Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kaynak İsrafı
Ekonomi, kaynakları en verimli şekilde kullanma ilmidir. Seçmenin mantığıdır. Bu özelliği vurgulamak için ekonomiye giriş derslerinde, paranızla elma şekeri de alır yalarsınız ya da kitap alır, tiyatroya gidersiniz gibi alternatif kullanım örnekleri de verilir
Türkiye zaten çok da bol olmayan kaynaklarını, yurtdışından borçlanma yolu ile sağladığı kaynakları da gösteriş yatırımları, mega proje diye sunulan kişisel prestij yatırımları uğruna israf etmiştir, etmektedir.
İktisatta alternatif maliyet, yatırımın fayda maliyet oranı, dışsallıklar gibi kavramlar vardır. İktisatçı karar alırken, kaynakları kullanırken, neleri yitiriyorum, kaynakları farklı şekilde kullansaydım neler yapabilirdim, neler kazanabilirdim diye düşünür; sağlanacak faydanın, katlanılan maliyeti karşılayıp karşılayamayacağının hesabını yapar. Yatırımın çevre kirliliği, tarım alanlarının daralması, doğanın yıkımı gibi toplumsal maliyetlerini de dikkate alır. Aynı hizmeti, üretimi farklı hangi almaşık yollarla karşılayabileceğini öngörmeye, almaşık yatırım projeleri geliştirmeye çalışır. Kaynakların en verimli şekilde kullanılabilmesi için tüm bu çalışmaların araştırmaların, hazırlıkların yapılmasının gereğine inanır.
Göz boyayıcı kişisel propaganda malzemesi sağlayan, rant yaratan projeler için bu tür hesaplara, kaygılara gerek yoktur. Gösteriş yatırımlarına karşı çıkıldığında, alternatif yollar önerilmeye kalkışıldığında, sistemin kalemşorları hemen davranırlar: “O kafa köprüye, yola, AVM’ye, HES’e karşı çıkan kafa” diye bilimsel(!) yazılar döktürürler. Ne fırsat maliyeti, ne dışsallıklar, ne fayda maliyet oranı, ne almaşık teknik ve yatırımlar konusunda bilgileri ne de düşünmüşlükleri vardır. Tek hedefleri patronun gözüne girerek pay almaktır.
Türkiye niçin enerjide dışa bağımlıdır? Türkiye niçin teknoloji ürünü ihraç edememektedir? Türkiye niçin ara mal üretememekte, ithal girdisi kullanmaktadır? Türkiye’de imalat sanayisi niçin montajdan üretim aşamasına geçememektedir? Sanayinin yarattığı katma değerin GSYİH içindeki payı niçin sürekli düşmektedir? Türkiye niçin süreğen cari işlemler açığı vermektedir? Türkiye’nin dış borçları niçin sürekli artmaktadır? İşsizlik oranı niçin bu denli yüksektir?
Bu tür sorular listesi uzatılabilir. Bu tür soruların yanıtı aranmazken gösteriş yatırımları ile övünülmekte, oy devşirilmeye çalışılmaktadır.
Kafa gerçekten değişmeli, göstermelik işler yerine ülkede enerji, ara ve sermaye malı üreten sanayi dallarına yatırım yapılmalı, ihracatta katma değeri yüksek teknoloji ürünlerinin payı artırılmalıdır. Yoksa övünür, belki oy da devşirilir, ama Türkiye cari işlemler açığını kapatamaz, sınayileşemez, orta gelir düzeyinden kurtulamaz. Ekonomisinin en kırılgan ülkeler listesinin başında yer almasından da kaçınamaz.
Türkiye’de dolandırıcılık ne yazık ki sadece maddi alanda değil, hemen her alanda yaygındır. Kaynak kullanımında akılcı davranamadığımız sürece, hem kaynaklarımızı israf ediyor, hem çevre sorunlarını ağırlaştırıyor, yaşam kalitemizi yükseltmek yerine kaliteyi daha da düşürüyoruz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti