Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İlkesiz siyaset

02 Mart 2021 Salı

Biliyoruz; siyaset ittifaklara mahkûmdur. 

Biliyoruz; siyasetçiler duruma göre pozisyon alır.

Biliyoruz; siyasette “Dün dündür, bugün bugündür” diyenler çoktur. 

Biliyoruz; siyasette “tıpış tıpış sandığa gidecekler, mecbur bize oy verecekler”, yaklaşımı hâkimdir.

Biliyoruz; siyasette çıkar için her şeyi yapan Makyavelistler çoktur.

Biliyoruz; siyasette dönekler de boldur.

Ve artık biliyoruz ki siyasette ilkeli duruş çok zor bulunur...

“Refah Partisi iktidara gelecek, Adil Düzen kurulacak. Sorun ne? Geçiş dönemi sert mi olacak, yumuşak mı olacak, tatlı mı olacak, kanlı mı olacak?” diyeni, sanki demokrasiye saygılı biriymiş gibi anarsanız...

6 Eylül 1980’de yeşil-siyah Arapça yazılı bayraklar taşınan, “Şeriat gelecek, vahşet bitecek”, “Dinsiz devlet yıkılacak elbet”, “Ya şeriat ya ölüm”, “Tek halife, tek devlet”, “Şeriat İslamdır, anayasa Kuran’dır” gibi sloganların atıldığı Kudüs’ü Kurtarma Günü Mitingi’nde MSP’nin lideri olan Erbakan hakkında bugün saygıyla konuşursanız...

Rakiplerine “boş boru”, “gavur uşağı”, “taklitçi”, “üçüncü küme takımı”, “firavun” ve “mason posaları” gibi hakaretlerde bulunan bir lideri barışçıl gibi göstermeye çalışırsanız...

Geçmişte yaşananları bilenler size inanır mı?  

ERBAKAN, LAİKLİĞE KARŞI ODAK HALİNE GELEN PARTİNİN LİDERİYDİ

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Erbakan Hoca’nın çabaları sonuca ulaşmış olsaydı şu an çok farklı bir ülkede yaşıyor olurduk” demiş.

Onun çabaları yaşadığı sırada sonuca ulaşsaydı, “Adil Düzen” adı altında din devleti çok daha önce kurulmuş olur, Türkiye’de laiklik o dönemde rafa kaldırılmış olurdu...

Bu arada “Adil Düzen” deyince aklıma geldi. Yok olan Bosna yardım paraları, kayıp trilyon davası ne oldu? Erbakan, “evrakta sahtecilik ve dolandırıcılıktan” 2 yıl 4 ay ceza almadı mı o davada?

Sivas katliamı sanıklarının avukatlarını milletvekili yapan da o değil miydi?

Kemal Kılıçdaroğlu, Erbakan’ı anma toplantısında, “Yaşanabilir bir Türkiye”den söz ediyor, barış ve kardeşlik için bütünleştirici olmaktan dem vuruyor; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletine saygı duymanın gerekliliğini anlatıyor. 

Erbakan’ın bizzat kendisi farklılıklara karşı bir düşüncenin lideriydi. MSP’lilerin “müstehcen” buldukları Güzel İstanbul heykelini Karaköy Meydanı’ndan kaldırtmak için Ecevit’i koalisyonu bozmakla tehdit eden, sanat eserine “edebe aykırı” diyen bir gericiydi. 

Milli Görüş adı altında çok hukuklu sistemi ve İslam Birliği idealini savunan, laikliği hedefleyen bir siyasetçiydi.

SONU GERİCİLİĞE TESLİMİYET OLUR 

Erbakan’ı anma toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, “Geçmişi unutup helalleşmeliyiz” diyor. 2023’e giden yolda Millet İttifakı’nı korumaya çalıştığı açık ama kimse Sivas’ta aydınların yakıldığı katliamı unutun deme hakkına sahip değil. 

Millet İttifakı, siyaset bu kadar ilkesizleştirilmeden korunamıyor mu? 

Madem Cumhur İttifakı’na karşı bir araya gelindi; işbirliği asgari müşterekler çerçevesinde sürdürülmeli; siyasal İslamcıları demokrasi kahramanı gibi göstermeye son verilmeli. 

Çünkü uyguladıkları yöntem, fazlasıyla AKP ve MHP’yi andırıyor. 

AB’nin ve eski solcuların desteğini almak için “demokrasi havarisi” rolüne giren AKP’yi...

Ve hakkında etmediği hakaret kalmayan Erdoğan ile aniden ortak olan Bahçeli’yi akla getiriyor…

Siyasal yelpazede farklı ideolojilere sahip siyasi partiler, seçim için birlikte hareket edebilir. Türkiye’nin bugünkü koşullarında da ittifak zorunludur. Ancak ölçüyü bu kadar kaçırırsanız, böylesine keskin dönüşler yaparsanız, takıyyede AKP ve MHP ile yarışır hale gelirsiniz. Onlara yönelik eleştirileriniz de halk nazarında anlamını yitirir. 

Kendi davanıza sahip çıkmazsanız sonunda güvenilirliğinizi kaybeder, ödün vere vere sağa çekerek sonunda gericiliğe teslim olursunuz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları