Öztin Akgüç

Nitelikli İnsan Yetiştirmek

22 Kasım 2013 Cuma

Güney Koreli bir işadamı ile yapılan ve bir dergide yayımlanan söyleşide, başarılı işadamı en önemli sorunu nitelikli insan yetiştirme olarak görüyordu. Bu yargı benim yaşam boyunca edindiğim izlenimlerle, deneyimlerimle örtüşüyordu. Ekonomik, toplumsal kalkınma, yaşam kalitesinin yükselmesi, gerçek demokratik bir düzen kurulması, her alanda başarı kazanmak istiyorsak, gerekli öncelikli koşul nitelikli insan yetiştirmektir.
Güney Kore, aldığı sonuçlara bakıldığında, bu bağlamda bizden daha başarılı gözüküyor. Yirmi beş yıl kadar önce Seul’a gittiğimde, Güney Kore bende doğal kaynakları sınırlı, çorak bir ülke izlenimi bırakmıştı. İkinci Dünya Savaşı sonrası belleğimde yanlış kalmadıysa Kore’nin kişi başına ulusal geliri 60 ABD Doları düzeyinde idi. 1950’li yılların ortalarında bir de iç savaş geçirmiş olmasına karşın Güney Kore, günümüzde evrensel tanınmış markaları, dünya ticaretindeki payı ile dünya ekonomisinin önemli aktörlerinden biri.
Ülkemizin konumuna bakıldığında, Türkiye olumlu olarak nitelendirilebilecek tüm ölçütlere (kriterlere) bakıldığında dünya sıralamasındaki yeri, ya ortalamanın altında ya da son sıralarda; kişi başına gelir, yaşam kalitesi, basın özgürlüğü, kadınların ekonomik ve politik yaşamdaki yeri, yenilikçilik (inovasyon), eğitim kalitesi, temiz, sürdürülebilir enerjiden yararlanma gibi ölçütlerde sıralamadaki yerimiz, içler acısı. Buna karşı olumsuz ölçütlerde, örneğin ekonomide kayıt dışılık, yolsuzluk, cari işlemler açığının boyutu, ekonomik açıdan riskli ülke olma, gelir dağılımı bozukluğu, hapishanede gazeteci sayısı gibi ölçütlere göre de en üst sıralarda yer alıyor.
Ülkeler arasında fark yaratan etken ne? Sadece insan kalitesi. Ülkelerin nitelikli insan yetersizliğini sorun olarak görüp, nitelikli insan yetiştirmeye odaklanmaları boşuna değil. Bizim böyle bir çabamız olmadığı gibi, nitelikli insanları dışlamanın, elemine etmenin yollarını arıyor ve buluyoruz. Türkiye’de etnik, dini farklılıklara göre değil, nitelikli insanlara yönelik negatif ayrımcılık yapılır.
Nitelikli insanın yeterli bilgisi, özgüveni, özsaygısı vardır. Toplumsal yararı gözetir, sözünü, düşüncelerini saklamayacak, esirgemeyecek kadar medeni cesaret sahibidir. Yalakalığı, çanak yalayıcılığı, insan onuruna yakıştırmaz; bu tür davranışlara tevessül etmez, başvurmaz. Kişilerin liyakatleri, erdemleri, artamları ile toplumda belli orunlara gelmesini, sıfatlar taşımasını savunur, buna özen gösterir.
Kişiler, nitelikleriyle belli orunlara gelmeli, sıfatlar almalıdır. Kişi, bulunduğu mevkiye, taşıdığı sıfata değer katmalıdır. Yoksa oturduğu koltuktan, verilmiş, hak edilmemiş sıfatlardan güç almamalıdır.
Ülkede nitelikli insan yetiştirmek bir yana, nitelikli olduğu düşünülen, görülen kişiler de bir şekilde dışlanmakta, tasfiyeye çalışılmaktadır. Tersine ülkede ayırım, kötünün iyiyi dışlaması süreci yaşanmaktadır. Bu sürecin de en azından üç nedeni vardır. Nitelikli insan kişiliklidir, evet efendimci değildir. Yalakalık yapmaz. Düşünce ve görüşlerini yazar ve savunur. Olaylara daha çok kişisel çıkar açısından bakanlar için bu tür kişilikli davranışlar hoş karşılanmaz, çıkarları, beklentileri açısından bir tehlike olarak görülür. İkincisi, nitelikli kişilerin davranışlarının, güdülmeye çalışılan kesimler için bir örnek oluşturmasından korkulur, kaygısına kapılınır. Diğer bir neden de nitelikli kişi karşısında duyulan eziklik, aşağılık kompleksidir.
Türkiye nitelikli birey yetiştiremezse, nitelikli olanları da bir şekilde öğütürse, özür dilerim, günümüzdeki konumundan daha iyi yerlere de gelemez.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları