Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kur İkilemi
Türkiye döviz kuru ikilemi ya da açmazıyla da karşı karşıya bulunuyor. Bazı nedenlerle aşırı değerli TL politikası izlemesi gereğini duyarken öte yandan da aşırı değerli TL’nin getirdiği sorunlarla, dengesizliklerle de karşı karşıya kalıyor.
Türkiye, ulusal gelirinin yüzde 75’i dolayında cari işlemler açığı veriyor; Türkiye’nin dış borç stokunun 2012 sonu itibarıyla 350.0 milyar USD’ye yaklaştığı hesaplanıyor; bunun üçte ikisi bankalar dahil özel kesim borcu. Özel kesimin büyük aktörleri dövizde açık pozisyonda; Türkiye 2006 yılından bu yana, tutturamamakla beraber enflasyon hedeflemesi yapıyor, 2013 yılı içinde hedef yüzde 5.3 düzeyinde fiyat artışı...
Tüm bu nedenler Türkiye’yi aşırı değerli TL politikası izlemeye zorluyor. Açıklamaya çalışayım. Türkiye yaklaşık 800 milyar USD olan gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) üçte biri kadar ithalat yapıyor. Kullandığı enerjinin önemli bir bölümünü, sınai üretim için ara malları, hatta tüketim mallarının önemli bir bölümünü ithal ediyor. Enflasyon hedefine ulaşılabilmesi için dış etkenler hariç ithal mallarının fiyatlarının yükselmemesi gerekiyor. Bu nedenle kambiyo pazarlarında aşırı dalgalanmanın olmaması, TL’nin büyük ölçüde değer yitirmemesi zorunluluk, aksi halde ekonominin devalüasyon-enflasyon sarmalına sürüklenmesi tehlikesi büyük. Enflasyon hedeflemesi, döviz kurunu da kontrol altında tutmayı gerektirir.
Türkiye yıllık 60.0 milyar USD dolayında olan cari işlemler açığını, dış kaynaklarla fonlamak zorunda. Dış kaynağı, özellikle de sıcak parayı çekebilmek için diğer pazarlara göre daha yüksek getiri sağlaması gerekiyor. Bunun yolu da yüksek nominal faize karşı daha düşük oranda kur kaybının sağlanmasıdır. Yabancı yatırımcı, sıcak para reel faize bakmaz, nominal faizle USD ve Avro’nun değer kaybı olasılığını karşılaştırır; getiri, alternatif finansal pazarlara göre daha yüksekse ülkeye gelir. Nominal faiz üzerinde bir değer kaybı, sıcak para girişini durdurma bir yana cari açık vererek mevcut sıcak parayı da kaçırır. Türkiye’nin dışarıya sermaye kaçışına tahammülü yoktur. Merkez Bankası’nın övünülen döviz rezervi, sermaye kaçışına birkaç hafta dahi dayanamaz, tükenir.
Bankalar, büyük kuruluşların döviz yükümlülükleri döviz varlıklarından çok daha fazla olduğundan yabancı paraların TL’ye karşı değer kazanması, büyük boyutlu zararlara, ödeme güçlüklerine, finansal paniklere, kambiyo pazarlarına hücuma, kurlarda aşırı yükselişe yol açar.
Tüm bunlara ek olarak, kurlarda yükseliş, hatta böyle beklenti, TL tasarrufların da dövize yönelmesine yol açar ki kambiyo pazarlarında oluşacak uçurumun derinliği tahminleri aşar.
Açıklanan nedenler TL’nin değer yitirmemesini, TL paydalı yatırımların getirisinin dövize yönelik yatırımların getirisinden çok daha yüksek olmasını, sıcak paraya alternatif pazarlara göre daha yüksek bir getiri sağlamasını gerekli kılar.
Öte yandan tüm övünmelerine karşı Türkiye’nin ihracatı ithalatının ancak yüzde 63.0’ünü karşılayabilmektedir. İthal mallarının göreceli ucuzluğu, sınai işletmeleri ithal girdisi kullanmaya yöneltmekte, ithal malları yerli üretimin yerini almakta, ithal malları yerli üretim ikamesi yaşanmakta, bunun sonucu sanayi giderek ithal malları montajına yönelmekte; iç katma değer ve istihdam yaratma göreceli olarak yavaşlamakta, ihracat artışının ulusal gelire, dış ödemelere katkısı azalmaktadır. Bu gelişmeler de aşırı değerli TL’nin sakıncalarını oluşturmakta, TL’nin değerinin en azından denge kuruna yaklaştırılmasını gerekli kılmaktadır.
Hükümet, Merkez Bankası bir de finansal krize yol açmamak için kısa süreli de olsa değerli TL politikasını yeğlemiş bulunmaktadır. Gidebildiği kadar bu politikayı izleyeceği anlaşılmaktadır. Böyle bir politika kısa sürede sorunları gizlese de çözüm getirmediğinden sorunları orta vadede ağırlaştırmaktadır. Salt kur politikası ile çözüme ulaşma olanağı yoktur. Çözüm önerilerini olanak buldukça açıklamaya çalışacağım.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- 'Hadi gelin kapatın!'
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Yeni dönem başlıyor: Taksi, otobüs, dolmuş...
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Bir sonraki ve en büyük ekonomik patlama...
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti