Mustafa Kemal’i anarken

21 Mayıs 2020 Perşembe

Önceki gün, 19 Mayıs coşkusunu, evlere hapis yaşarken, yeniden yeniden aynı sözcüklerle kanatlandık. 19 Mayıs’ı tanımlayan sözcükler...

Atılan ilk adımın adıdır 19 Mayıs... Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarıyla bağımsızlığın ilk adımı... Emperyal güçlere karşı verilen mücadelenin adı... Kararlılık. Cesaret. Azim. İmkânsızı olur kılmak. Zülme, baskıya tehditlere biat etmemektir.

Devrim düşüncesi, devrim umududur 19 Mayıs. Gençliktir. Özgürlüktür. Biraz “gezi” gibidir. Kulluğu reddetmek, özgür vatandaş, birey olmaktır. Aynı zamanda, dayanışma, sevgi, duygu birlikteliğidir. Hak, hukuk, adalet tutkusudur. Anayasaya saygıdır.

Akıl, ilim ve bilim yolunda ilerlemenin, yaratıcılığı kışkırtmanın, özgür ve eleştirel düşüncenin de ilk adımıdır 19 Mayıs...

Türkiye Cumhuriyeti’ne ulaşmada Mustafa Kemal önderliğinde atılan tüm adımlardır.    

Önceki gün bir kez daha gördük ki, bunca yıl karalama, unutturma, çabalarına karşın milletin bilinçaltından asla silinmeyecek olan Mustafa Kemal Atatürk sevgisi ve saygısı, öyle kolay kolay yok olmuyor...

Gençliğe, geleceğe armağan ettiği bayramı, aydınlığın karanlığı, ilerinin geriyi, çağdaşlığın bağnazlığı, özgürlüğün biat etmeyi, eşitliğin adaletsizliği alt ettiği gün olduğunun bilinciyle yaşadık ve sonsuza dek yaşayacağız.

Evlerimizde hapis, kâh balkonlarda marşlar söyleyerek, tiyatrocuların yorumladığı şiirleri (hele hele Kuvayi Milliye Destanı’nı), müzisyenlerin konserlerini dinleyerek, beğendiğimiz paylaşımları daha da çoğaltarak coşkumuzu dışa vurduk. (Boğaziçi Caz Korosu’nun Gençlik Marşı ve Murat Karahan’ın öğrencilerle söylediği “Dağbaşını Duman Almış” beni bol bol ağlattı... Yaşıma verin... Ben mutlu olunca da ağlayan kuşaktanım!)

Ancak en çok paylaşılanlardan biri Süleyman Apaydın’ın yıllar önce 2000’lerin başında yazdığı “Yıkın Heykellerimi” adlı şiiriydi. Giresunlu yazar, şair, 1944 doğumlu Süleyman Apaydın, 1973’ten beri Almanya Nürnberg’de yaşıyor. Nürnberg Türk Tiyatrosu’nu kurdu, yönetti, hâlâ ders vermeyi sürdürüyor. Onunki ne müthiş bir öngörü...

Çok söze gerek yok. İşte o şiir:

Yıkın Heykellerimi

Ey milletim, Ben, Mustafa Kemal’im...

Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,

Hâlâ en hakiki mürşit, değilse ilim,

Kurusun damağım, dilim.

Özür dilerim...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın diktiğiniz tüm heykellerimi.

***

Özgürlük hâlâ,

En yüce değer

Değilse eğer...

Prangalı kalsın diyorsanız, köleler...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı,

Baş tacı edebiliyorsanız

Sanatın içine tüküren adamı...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

***

Yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın.

Anlamı kalmadıysa

Yurtta sulh, dünyada barışın.

Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın.

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

***

Özlediyseniz fesi, peçeyi.

Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi.

Hâlâ medet umuyorsanız

Şıhtan, şeyhten, dervişten.

Şifa buluyorsanız,

Muskadan, üfürükçüden...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

***

Eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek...

Kara çarşafa girsin diyorsanız,

Yobazın gazabından ürkerek...

Diyorsanız ki, okumasın

Kadınımız, kızımız;

Budur bizim alın yazımız...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

***

Fazla geldiyse size, hürriyet, cumhuriyet...

Özlemini çekiyorsanız,

Saltanatın, sultanın...

Hâlâ önemini anlayamadıysanız,

Millet olmanın...

Kul olun, ümmet kalın,

Fetvasını bekleyin, şeyhülislamın...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi.

RAHAT BIRAKIN BENİ...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları