Benim 23 Nisanım

23 Nisan 2020 Perşembe

Yüz yıl... Yüz yıldır Atatürk’le birlikte yaşıyoruz. 100 yıldır Atatürk’le birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşıyoruz! Ne mutlu bize!

Benim 23 Nisanım, her şeyden önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin en zor, en tehlikeli, en hain, en zalim, en olanaksız, en yoksul, en yoksun koşullarda, yabancı güçlerin işgali altında toplanıp çalışmaya başlayabilmesidir!

Benim 23 Nisanım bir referans. Bağımsızlığa, özgürlüğe, “muassır medeniyete” ulaşma yolunda bir referans... 19 Mayıs 1919’da başlayan, 29 Ekim 1923’le noktalanan sürecin mihenk taşı, nirengi noktası. Benim 23 Nisanım millet iradesiydi. Halkın sesiydi. Egemenlik, tek insanın değil, iktidarın ve yardakçılarının hiç değil, seçilmiş milletin temsilcilerinindi.

Benim 23 Nisanım, demokrasiydi. Hak hukuk ve adaletti. Geleceğimizdi...

Ve bugün TBMM böylesine yok sayıldığı için.... Sesi kısıldığı için... Ayırımcılığı kışkırtmanın kaynağına dönüştürüldüğü için, içimde sonsuz bir acı varsa, beni bağışlayın. Yaşıma verin...

Ancak... Atatürk’ün, bugünü çocuklara armağan ettiğini düşününce... Ve bir çocuğun sesinde, çizgilerinde, şiirinde, gülümsemesinde, sözlerinde yaratıcılığı, aklı, bilimi, umudu yakalayınca... Devam diyorum. Mücadeleye devam. Onun yolunda, onun ilkeleriyle devam... Ve içimdeki çocuk uyanıyor, devam ediyorum... Gençliğime verin...

Sizleri, bu güzel günde PEN Türkiye Yönetim Kurulu olarak hazırladığımız 23 Nisan mesajıyla baş başa bırakıyorum:

PEN Türkiye’den:

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 100. yıldönümünü dünyada ve ülkede zor zamanlarda, zor koşullarda kutluyoruz. Bir yanda salgının ağırlığı altında ezilirken, bir yanda da belirsizliklerle, yalanlarla, gelecek korkusuyla, güvensizlikle boğuşuyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 100’üncü yılında o Meclis sembolik bir hal almamış, işlevini yitirmemiş olsun isterdik... Çocuklar o Meclis’e sahip çıkmanın sorumluluğu altında ezilmesin isterdik... Çocuklarımızın dünya çocukları ile birleşmelerini, birbirlerini anlayıp arkadaşlık kurmalarını, dayanışmalarını isterdik... İçinde yaşadığımız, doğaya ve çevresine sevgisiz, insana ve emeğe saygısız, vicdansız bir dünyaya başkaldırıp örnek olmalarını isterdik... İsteklerimizin bir gün mutlaka gerçekleşeceğine inanıyoruz.

PEN Türkiye Yazarlar Derneği olarak, büyük önder Atatürk’ün milletin geleceği olarak gördüğü çocuklara armağan ettiği bugünü bizler de Haydar Ergülen’in yazdığı “1923 Nisan” şiiriyle kutluyoruz:

1923 Nisan

Çocukluk gibi bir şey bu

gökyüzü

hiçbir yere gitmiyor

demiştiniz Edip Bey,

o dediğiniz bizim üst kat

komşumuzmuş meğer,

100 yıldır yukardan bize

gülümseyip duruyormuş,

kapımıza süt koyar gibi her

sabah güneşi yolluyormuş,

ve akşamları ay oluyormuş,

yıldız doluyormuş, geceleri

rüya...

Ben de oturmuş 23 Nisan

şiiri yazıyorum güya,

yazmış işte gök, deniz,

güneş, ay ve dünya,

ona ekleyebileceğim ne var,

olsa olsa,

ey aydınlık, ey mavi, ey ışık

ülkesi bin yaşa,

ve Cahit Külebi’nin şiirindeki

gibi “Sen de

Türkiye gibi aydınlık ve

güzelsin” demek o çocuğa,

100 yıldır 23 Nisansın,

yüzlerce yıl daha

doğ bize, fikrimize,

gönlümüze,

bağımsızlık ve özgürlük

buluşsun bu güneş ülkesinde,

Gökyüzü gibi bir şey bu

1923 Nisan” diyelim,

dileyelim 1923 kez kutlu

olsun 23 Nisan

çocuklar gibi maviyle, iyilikle,

neşeyle

halk mavisi bu

Cumhuriyette..

NOT- İnkılap Yayınları’ndan çıkan “Mustafa Kemal Atatürk’ün Meclis Konuşmaları -1920-1938” kitabı elimde. 900 sayfalık müthiş bir hazine. Eşsiz bir tarih, uygarlık dersi... Teşekkürler İnkılap Kitapevi. Teşekkürler sadeleştiren ve yayına hazırlayan Kurtuluş Güran... Keşke iktidardakiler de okusa...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları