Öztin Akgüç

Hak Etmek (06.07.2014)

06 Temmuz 2014 Pazar

Gerek kişisel gerek toplumsal edinimlerin kalıcı, sürekli olabilmesi için onu hak etmek gerekir. Edinim birey açısından orun (mevki), varlık, şöhret, kişisel ve siyasal haklar, özgürlük, bağımsızlık olabilir. Hak etmek, gerekli niteliklerin varlığının yanı sıra özveri, çaba, iyi niyet gerektiriyor.
Gerekli niteliklere sahip olmayan kişilerin ünlenmesi, hatta lider olarak anılmaya başlanması bizde yaygın bir olay. Bazı iç ve dış çevreler, hesapları, hedefleri doğrultusunda, bireyler de çıkar beklentileriyle, bazı gizli ya da açık örgütler emellerini gerçekleştirmek için gözlerine kestirdikleri kişileri destekliyorlar.
Toplumda gerekli niteliklere sahip olmayan, ancak bir patronaj düzeninin oluşması halinde özledikleri belli orunlara kavuşabilecek, varlık edinebilecek kişiler de bu kervana katılıyor. Geniş anlamda medya desteği bulmak kolay oluyor. Yandaşlığı bir yaşam biçimi geçim yolu olarak seçmiş geniş kitle var. Övgüler düzülmeye, başarı öyküleri anlatılmaya başlanıyor, belli sıfatlar yakıştırılıyor. Geniş kitleler pek anlamasa da karizmatik sıfatı uygun bulunuyor. Tabii ülke çapında lider olmaya övgü de, yalakalık da yetmiyor. Yalakalık yarışında Ortadoğu’nun lideri, hatta dünya lideri sıfatlarına ulaşılıyor. Öyle bir dünya lideri ki uluslararası önemli toplantılara çağrılmıyor, sorun çözümünde söz sahibi olamıyor, dış yayın organlarında ismi nadiren anılıyor. Daha çok dış bir gücün ABD’nin uydusu olarak tanınıyor. Öyle bir dünya lideri ki dilediği ülkeye dahi gidemiyor. Dış yasaklar, kısıtlamalar geliyor. Geçen yıl başlarında Sayın Başbakan’ın Gazze’ye gitmeleri söz konusu idi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’den kısıtlama gelmişti. Olay açıklandığında yandaş havuz destekli yazar takımından yanıt geldi. En geç Temmuz 2013’e kadar Sayın Başbakanımızın Gazze’ye gideceği duyuruldu. Aradan bir yıl daha geçti, herhalde işlerin yoğunluğu yüzünden bir türlü planlanan Gazze ziyareti gerçekleştirilemedi. İşte dünya liderliği böyle bir şey. Hak edilmemiş orunlara çıkıldığında, sıfatlar yakıştırıldığında bu çok kısa süreli oluyor. Kısa süre sonra kişiler, özür dilerim, tarihte layık oldukları yerleri alıyor ya da siliniyorlar. Tarihi yandaş yazar, kasalist, sözde bilim adamı yazamaz, tarih yaşanan dönemden sonra yazılıyor.

***

Yalnız bireyler açısından değil, toplumlar için de hak edilmemiş edinimler çabuk yitiriliyor. Bağımsızlık, özgürlük, siyasal ve kişisel haklar mücadele sonucu özveriyle, çaba ile kazanılmadığında çabuk yitiriliyor. Havadan inme haklar, bağımsızlık, özgürlük süreklilik kazanamıyor. Sık sık tarihle yüzleşelim önerisi bazı çevrelerce savunulur. Evet yüzleşelim. Ama öncelikle bağımsızlık savaşında halkın genel tutumu, bağımsızlık savaşını engelleyici iç isyanlarla daha sonra dış destekli iç kalkışmalarla yüzleşelim. İç isyanları, onların kalıntılarını destekleyicileri ortaya koyalım. Bağımsızlık savaşında Ankara Hükümeti Batı Cephesi’nden çok, iç isyanların bastırılmasıyla uğraşmıştır. İç isyanların kimler tarafından kimlerin desteği ile başlatıldığına Türkiye’de ayrışmanın kökenine, doğru tanı koyalım. İnsanımızı, sergilenen karakterleri iyi tanıyalım.
Musul meselesi tekrar gündeme gelmişken dış güçlerin parasal ve silah desteği ile 1926’da başlatılan iç kalkışmayı da irdeleyelim. Dış güçlerin desteğiyle dış güçlerin emelleri doğrultusunda silahlı kalkışmaya yakışan uygun sözcükleri de çekinmeden kullanalım. Evet yüzleşelim, herkesin rolünü, üstlendiği görevi, kişiliğini, niteliğini irdeleyelim, ortaya koyalım. Günümüzde yaşanan olayların tarihsel kökenlerini, nedenlerini öğrenelim. Aradan yüzyıla yakın süre geçti, tarih daha nesnel yazılabilir.
Bir ülke bağımsızlığı, özgürlüğü, demokratik düzeni hak etmemiş ise, bu bir grup yurtseverin çabası sonucu elde edilmiş ise, ne yazık ki uzun süreli korunamıyor. Hak etmek adaletin de tecellisi, gerçekleşmesidir. Hak edilmemiş sıfatlar, edinimler, kolay yitiriliyor, süreklilik kazanamıyor. Türkiye, bu süreci yaşıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları