Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gizliliğin Yarattığı Kuşku
Gizlilik, gizli kapaklı işler kuşku doğurduğu gibi farklı söylentilere, rivayete, tevatüre yol açar; güveni zedeler. İmralı müzakerelerinde, görüşmelerinde, mütarekesinde, nasıl ifade ederseniz edin gizlilik, değişik söylentilere, değerlendirmelere yol açtı. Bir uçta barış süreci yorumu yapılırken öteki uçta da “Mudanya Mütarekesi ile Türkiye Cumhuriyeti’ne gidişin yolu açılmışken ona yakın bir adada İmralı Mütarekesi ile de Cumhuriyetin dağılması süreci hızlandırılıyor” değerlendirmesi yapılıyor.
Gizlilik kurumlar hakkında da kuşkulara, değişik söylemlere yol açar, hatta haklı haksız suçlamalara da neden olur. Müzakereleri devlet adına yürüttüğü söylenen Milli İstihbarat Teşkilatı da (MİT) böyle bir kurumdur. MİT kimlere hizmet eder? Türkiye’ye katkısı nedir?
Gizlilik nedeniyle soruların yanıtları farklı olduğu gibi Türkiye’de faili meçhul bazı olayların faili ya da düzenleyicisinin de MİT olduğu kanısı kafalara yerleşir. Bu olaylardan biri de Uğur Mumcu cinayetidir. MİT’in İmralı görüşmelerinde görevlendirilmesi, Uğur Mumcu cinayetine çağrışım yapmıştır. Uğur Mumcu cinayetinde kanıt var mıdır? Yoksa bir şüphe mi dile getiriliyor, bilmiyorum. Bu bağlamda “bir tuğla çekerseniz duvar yıkılır” türünden açıklamaların da kuşkuları artırdığı söylenebilir.
İmralı’dan önceki benzeri nitelikli Oslo görüşmelerinde yabancı gözlemcilerin de toplantılarda hazır bulunduğu, basına yansıyan haberler arasındaydı. İmralı görüşme sürecine de ABD’li ve/veya İngiliz gözlemciler de dahil mi? Rolleri ne? Tüm bu noktalar karanlık. Netanyahu özrü, Standart and Poors’un kredi notumuzu yükseltmesi, IMF yetkililerinin ekonomi hakkında övücü sözleri, ABD ve AB’den gelen destekler İmralı görüşmelerinde de yabancı kurgusu, tezgâhı kuşkusunu güçlendiriyor.
Birinci Irak savaşı sonrası ABD, işbirlikçi Kürtleri, Saddam Hüseyin’in hışmından kurtarmak için Türkiye üzerinden güvenli yerlere göndermişti. O dönemde işbirlikçi Kürtler, “CIA Kürt’ü” olarak tanımlanmıştı. Eğer İmralı görüşmelerinde yabancı gözlemciler, dış odaklardan kaynaklanan yönlendirmeler, telkinler varsa bu görüşmelerin “CIA gözetiminde CIA Kürtleri ile CIA Türkleri arasındaki görüşmeler” şeklinde anılmasından korkarım.
Kamu yönetiminde özellikle gerçek demokratik düzenlerde, saydamlık ve hesap verilebilirlik temel yönetişim ilkeleridir. Saydamlık (açıklık, şeffaflık) ve hesap verilebilirlik sorumluluk, kitaplarda ilkeler olarak yazılır, konuşmalarda sık tekrarlanır. Yalnız uygulanır mı? Orası kuşkuludur. Genelde şeffaflık görüntüsü altında gizlilik esastır. Saydamlık (şeffaflık), sık aralıklarla, doğru formüle edilerek kamuyu bilgilendirmektir. Bilgilendirme, hesap vermenin gereğidir. Tüm kurumların, özellikle gerçek demokrasilerde, kamuya hesap vermesi, sorumluluk taşıması, faaliyetlerinin doğruluğunu, haklılığını kanıtlaması gerekir. Meşruiyet böyle kazanılır. Hesap vermenin bir yaptırımı da olmalıdır. Yaptırımı olmayan hesap verme kâğıt üzerinde kalır. Türkiye’de ne yazık ki yönetimde ne şeffaflık ne de hesap verme yükümlülüğü, sorumluluğu vardır. Bu nedenle de güven, başarı kazanılamaz.
Eğer süreç gerçekten iyi niyetle yürütülüyor, bilinçli kamuoyu desteği isteniyorsa, açıklık getirilmeli, şeffaflık sağlanmalıdır. Konu, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini ilgilendirmektedir. Gizlilik kargaşa doğurur. İstenen, planlanan da Türk-CIA Kürt’ü çatışması yerine Türkler arasında bir çatışma çıkarmak mıdır?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- 'Hadi gelin kapatın!'
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Yeni dönem başlıyor: Taksi, otobüs, dolmuş...
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Bir sonraki ve en büyük ekonomik patlama...
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti