Öztin Akgüç

Fazilet Döngüsü

09 Haziran 2013 Pazar

Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı, Yahya Arıkan listesinin de bir kez daha İSMMO (İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası) seçimini kazanması, Türkiye’de tersine ayıklanma, kısırdöngü süreci sona eriyor, fazilet döngösü başlıyor mu umudunu yeşertti.
Ekonomide temel sorun, kıt olan kaynakları topluma en fazla yarar sağlayacak şekilde kullanmaktır. Türkiye’de ne yazık ki bilgili, kişilikli, düzgün, üretken insan en kıt kaynaktır. Biz bu kıt kaynağı kullanacağımıza, tersine bir ayıklama, ayırımla bu tür kişileri dışlamakta, hatta cezalandırmaktayız. Politikaya, bürokrasiye, medyaya, eğitim kurumlarına bakınız; düzeyi, kaliteyi görünüz. Sonra da niye insani gelişmişlik düzeyi açısından OECD ülkeleri arasında sonuncuyuz, dünyada doksanıncı sıradayız, demokrasimiz eksikli, adaletsizlik yaygın, gelir dağılımı bozuk, ekonomimiz uçurumun kenarında, dış politikamız ABD’nin güdümünde, bize ikinci sınıf taşeron muamelesi yapılıyor diye hayıflanıyor, yakınıyoruz.
Malların üstüne yanıltıcı etiketler konulduğunda yapanları cezalandırıyoruz. İnsanlara, iliştirilen yanıltıcı etiketlere ise tepki vermiyoruz. Akademik unvanlar, yazar, sanatçı, bilim adamı, uzman, lider gibi sıfatlar... Çoğu yanıltıcı niteleme. Halkı kandırmak, yönlendirmek, beyin yıkamak için kullanılan araçlar, sesyayarlar bunlar.
Bundan bir süre önce bir üniversitemizde yapılan toplantıya katılmıştım. Rektör konuşma yapıyor, daha doğrusu önündeki yazıyı okuyordu. Yanımda oturan deneyimli bir öğretim üyesi bana dönüp kulağıma
“Adamı müstahdem yapmazsın rektör yapmışlar” diye fısıldadı. Üniversitenin ismi önemli değil, benzer değerlendirmeleri çoğu üniversitemiz için de yapabilirsiniz. Toplumsal yaşamda da birleşik kaplar kanunu geçerli.
Medyaya bakınız. Bilgisine, kişiliğine, güvenebileceğiniz kaç kişi var. Açık oturumları şöyle bir izleyin. Kaç kişi görüyorsunuz? Zaman zaman düzgün bilgili kişiler de göze çarpıyor, ama sonra kuyruklu yıldızlar gibi uzun süreli koyboluyorlar. Medyada, e ğitim kurumlarında, bürokraside bilgi, kişilik, öngörü, çözümleme yeteneği artı değer değil, tersine eksi puan oluşturuluyor. Görsel medyada kimlerin hangi rolleri üstlendiği görülüyor. Çoğuna sıfat bulmak bile zor; yalaka, yandaş, sesyayar gibi nitelemeler bile yetersiz kalıyor. Kısaca bunlara tasnif dışı yaratıklar denilebilir.
Yazılı medyayı, bazı TV programlarını davranış, tutum bakımından meyve sebze satan sokak satıcılarına benzetiyorum. Hepsi değil ama bir kısım satıcı üste mostralık koyup altını çürükle doldurur. Medyada böyle bir iki güvenilir imza; isim var ama altı doldurma. Bu davranış tarzı da bana aldatıcı, kandırmaya yönelik gibi geliyor.
“Organizasyon yap, sistemi kur, işler tıkır tıkır yürüsün.” Bu görüşe oldu bitti katılamadım.
Deneyimler şunu öğretti: Belirleyici olan insan. Sorun yaratan da, sorunu çözecek olan da insan. İyi bir düzen kursanız, kurallar koysanız da gelen bir kişi bile her şeyi altüst edebiliyor, bozabiliyor. Buna karşı bir kişi, en olumsuz koşullar altında bile başarılı sonuçlar alabiliyor.
Ülkede tersine ayıklamanın, doğruyu, iyiyi dışlamanın, kısırdöngünün son bularak bir fazilet döngüsünün başlayabilmesi için halkın aydınlanması, halkın seçimi önemli.
Genelde her seçim sonrası,
“halkın sağduyusu egemen oldu, doğru seçim yaptı, büyük halk” gibi yalakalık kokan yorumlar yapılır. Gerçek öyle mi? Altmış yılı aşkın bir süredir seçim yapıyoruz. Hâlâ halkımızın en az 20 milyon bireyi yoksulluk sınırının altında yaşıyor, sosyal güvenceden yoksunsa, insani gelişmişlik endeksi yönünden son sıralarda yer alıyorsa, yapılan nasıl sağduyulu, ileri görüşlü seçim olabiliyor. Anlamak zor. Halkımız oylarıyla ülkede kısırdöngüleri kırıp, fazilet döngüsünü başlatabilirse, ülkenin geleceği de, kendi geleceği de aydınlatacaktır.
TBB ve İSMMMO seçimlerinin dileğimiz doğrultusunda gelişmelerin bir başlangıcı olmasını umalım.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları