Öztin Akgüç

Tutarlılık (28.04.2013)

28 Nisan 2013 Pazar

Kaypaklığın, dönekliğin, çıkarcılığın, yalakalığın yaygın olduğu bir toplumda kişilere, kurumlara “tutarlı olun, çizginizi, kişiliğinizi koruyun, davranışlarınızla söylemleriniz arasında tezat, zıtlık olmasın, ancak bu şekilde ayakta kalabilir, güven kazanabilirsiniz” türünden uyarılar hikâye gibi gelebilir, samimi de görülmeyebilir.
Tutarlı olmak siyasal partiler açısından da geçerlidir, ancak ilkelerine bağlı, tutarlı davranan siyasal partiler yaşamını sürdürebilirler. CHP, 1950 sonrasında kısa süreler hariç iktidar olamamasına, DP döneminde mallarının müsadere edilmesine, 12 Eylül askeri yönetimi tarafından kapatılmasına,
İsmet İnönü, Bülent Ecevit gibi efsanevi liderlerinin partiden ayrılmasına, türlü desiselere, tehditlere, ayak oyunlarına, beşinci kol girişimcilerine karşın 90 yıldır varlığını sürdürüyor, hâlâ bazı çevrelerin nefret oklarına hedef oluyorsa tutarlılığı ve ilkelerine sahip çıkması sonucudur. Milli Mücadele’ye katılmış ailelerin desteğinin CHP’yi günümüze taşıdığını düşünürüm. Bu aileler CHP’nin yönetiminde olmayabilirler, örgütte etkin bir şekilde görev almamış da olabilirler; ama bence CHP’nin asıl ve güvenilir tabanı, CHP’nin ilkelerini benimsemiş, her koşulda, en azından oy desteği vermiş bu ailelerdir.
CHP’ye yer veya külah kapmak için girenler olabilir. Vitrin diye CHP’ye alınanlar olabilir. Hatta bazı gizli amaçlarla CHP’ye sızanlar olabilir. İktidar partisine bir nedenden kızıp o kızgınlık ya da kırgınlıkla CHP’ye oy verenler, örgütte görev alanlar da bulunabilir. Bir ara siyaset dilimizde
“yüzer gezer oy” terimi yaygın kullanılırdı. CHP’de de yüzer ve gezer oy bulunabilir. Ancak tanımlamaya çalıştığım bu kişiler, CHP’nin tabanını oluşturmaz. Bu tür kişilerden gelen farklı görüşler, çıkan sesler, yandaş medyaya, iktidar partisine, CHP’ye yüklenmek için malzeme sağlar, ama CHP’nin gerçek tabanını sarsmaz. Bağımsızlık savaşından itibaren CHP’yi desteklemiş, Türkiye Cumhuriyeti’ni içselleştirmiş kişiler, aileler giderek azalıyorsa, CHP’nin geleceği için asıl tehlike buradan kaynaklanır; CHP hizaya sokulabilir.
CHP, ulusal egemenlik ve ulusal bağımsızlıktan yana, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğünü içselleştirmiş, Cumhuriyetçi, halkçı, devrimci, ulusalcı, devletçi, laik, anti-emperyalist bir partidir. CHP’nin kimliği budur. Kimliği böyle anlaşıldığı için desteklenmiş ve yaşamıştır. Bu kimliği benimsememiş, ama kişisel tutkuları, beklentileri ile CHP’ye girmiş veya CHP’nin bu kimliğinden rahatsız olup değiştirme amacı ile partide görev alanlar da olabilir. Bu tür davranışlar siyasi etiğe uygun olmadığı gibi CHP’nin gerçek tabanı fire vermediği sürece başarılı da olamaz. Sadece parti çatırdıyor, kırılıyor gibi iletiler verdirebilirler.
Bir partide kanatlar, görüş farklılıkları olabilir. Ancak görüş ayrılıkları ilkeler, partinin kimliği ve yönü konusunda olamaz. İlkelerin gerçekleştirilmesinde yöntem farklılıkları olabilir. Partinin, vitrin diye bazı isimlere listesinde yer vermesine, oy artıracağım diye partinin kimliğini, ilkelerini içselleştirmemiş kişilere yönetimde yer vermesi tutarlılığı bozar. Partide ciddi ayrılıklar varmış gibi izlenimler de yaratır. Partinin bu çeşitli yönlere açılarak oy artırma türü stratejisi bana göre çok başarısız olmuş; AKP türü iktidara karşı bile oy kazandıramamıştır. Bu tür oy hesaplarının eksi, oy götürücü etkileri de olmakta,
“bu partiye niçin oy vereyim” sorusunu da kafalarda doğurmaktadır.
CHP, bazı dış ve iç çevrelere şirin gözükmek için ilkelerinden ödün veremez. Hele hele laiklikten asla. İlkeler bir bütündür ve laiklik temel oktur. Yirmi beş yıl önce yazdığım bir köşe yazısının bir paragrafını yineleyeyim.
“Laiklik, inanç özgürlüğü, fikir özgürlüğü, hoşgörü, çağa yetişme, ulusal birlik için temel ilkedir. Laikliğin yıkılması Türkiye’yi sonu belirsiz tehlikelere atar; laikliğin sonuna kadar savunulması ülke bütünlüğü açısından yaşamsal önem taşır. Türkiye’nin bir de inanç, mezhep, din kavgasına tahammülü yoktur. Laiklik, inanç özgürlüğü karşıtlığı değildir. Dinin bir çıkar, bir siyasal sömürü aracı olarak kullanılması karşıtlığıdır. Laiklik dine saygının da bir gereğidir.”
CHP başarılı olmak istiyorsa, ilkelerini benimsetmeye yönelik politika yapmalı, CHP’li olmayanların iğvasına (ayartısına) kapılmamalıdır.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları