Öztin Akgüç

Uzun Süreli Durgunluk

21 Eylül 2012 Cuma
\n

\n

Bazı TV kanalları, yanıltıcı etiketlere sahip kişileri de sesyayar olarak kullanarak kamuoyuna iletiler veriyor. Verilen yanıltıcı iletilerden biri de TÜİKin iyimser milli gelir tahminleriyle de desteklenen söylemi. AKPnin ekonomik başarı kazandığı, Türkiyenin bir altın devir yaşadığı öyküsü. Dış güçler de Türkiye aleyhine sonuç doğuracak akımları, politikaları destekleyerek Türkiyenin yanlış yollarda yürümesini özendirmektedir. Vizyon sahibi, karizmatik lider, güçlü lider ve benzeri sıfatlarla kazip şöhretler yaratarak Türkiyenin hemen her alanda çıkmazlara, açmazlara, kısırdöngülere sürüklenmesine uygun ortam hazırlamaktadırlar.

\n

Gerçekte Türkiye ekonomi başarı izlenimi, övünme uğruna geleceğini tüketmiştir. Büyük cari işlem açıkları, artan dış borçlar, tüketici kredilerine dayanan tüketim artışı, rant yaratma, özelleştirme, dışa bağımlı montaj sanayisi ile ekonominin geleceği tüketilmiştir.

\n

Türkiye ekonomisi, AKP öncesi 2001 yılında krizin etkisiyle de cari işlemler fazlası verirken AKP döneminde son on yılda milli gelirin yüzde 10,0una varan cari işlemler açıkları vermiştir. Cari işlem açığının anlamı bir ekonominin ürettiğinden, yarattığı gelirden daha fazlasını harcamasıdır. Nitekim Türkiyenin son on yılda tüketim ve yatırım harcamaları toplamı, yarattığı gelirin çok üstünde olmuş; Türkiye GSYHnin (Gaysi Safi Yurtiçi Hasıla) yüzde 13,0ü dolayına gerileyen iç tasarruf yetersizliğini, cari işlemler açığı ile gidermiştir. Türkiyenin sürgit bu denli cari işlemler açıklarını sürdürmesine olanak yoktur. Nitekim 2012 yılında daralan cari işlemler açığı beraberinde düşük büyüme hızı getirmiştir. Sürekli cari işlemler açıkları, kaçınılmaz olarak dış borç stokunu kabartmıştır.

\n

AKP iktidara geldiğinde 125 milyar USD dolayında olan dış borcumuz, 2012 yılı ilk çeyreğinin sonunda 318 milyar USDyi aşmıştır. IMFye olan borcun azalışına, IMFye mali destek söylemlerine, övünmelerine bakmayınız. Borçlanmanın kaynakları, alacaklılar ve borçluların yapısı değişmiştir. TCMBnin net döviz rezervinin olmasının, ekonominin tümünün net döviz rezervi olduğu anlamına gelmez. Bankaların ve özel sektörün döviz açıkları dikkate alındığında, ülkenin net döviz rezervinin olmadığı görülür. Sürekli dış açık veren, dış borç stoku hızlı artan bir ekonominin, net döviz rezervi olması aritmetik olarak zaten olanaklı değildir.

\n

AKP iktidara geldiğinde banka kredileri arasında tüketici kredileri (kredi kartları borçları, ipotekli krediler dahil) düşük düzeyde iken, günümüzde banka kredilerinin üçte birinden fazlası tüketici kredisi haline gelmiş, hane halkı borcu GSYH oranı ciddi boyuta ulaşmıştır. Tüketici kredisi artışı gelecekteki gelirin önceden tüketilmesi demektir. Tüketici kredileriyle desteklenen bir iç talep canlılığı 2012 yılı dahil gelecek yıllarda da beklenmemelidir.

\n

Türkiye 50 milyar USD dolayında özelleştirme yapmış, kamu mal varlığı satılmış, kamu mülksüzleştirilmiştir. Artık gelecek yıllarda kamu maliyesini destekleyecek bu boyutta özelleştirme de yapılamayacaktır.

\n

AKP döneminde kentler içinde yeşil kalmış alanlar imara açılarak rant yaratılmıştır. Rant milli gelir artışı değildir. Ancak kişiler kendilerini zenginleşmiş hissettiklerinden servet etkisiyle harcamalarını artırmışlardır. Rant yaratma olanakları da giderek daralmaktadır.

\n

İhracat çekişli büyüme olanaklı mı? İhracat artışından söz verilmesine karşı ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 60,0 dolayında olduğu dikkatlerden kaçırılmaktadır. Ayrıca sanayide Brüt Katma Değer/Satış Hasılatı oranının giderek düşmekte oluşu sanayinin montaj nitelikli olduğunu göstermektedir. İhracat milli geliri artırır ancak artan ithalat da milli geliri azaltır.

\n

Türkiye uzun dönemli düşük büyüme hızlı, durağan bir ekonomik gidişe hazırlıklı olmalıdır. Makyajlı rakamlar bir süre gerçekleri gizlese de önünde sonunda mızrak çuvala sığmayacaktır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları