğini anlar mı acaba?

Bejan Matur, Saylan’ın itibarını zedelediğini sanarak, “On sene sonra hangi salonda nasıl anılacağını sahiden ben de merak ediyorum” diye yazmıştı. 

Bu ülkenin adaletten, demokrasiden, laik hukuk devletinden yana olan yurttaşları, Türkan Saylan adını daima onurla anacak. Kumpasçılar ise tarihin çöplüğündeki yerini çoktan aldı!