Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Son Günlerde...
Geçtiğimiz salı tarihsel bir gün oldu.
ABD’nin 44. Başkanı Obama, and içerek göreve başladı.
Yeni Başkan da 2 milyona seslendi.
Başkan Barak Hüseyin Obama’nın ABD Başkanlığı’na gelmesi, ABD demokrasisinin bir zaferi sayılıyor: Beyaz Saray’a ilk kez bir siyahî oturuyor.
Yeni Başkan, konuşmasında, “Parçalı geçmişimiz bir güçtür, zayıflık değil. Hıristiyanlar, Müslümanlar, Hindular, Yahudiler ve inanmayanlardan oluşan bir ulusuz” diyerek toplumun tüm kesimlerini kucakladı.
Müslüman dünyaya seslenerek şu söylediği de önemlidir: “Ortak çıkarlara ve saygıya dayanan yeni bir yol arıyoruz. Sorunlar için Batı’yı suçlayan liderler, biliniz ki, halkınız sizi ne ürettiğinizle yargılayacak! İktidarı; yolsuzluk, yalan ve muhalifleri susturarak elde edenler, biliniz ki tarihin yanlış tarafındasınız!”
Bunalım yaratan açgözlülere söyledikleri de çarpıcıdır: “Sorumsuzluk ve açgözlülük yüzünden ekonomimiz zayıfladı. Sadece zengini koruyarak ekonomiyi düzeltemeyiz. Silkinelim!”
Şu da önemlidir: “İklim felaketini aşarak dünyamızı yaşanır hale getirmeye çalışacağız”.
Amerikalılar ve dünya Bush’tan kurtuluşun sevincini de yaşadı.
Savaşlardan ve ekonomik bunalımdan yılmış dünyanın umut olarak baktığı yeni Başkan, “yeni bir dünya” vaat ediyor, bir “umut”tur.
Ne var ki, Obama’nın insan olarak düşünceleri ve duyguları ne olursa olsun, dizginlerini elinde tuttuğu sistemi bir yana koyamayız.
Özetle, ABD emperyalist bir ülkedir.
Emperyalizmin yasaları ve buyrukları vardır; başında kim olursa olsun, onu alır kendi buyruğuna sokar.
Bunun istisnası görülmemiştir.
Başkan Obama’nın çileli yaşamı şimdi başlıyor.
Ne diyelim? Bol şanslar!
*
Adana’da ve bir günlüğüne Mersin’e gittiğimizde, okurlarımızın -ısrarlı- soruları şu oldu: “Türkiye nereye gidiyor?”
Kaygılıydı ve karamsardı okurlar...
Sorular ve yanıtlar, hepsi AKP’de düğümleniyordu.
Cumhuriyeti kuranların ideolojisi üç ilkeye dayanıyordu: Bağımsızlık, çağdaşlık ve laiklik.
1950’lerden başlayarak, iktidara gelen partiler sağda idiler ve Cumhuriyetin temel ideolojisinden saptılar. Ama hiçbiri, Cumhuriyete AKP kadar düşman olmadı.
AKP, yedi yıldır, İslamcı, yani dinci yolda...
Laikliğe olan düşmanlığı oraya vardı ki, alnında Anayasa Mahkemesi’nin kapatılma damgası ile dolaşıyor.
Bağımsızlık ve çağdaşlıktan payı da yüz kızartıcı...
Son birkaç yıldır da Cumhuriyetin kurumlarını, özellikle yargıyı yolundan çıkarma, kendi payına kullanma yanlışında: Aydınları sindirmek istiyor ve orduyu yıpratmakta.
Ergenekon soruşturması bu!
Son günlerde, bir de İsrail’in Gazze’ye -bağışlanmaz!- saldırısından yola çıkıp, Türkiye’nin dış politikasında temel yönünden saptırmaya gidiyor ve diplomasinin kurallarını çiğniyor.
Türkiye, nasıl Hamas’ın yanında olabilir?
Son günlerde olan biten, şunu da ortaya koydu: AKP’nin başındaki kişi, tam bir cehalet içinde. Çok biliyor numaralarında, ama adım başında yanlış yapıyor.
Yok mu AKP içinde, bir başka kişi başbakanlık edecek?
Daha da önemlisi, olan bitene karşı, AKP’nin içinde neden bir ses, bir nefes yoktur?
Adam kıtlığı mı oradaki de?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!