Öztin Akgüç

Fed’in Tahvil Alımını Sonlandırması

07 Kasım 2014 Cuma

Amerikan Merkez Bankası Fed’in varlık alımını sonlandırmasının uluslararası finansal pazarlara, ekonomimize etkileri tartışılmakta, öngörüler açıklanmaktadır.
Fed, 2007-2009 döneminde ABD’de ekonomik durgunluğun derinleşmesi üzerine, Ortodoks, geleneksel merkez bankacılığı uygulamaları dışına çıkarak olağandışı adımlar atmak, uygulamalar yapmak gereğini duymuştur. Bu bağlamda
1.7 trilyon USD tutarında taksit olarak nitelendirilebilecek ipotek güvenceli varlığa dayalı menkul kıymet satın almış, uzun vadeli devlet tahvili alımını da program dahilinde sürdürmüştür. Fed’in diğer merkez bankalarından farklı bir tutumu da devlet iç borçlanma senetleri dışında, yanı sıra diğer kuruluşların çıkarmış olduğu borçlanma senetlerini de satın alabilmesidir.
Fed’in, ipotek güvenceli (mortgage) varlığa dayalı menkul değer satın alması, yalnız finansal kurum kurtarma operasyonu olarak görülmemelidir. Fed bu tür menkul değer ve devlet tahvili alımı yoluyla, ekonomide likidite genişlemesiyle uzun vadeli ipotekli (mortgage) kredi faizi ile devlet tahvili faizlerini düşürmeye yönelmiştir. On yıl vadeli tahvillerin faizinin düşürülmesiyle, konut satışlarının artırılması, özel sektör tahvil çıkarma maliyetinin indirilmesi, özel sektör yatırımlarının canlandırılması amaçlanmıştır.

***

Fed’in tahvil alımını sonlandırması, Fed’in izlediği para politikası amacı ve stratejisi çerçevesinde yorumlanmalıdır. Günümüzde merkez bankacılığı paradigması, öncelikli amacı fiyat istikrarının sağlanmasıdır. Fed’in para politikasının ana amacı da fiyat istikrarıdır. Fed, bu fiyat istikrarı sağlamanın yanı sıra istihdam artışını, işsizliğin belli bir düzeyin üstüne yükselmemesini de gözetmektedir. Bu bağlamda ölçüt işsizlik oranının yüzde 6.5’in üstüne çıkmamasıdır. Bu nedenle, Fed’in alacağı önlemler açısından yalnız fiyat göstergesi değil, istihdam verileri de belirleyici olmaktadır.
Fed’in para politikası stratejisi, enflasyon hedeflemesinin bir çeşitlemesi olarak nitelendirilen örtülü (zımni) nominal çapadır (implicit nominal anchor). Bu stratejinin özü, bir olay gerçekleşmeden, işaretleri, belirtkenleri görüldüğünde, gecikmeden etkili önlem almak, olayı bastırmak, olayı önlemektir. Fed’in amaç ve izlediği stratejisi çerçevesinde tahvil alımını sonlandırması, “ABD’de işsizliğin hedeflenen düzeye doğru gerilediği, enflasyon kaygısı duyulmakla beraber, enflasyonun henüz bir tehlike olarak netleşmediği” şeklinde yorumlanabilir. Uluslararası finansal pazarların likiditesi, trilyon dolarların kısa sürede el değiştirdiği göz önünde tutulduğunda, 15 milyar USD’lik tahvil alımının sonlandırılmasının nicelik olarak önem taşımadığı hemen görülür. Sonlandırma niceliksel değil, verdiği ileti ve yorumu önemlidir. Fed, enflasyon belirteci netleştiğinde, faiz artışı da dahil sıkılaştırılmış para politikası izleyeceği iletisini vermiştir.

***

Türkiye’nin kısa süreli dış borçları, vadesi gelen uzun vadeli borçlarının anapara taksitleri bir yana, 50 milyar USD olarak öngörülen cari işlemler açığını da fonlamak durumundadır. Açığın fonlanmasında, dış borçlanma, yurtdışında yerleşiklerin doğrudan sermaye yatırımları yanı sıra portföy yatırımı da koymaktır. Yurtdışında yerleşiklerin hisse senedi, DİBS alımları ve repo yapmaları yoluyla da ekonomiye yabancı kaynak girişi olmaktadır. Veriler, özellikle 2013 yılı sonlarından itibaren yurtdışı yerleşiklerden, hisse senedi, DİBS alımı, repo yoluyla net kaynak girişi olmadığını, kaynak çıkışı olduğunu göstermektedir. Cari açık finansmanı ihtiyacı yanı sıra yabancıların Türkiye’deki portföylerini azaltmaları da ödemeler dengesi finansmanını zorlaştıracak bir gelişmedir. Merkez Bankası’nın, Fed’in faiz artışına yönelmesinin yabancı portföy yatırımları üzerindeki olası etkilerini dikkate alan önlemler geliştirmesi herhalde gerekir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları