Öztin Akgüç

İslamı Özümsemek

27 Temmuz 2014 Pazar

Dini konularda yorum yapmak benim için çizmeden yukarı çıkmak, belki de haddini bilmemektir. Günümüzde İslam adına yapılan vahşiliğe kaçan uygulamalar, anlatılan hurafeler, dinin siyasal, ticari, kişisel çıkar aracı olarak kullanılması, din sömürücülüğü bayram arifesinde böyle bir yazıya zorladı. Bizlerin değil, yetkin kişilerin yazılarıyla, açıklamalarıyla, TV programlarıyla, vaazlarıyla halkımızı aydınlatmaya çalışmaları, dinin özümsenmesi, din istismarının önlenmesi açısından büyük yarar sağlar.
İfade etmeye çalıştıklarım yetersiz, eksik görülebilir. İslamiyet anlayışım yorumlayabildiğim, kavrayabildiğim kadarı ile Yunus Emre doğrultusundadır.
İslamiyet insan odaklı, insancıl, haksızlığa karşı, Hakk’tan yana bir dindir.
İnsanda dürüstlük, gösterişten, kibir ve gururdan kaçınma, alçakgönüllülük, yardım - sever olmak, hoşgörü gibi erdemlerin oluşmasını, olmasını amaçlar.
Tanrı’ya inanç, cehennem korkusu, cennet beklentisi olmadan, içten, gönülden bağlılık İslamın özüdür. “Tanrı uludur, Tanrı tektir. Tanrı’dan başka yoktur tapacak. Tanrı evrenin yaratıcısı ve efendisidir.”
Yunus Emre Müslümanda bulunması gereken bazı nitelikleri, erdemleri şöyle ifade etmiş:
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil!
Yetmişiki millet dahi,
Elin, yüzün yumaz değil!

Yol odur ki doğru vara,
Göz odur ki Hakk’ı göre
Er odur ki alçakta dura
Yüksekten bakan göz değil!
İnsan başkalarını hor görmeyecek, gönül kırmayacak, insan sevecek, alçakgönüllü, hoşgörülü davranacak, kibirli, yüksekten bakan olmayacak.
İnsan, bilgisini çıkar amaçlı kullanmayacak, olduğundan fazla görünerek insanları kandırmayacak, gösterişçi değil, gerçekten bilgili olacak. Yunus Emre bir dizesi ile bu niteliği veciz şekilde ifade etmiş.
“Sen elifi bilmezsin
bu nice okumaktır.”
İnsan doğru sözünün eri olmalı, çok konuşmamalı, özür dilerim, yüksekten atmamalıdır. Yunus sanki günümüzü öngörmüş, günümüz için söylemiş.
“Az söz erin yüküdür.
Çok söz hayvan yüküdür.”
İslamı çıkar amaçlı kullananlar, dinin özünü savunanlara, dini özümseyenlere her zaman “dinsiz” diye saldırmışlar, susturmaya çalışmışlar, dini şekil şartlarına boğmaya kalkışmışlar, kendilerine göre şartlar da eklemişlerdir. Muhyi’nin bu tür küçümsemelere, saldırılara yanıtı günümüz için de geçerlidir:
“Zahit bizi tan eyleme
Hak ismin okur dilimiz”
“Toplum dinini öğrensin, bilinçli şekilde dini özümsesin,” kimse karşı çıkmaz. Ama amaç bu değil. Amaç; düşünme ufku daraltılmış, birbirine benzeyen, biat eden, din istismarcılarını politik açıdan destekleyen sofular, zahitler yetiştirmek. Halkın yeğniliğinden, bu alandaki bilgi eksikliğinden de yararlanarak eğitim adı altında, İslamiyeti sömürenlere destekçi sağlamaktır. Aslında eğitim adı altında insanlık suçu işlenmektedir.
Düşünce ufku geniş olup felsefe, sosyoloji, hukuk, tarih eğitimi alanlar İslamı daha iyi özümserler, yüceltirler. Öngörü ya da temenni olarak nitelendirilebilir. Bu nedenle İslamiyet gelecekte Batı’da yaygınlaşacak; Ortadoğu’da ise günümüz uygulamalarının yarattığı tedirginlikle ne yazık ki giderek gerileyecek.
İslamı özümsemek; din öğretisini din bezirgânlarının, din sömürücülerinin, dini çıkar aracı olarak kullananların elinden kurtarmak gerekir. Halkın aydınlanması hurafenin yerini bilginin almasıyla bu amaç sağlanır. İslamiyeti özümseyenlerin, Tanrı’ya içtenlikle bağlı olanların bayramını kutlarım.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları