Öztin Akgüç

Siyasal Patronaj Düzeni

17 Şubat 2013 Pazar

Patronaj, patron ya da patronlarla yandaşları arasında kişisel ilişkilere dayanan bir siyasal sistem olarak tanımlanır. Patronla yandaşları arasında karşılıklı çıkar birliği, karşılıklı çıkar takası söz konusudur. Her iki tarafın da birbirine verebileceği karşılık vardır. Yandaş olarak nitelendirilen grup, bir ideal uğruna değil, çıkar beklentisiyle patron etrafında birleşmiş, patrona (lidere) bağlı gruptur. Patron, kamu kesesinden yandaşlara destek verir, onları önemli orunlara atar, iş verir, en azından ümit verir, gerektiğinde yargıya karşı bile korur. Yandaşlar da bağlılıklarını övgüleri, saygılı dil kullanmaları, buyruklara boyun eğmeleri, alkışlarıyla gösterirler.
Sistemde resmi hiyerarşiden cemaat, tarikat, dernek, arkadaşlık gibi nedenlere, ortak paydalara dayanan gayri resmi hiyerarşi çok daha önemli ve üstündür.
Yazılı düzenlemelerin, yasaların var olmasına karşın uygulamada çoğu kez patronun sözlü buyrukları daha etkili ve belirleyicidir.

\n

***

\n

Resmi eğitim kurumları, sınavlar olmasına karşın gayri resmi eğitim kurumları, nesnel olmayan sınav düzeni yaygındır. Eğitim ve sınav sistemi patron ve yandaşların eğilimleri ve istekleri doğrultusunda şekillenir, yönlenir. Yandaş eğitim kurumları revaçtadır. Yetkileri tam belirlenmemiş yargıçların, yandaşların çoğunluğu oluşturduğu bir meclisin varlığına karşın sonuçta yetki fiilen tek elde, patronda toplanmıştır. Saptanmış yetki, görev alanlarının olmasına karşın uygulamaya belirsizlik, keyfilik, isteğince bir yönetim anlayışı egemendir.
Resmi yetkili, tam zamanlı kamu görevlileri yanında yarızamanlı gayri resmi görevliler de bulunur. Çoğu kez gayri resmi yarızamanlı, yandaş grubuna bağlı görevliler uygulamada, özellikle mahkeme kararlarında, atamalarda, görevden almalarda daha etkili ve belirleyicidir.
Sistemde yandaş grubu ya da hizbi dışında kalanlar vardır. Bunlar da üç gruba ayrılabilir: Yandaş grubuna girmeye çalışanlar, durumu idare edenler, düzene karşı olanlar.

\n

***

\n

Çeşitli nedenlerle yandaş hizbin dışında kalmış olup patronun gözüne çarpıp çıkar pastasından pay almak isteyen bu tipler genellikle kişilikleriyle uyumlu olarak patrona “dünya lideri”, “ezeli, ebedi lider”, “en çok sevilen lider” türünden şaklabanlık yaparak, düzene karşı olanlara da gözdağı vererek yakın çevreye dahil olmaya çalışırlar.
Diğer bir grup ihtiyatlıdır; sakıngan davranır, ürkektir,
“gün olur devran döner” kaygısıyla hareket eder. Genelde patrona hoş görünmeye çalışırlar, hışmından korkarlar, yalakalıkta sınırlı davranırlar, hatta zaman zaman ufak eleştirilerde dahi bulunurlar.
Düzene karşı olanlarınsa bir şekilde elimine edilmeleri, dışlanmaları, halka kötü örnek olmalarının engellenmesi, hatta ortadan kaldırılmaları gerekir. Kişilikleri zayıf olanlar yerine göre korku salınarak, yerine göre çıkar sağlanarak düzen karşıtı olmaktan çıkarılır, hatta gizli yandaş haline getirilir.
Geniş kitleler üzerinde etkili olan isimler, çeşitli yöntemlerle dışlanırlar, cezalandırılırlar. Düzenin geleceği için tehlikeli olabileceklerin sadece dışlanmaları yeterli değildir, ifna edilmeleri, ortadan kaldırılmaları gerekir. İşte yetkileri pek belirlenmemiş, sınırlandırılamamış yargı burada devreye girer, düzene olan görevini yerine getirir.
Günümüze de uyarlayarak betimlemeye çalıştığım patronaj düzeni aslında bir ortaçağ rejimidir. Ancak patronaj düzeni biraz dikkatlice incelendiğinde
“çağdaş ileri demokrasi” anlayışıyla da ortak noktalarının olduğu, hatta örtüştüğü görülebilir.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları