Öztin Akgüç

Parti ve Parti Yönetimi

08 Şubat 2015 Pazar

Son dönemde CHP’den istifalar, istifa gerekçeleri, savunmaya çalıştığımız görüşleri yineleme gereğini doğurdu. Zaman zaman yinelemek zorunda kalınan görüşler için özür dilerim.
Parti ile belli bir dönemde parti organlarında görev alanları hatta parti başkanının tutumunu ayırmak gerekir. Parti tüzel kişiliktir, ilkeleri, oluşmuş ananeleri, ulaşmak istediği toplumsal, ulusal amaçları vardır. CHP destekleniyorsa ilkeleri, ananeleri, amaçları benimsendiği içindir. Partiyi her yönden içselleştirme, partide görev almanın etik koşuludur.
Belli bir dönemde görüş ve tutum olarak da parti yönetimiyle, yöneticilerin tutumu ile ters düşülebilir. Partinin yöneticilerinin tutumu partinin ilkeleriyle, ananeleriyle uyumlu görülmeyebilir. Yönetim eleştirilebilir, eleştirilmelidir de. Ancak partiden istifayı etik açıdan da anlamak güçtür. Partideki görevlerden hatta milletvekilliğinden de istifa edilebilir, ama partiden istifa inanç, inkâr gibi görünüyor.
Parti yöneticiliği geçicidir. Partiye inançla bağlıysanız, kendinizi kalıcı hancı gibi, yöneticileri de partinin belli dönem milletvekillerini de yolcu gibi görürsünüz. Nitekim öyle de olmuştur. Parti başkanları, parti yöneticileri, partinin milletvekilleri sürekli değişmiş, parti varlığını sürdürmüş, kendilerini partinin hancısı gibi görenler, destekçi olarak kalmıştır. Bazen yolcular gidişte ayak sürüyebilir. Bu tutum eleştirilebilir, gidişi çabuklaştırmaya çalışabilirsiniz. Ancak yolcuya kızıp parti terk edilmez.

***

Önümüzde milletvekili seçimi var. Adaylık, aday belirleme, izlenecek seçim stratejisi konularında görüş ayrılıkları olabilir, eleştiriler yayılabilir, hatta parti organlarındaki görevlerinden ayrılınabilir, protesto yapılabilir; ancak partiden istifa edilemez. CHP; AKP, ANAP, hatta DP benzeri bir parti olarak algılanamaz. CHP çıkar birliği değil, amaç birliğidir. Amaç; Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluş ilkeleriyle uyumlu ölçüde yaşatmak, bağımsızlığı, özgürlüğü korumak, tüm vatandaşlara her açıdan insan onuruna uygun yaşama olanağı sağlamaktır. Bu amaca ulaşmak, özveri ister, yüreklilik ister, tutarlılık ister, özetle erdemli davranış gerektirir. Amaç seçim kazanmak değil, idealleri gerçekleştirmek olmalıdır. Amaca ulaşmak için tutarlı, özverili, bilgili, yürekli, savaşımcı, her açıdan dik olunan kişiler topluluğuna ihtiyaç vardır.
Türkiye gibi bir ülkede dahi, ödün verenler, esnekleşenler değil, tutarlı olan kişi ve kurumlar ayakta kalır. Ödün, farklı ilkelerde uzlaşı, doğru hatta etik bir davranış gibi gelmiyor. Aday listelerinde vitrin süsleme, sağa sola esnekleşme, kontenjan tanıma, başarısızlığa, etkisizliğe yol açar. Nitekim deneyimlerin de gösterdiği gibi geçmişte başarısızlığa yol açmıştır. Halka dalkavukluk, halka hoş görünme de uzun vadede başarı sağlamaz.

***

Kişilikli, özverili, tutarlı davranışla, halka güven vermek, yapılabilecekleri abartmamak, halkı gelecekleri için, ülke için çalışıldığına ikna etmek gerekir.
Kişi, yapabileceği, başarabileceği işe soyunmalıdır. Bu bir etik kuraldır. Başaramadığını görünce de bulunduğu orundan ayrılmalı, ancak mücadeleden, amaçlardan da vazgeçmemelidir.
Çetin geçecek bir seçim sürecine giriyoruz. AKP ve yandaşları 7 Haziran seçimini bir ölüm-kalım mücadelesi olarak gördüklerinden, her aracı kullanacaklardır. Hazırlıklı ve mukavim, dayanıklı olmak gerekiyor.
Seçim sürecinde, kişisel, hesaplı, kaprisli, benmerkezci, duygusal, alıngan davranışların yeri yoktur. Sorumluluk duygusu, tüm bu tür güdülere baskın olmalıdır.
Parti yönetimi eleştirilebilir, partideki görevlerden de ayrılınabilir ama partiden istifa edilemez. Partiye giriş, partiyi destek bir inanç meselesidir. İnançlar, amaçlar inkâr edilmemelidir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları