Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İzlenimler (21.04.2013)
Bir ülkenin en büyük zenginliği, ekonomik gücü insanıdır. Farklılığı, gelişmiş insan yaratır. Ülke insanının değer yargıları, davranış biçimleri, sahip olduğu nitelikler, ülkenin gelişmişlik düzeyini, geleceğini de belirler. Bu nedenle halkın düşüncelerini, görüşlerini, beklentilerini öğrenmek, davranışlarını gözlemlemek, geleceğe dönük gerçekçi tanılar koymak için de önemlidir. Olanak ölçüsünde, birinci elden, görüşerek, gözlemleyerek, birlikte yaşayarak izlenim edinmeye çalışırım. Halkın ne düşündüğü; nasıl davrandığı, beklentileri ülkenin geleceği açısından son derece yaşamsaldır. Ülkemiz ya bağımsızlığını, varlığını, bütünlüğünü özgürlüğünü koruyacak ya da bir çatışma, bölünme, ortamına sürüklenecek, tümüyle emperyal güçlerin güdümünde bir ülke konumuna düşecek.
Denilebilir ki birinci elden kısıtlı bilgi toplamaya ne gerek var? Kamuoyu araştırmaları yapılıyor, TV’lerde açık oturumlar düzenleniyor. Bu kanallardan hem de daha kapsamlı bilgi ve izlenim edinilebilir.
İstatistik eğitimi almış herkes, anket, sormaca yönteminin teorik eksikliklerini, uygulama zorluklarını, kişisel eğilimlerin etkilerini bilir. Kaldı ki bu tür araştırmaların, algılandırma yönetiminin bir aracı olarak kamuoyunu yansıtmak için değil, kamuoyu oluşturmak için yapıldığını düşünür ve gözlemlerim.
TV’lerde yapılan sözde tarafsız açık oturumlardan ne öğrenilebilir? Nasıl doğru izlenimler edinebilirsiniz? Katılanların önemli bir bölümü belli çevrelerin sesyayarları. Doğru tanı yok, çözümleme yok, gerçekleşebilir öngörü yok, kişilik eksiklikleri var. Sadece klişe laflar ve bir de uğultu. Bu tür toplantıları düzenleyen ve yönetenlerin, bilgili, her açıdan konuya hâkim ve bağımsız olmaları gerekir. Bir filozofun gözlemlediği gibi bilgiyi, yanıtlar değil sorular soruların içeriği gösterir.
Ortada güvenilir bilgi edinme kanalları olmayınca da insan yetersiz de olsa birinci elden bilgi ve izlenim edinmek gereğini duyuyor. Halkımız günümüzde yaşanan olayları nasıl görüyor? Ülke nereye gidiyor? Sınırlı gözlemler, sormacalar yaparak buradan genellemeler yapmanın hatalı olduğunu biliyorum.
Bunun bilincinde olmakla beraber halkta bir tepki, bir tedirginlik, geleceğe ilişkin belirsizlik, kaygılar gözlüyorum.
Benim Türkiye Cumhuriyeti karşıtları ile bir temasım, bir diyaloğum olamaz. Ne ben onları ikna edebilirim ne de onlar beni izlemeye çalıştığım yoldan çevirebilirler. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti karşıtlarının yaşanan dağılma sürecini desteklemelerini, bir şekilde görev almalarını da doğal karşılarım.
Türkiye geneli için oransal bir dağılım verme olanağım yok. Tedirginlik, tepki, kaygı var, ama çözümün nasıl olacağı konusunda da kesin bir beklenti yok. Bu bağlamda kafa karışıklığı seziliyor. “Otuz yıldır silahla çözülemedi” aşılaması, telkini, propagandası etkili olmuş görünüyor. Terör, bu açıdan bakıldığında başarı kazanmış izlenimini veriyor. Terörün amacı zaten “bu iş silahla çözülemez, müzakereye oturmakla olur” kanısını zihinlere yerleştirmekti. Dikkat edilirse emperyal güçlerin telkinleri de hep bu yönde olmuştur.
İktidara karşı bir tepki, bir güvensizlik gözlemleniyor. Bu genel seçimlere, olası bir anayasa referandumunda oy dağılımına nasıl yansır? İktidarın iticiliği kadar muhalefetin çekiciliği, uyandırdığı güven de etkili olur. Yine kısıtlı bir gözlem, ama MHP sürece karşı dik durduğundan, MHP’ye en azından yakınlık artmış gözüküyor. AKP’den, hatta CHP’den MHP’ye oy kayması olabilir. Buradaki kuşku, MHP’nin geçmişte, AKP’yi son aşamalarda desteklemiş olması. Yine son aşamada MHP, AKP’ye yol açar mı kaygısı var.
Bazı çevreler, hangi amaçlara hizmet ettiği kuşkulu STÖ’ler, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı işlenmekte olan suça ortak aramakta, CHP’yi de suça ortak etmeye çalışmakta; aksi halde “CHP kırılır, bölünür” gibi tehditler de savurmaktadırlar. Yaşamları boyunca CHP’ye oy vermemiş, oy vermeyecek olan bu kişilerin, örgütlerin ayartısına (iğvasına) kapılınmamalıdır. CHP antiemperyalist, ulusalcı, ilkeleri arasında laiklik ve halkçılık da olan bir partidir. CHP, günümüze değin ilkeleri ve bağımsızlık savaşından gelen gelenekleriyle ayakta kalmıştır. CHP’nin seçim başarısı, ülkenin üniter yapısını ve ilkelerini savunmakla artacaktır. CHP’den daha etkili bir muhalefet genel beklentiler arasındadır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- 'Hadi gelin kapatın!'
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Yeni dönem başlıyor: Taksi, otobüs, dolmuş...
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Bir sonraki ve en büyük ekonomik patlama...
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti