Medyada ne zaman Tansu Çiller ile ilgili bir haber yer alsa, acaba yine nasıl bir gaf yaptı diye bakıyorum. Ama artık söylediklerini gaf diye nitelemek doğru değil. Gerçeklikten bu kadar kopuk açıklamaları yapan birini ancak sosyal medya trolü diye nitelemek uygun olur. 

Geçenlerde BRTV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çetinkaya’ya telefonda verdiği röportajda şunları söylemiş eski başbakan:

“Bana çok ısrar edildi şu ana kadar gel diye, ben dedim ki niye geleyim? İyi gidiyor işler. Türkiye rahat, büyümesi iyi.”

Millet dediği insan topluluğunun yaklaşık yüzde 50’si, Tüketici Hakları Derneği’nin yaptığı çalışmaya göre, açlık sınırının altında yaşıyor. Buna yoksulluk sınırının altında yaşayanları da eklerseniz, tüketicilerin yaklaşık yüzde 95’i aç ve yoksul!

Ailelerin çoğunluğu, gıda için gerekli olan harcamalardan kısarak diğer zorunlu gereksinimlerini karşılamaya çalışıyor. Yetersiz ve dengesiz beslenme yüzünden çocuklarda gelişim bozukluğu görülüyor. 

Her yaştan tüketici grubunda çeşitli hastalıklar, ruhsal bozukluklar ve obezite görülüyor. Türkiye, obezitede Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada.

EMEKÇİLERİ YOK SAYAN SAĞ SİYASET

Durum buyken, insanlar her gün gözlerini yeni bir zam haberine açarken, artık tane ile meyve ve sebze alırken, insanca yaşamak için gereken tüm ihtiyaçlarını bir yana bırakıp sadece aç kalmamak için mücadele ederken, Çiller, “Türkiye rahat” diyor. 

Malvarlığını Soruşturma Komisyonu’na hesap verdiği günlerde eşi Özer Uçuran Çiller’in servetiyle ilgili soruyu, “Kayınvalidemin çıkınından çıktı” diyerek yanıtlayan eski başbakan, oturduğu yalısından “Türkiye rahat” diyor.

Türkiye’den söz ederken belli ki ücretli ve dar gelirlileri hesaba katmıyor, onları yok farz ediyor.

Sonra da merkez sağa ihtiyaç olduğunu söyleyip “Kurulmasına yardım edebilirim, millet karar versin” demiş. Millet sürünürken “Türkiye rahat” diyorsanız, milleti oluşturan vatandaşlardan nasıl oy isteyeceksiniz? 

Çiller dönemi denilince akla Susurluk kazası ile ortaya çıkan korkunç ilişkiler, derin devlet, faili meçhul cinayetler ve açıklanamayan akçalı işler geliyorsa şimdi nasıl onay alacaksınız?

Millete sorarsanız, yanıt adeta tokat gibi çarpar yüzünüze. Milletle alay etmeyin!

NEOLİBERAL POLİTİKALARIN SÖZCÜLERİ SAHNEDE

Aynı yönde bir başka açıklamanın da Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk’ten gelmesi şaşırtıcı olmadı. “Ücretli ve dar gelirlilerin dışındakilerin geçim derdi yok” diye yazmış yazısında. 

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin AKP’nin Kızılcahamam Kampı’nda sunum yaparken “Dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor” dediği medyaya yansıyınca Öztürk de onu desteklemekten geri kalmamış. 

Çiller, Nebati ve Öztürk…

Hiçbirinin açıklaması şaşırtıcı değil. Hepsi sağcı ideolojinin sözcüsü. Hepsi neoliberal politikaların savunucusu. Hepsi sağ siyasetin dayandığı zenginleri, para babalarını, rantçıları düşünüyor. Hiçbirinin emekçilerle bağlantısı yok. 

Dolar 17 TL’yi, Avro 18 TL’yi geçerken, her gece 00.00’da zam açıklanırken, AKP’li Cumhurbaşkanı, “Ben ekonomistim” diyerek koltuğuna daha çok yapışıyor; Hazine ve Maliye Bakanı da çıkıp ekonomiyi “Gözlerimin ışıltısına bak” diyerek açıklıyor. 

Çarklar hızla dönüyor ama zenginler için dönüyor, iktidar yandaşları için dönüyor; o çarklar dönerken altında ezilen de emekçiler oluyor.

Hayata dar gelirlilerin ve ücretli kesimin gözüyle bakmayan herkes, vatandaşları aptal yerine koyuyor. Ancak “çürük, sürtük” diyerek hakaret ettiklerinin aptal olmadığını ilk seçimde görecekler. 

O çarklar tersine dönecek.