Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hayvanları Koruma Yasası’nda büyük aldatmaca!

04 Temmuz 2021 Pazar

AKP’nin hayvanlarla ilgili yasa teklifi hakkındaki doğru değerlendirmeyi Ali Sirmen yaptı:

“Kadınların şiddete maruz kalmaları, ölümle tehdit edil­meleri ve de canice öldürül­meleri karşısında kılını kıpır­datmayan bu siyasal irade mi, hayvanları hapis cezası­nı da içeren önlemlerle kötü davranış ve öldürülmeye kar­şı koruyacaktır?

Göreceksiniz ki bu işte bir sahtekârlık var. Ya yasa hay­vanlara eziyet eden, bunla­rı öldürenlerin yararlanacak­ları boşluklarla çıkarılacak ya da uygulamada, gereği dü­şünülerek hayvana kötü dav­rananı, öldüreni sıyıracak yol­lar bulunacaktır.

Şurası iyi bilinmelidir ki ke­yif için hayvanların öldürül­mesi uygulamasını sürdüre­cek olan AKP - MHP iktida­rının mensupları bir hayvanı öldüren yurttaşı, hapisle ce­zalandırıp üstelik bir de içe­ri atsalar kendi tabanları tara­fından tükürükle boğulurlar.”

Medya, yasa teklifini ince­lemeden AKP’nin basın bül­tenini haberleştirip duruyor ama Ali Sirmen haklı.

YATARI OLMAYAN CEZALAR

AKP, “hayvana yönelik şiddete hapis cezası geli­yor” dese de gerçek fark­lı. Teklifte çeşitli suçlara 3 ay­dan başlayıp değişen süreler­de hapis cezaları öngörülü­yor. Oysa İnfaz Kanunu gere­ği, üç yıldan az hapis cezaları uygulanmıyor, erteleniyor.

Bunun olmaması için yasa­ya hayvanlarla ilgili bu ceza­ların ertelemeden muaf tutul­masını talep etmiştik ama bu yapılmadı. Sonuç olarak bu cezaların yatarı olmayacak; sadece yasada göstermelik olarak yazacak.

Örneğin hayvana tecavüz için belirlenen ceza, 6 ay­dan 3 yıla kadar olduğun­dan, tecavüzcüler yine ara­mızda gezecek. Teklifte on­ca uyarıya karşın hayvan­la “cinsel ilişki” ifadesi de yer alıyor. Defalarca yazdık, tekrarlayalım: İnsanla hayvan arasında bu türden her ilişki, her durumda tecavüzdür!

Teklifte yatarı olabilecek en fazla cezayı bir hayva­nın neslini yok etme suçu için öngörmüşler ama iki gün önce toplanan Merkez Av Komisyonu’nda, Dünya­yı Koruma Birliği’nin küre­sel ölçekte nesli tehlike al­tındaki türler olarak kırmızı bültende yer verdiği birçok memeli ve kuş türünün av­lanması için karar alındı!

“Sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımı kalkıyor” diyorlar ama şiddet uygulanan hayvan sa­hipsiz ise soruşturma açma yetkisi Tarım Bakanlığı’nın inisiyatifine kalıyor. Düşün­senize, bunca yolsuzluk kar­şısında kılı kıpırdamayan bir hükümet, kendi yandaşı biri­ne hayvana şiddet uyguladığı için dava mı açacak...

BELEDİYELER CEZA KAPSAMINA ALINMADI

Üstelik hayvan hakları sa­vunucularının en çok üzerin­de durduğu bele­diyelerin de ceza kapsamına alın­ması teklifte yok!

Hayvanat bah­çeleri kapatılma­dığı gibi kamu kurumlarının ye­nilerini açmasına ayrıca doğal ya­şam parkı altında hayvanların esir edileceği yeni sö­mürü merkezleri­nin oluşmasına olanak ta­nınıyor ve bunlara hangi hayvanların alınacağı da bi­linmediğinden sokak köpek­lerini toplama kamplarına dönüşme riski de var.

Yunus parkları kapatılmı­yor, yenileri açılmayacak ama var olanlar yönetme­liklerle yeniden düzenlene­rek sürdürülecek...

Medyada “petshop’lar­da kedi/köpek satışı ya­saklanıyor” dense de bu mekânlarda sadece kedi/kö­pek bulundurma yasaklanı­yor. Ancak üretim merkez­lerinden hayvan satışının yapılacağı, katalog üze­rinden kedi/köpek satışı­nın devam edeceği görülü­yor. Barınaklardaki hayvan­ların yuvalandırılması gere­kirken bu kirli ticaret devam edecek.

Ayrıca petshop’larda tav­şan, kuş, balık, kaplumba­ğa gibi diğer hayvanların satışının süreceği anlaşılı­yor, egzotik ve yabani hay­vanların satışının yasak­lanmasına dair bir madde de yok.

“Tehlikeli ırk” söylemi devam ediyor; bu türlerin ayrıca bakanlığın çıkaracağı yönetmeliklerle belirlenece­ğinin söylenmesi, melezlerin de buna dahil edilerek kap­samın genişletilme amacın­dan kaynaklanıyor.

HAYVANLAR DEĞİL, İNSAN REFAHI VE KAZANCI KORUNU­YOR!

“Folklorik” denilerek de­ve ve boğa güreşi gibi hay­vanlara korkunç eziyet içe­ren sömürüler sürdürülü­yor. Güya yasak denilen şid­det dolu horoz ve köpek dö­vüşleri için de caydırıcı ol­mayan idari para cezaları de­vam ediyor.

AKP milletvekille­ri, TBMM’deki toplantıda, “Adalar’da atlı faytonu biz kaldırdık!” diye diretirken, teklifte atlı faytonların ül­ke çapında kaldırılması için bir düzenleme yok...

5199 sayılı yasanın 14. maddesi, “Hayvanların ke­sin olarak öldüğü anlaşılma­dan, vücutlarına müdahale­lerde bulunmayı” yasaklıyor. Burada “vücutlarına” kelime­sinden sonra “tedavi mak­satlı olmayan” ibaresi ekleni­yor ve bunun amacı “veteri­ner hekimlik uygulamalarına engel olunmaması” şeklinde açıklanıyor.

Buradaki amaç, “tedavi” adı altında deneysel uygu­lamalar açmaktır. Ayrıca bu düzenleme, kısırlaştırmanın yetkili veteriner hekimler dı­şında kişilerce yapılmasına da yol açabilir.

AKP, birçok maddede kelime oyunları yaparak durumu hayvanlar aleyhi­ne geriye götürecek skan­dal bir teklif sundu. Böy­le bir metin, hayvan hak­ları için yıllardır mücadele eden hak savunucuları ile dalga geçmektir.

Hayvanlar üzerinden ka­zanç sağlayanları, onlara eziyet edenleri korurken, bir de utanmadan “hayvan­lar mal değil, can statü­sünde olacak” diyorlar!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları