Öztin Akgüç

CHP Yönetimi

21 Eylül 2014 Pazar

CHP, gönülden CHP’li oldukları kuşkulu, CHP ilkelerini tam benimseyememiş bir grup tarafından yönetildiği izlenimi veriyor.
Partinin simgesi altı oku içselleştirememiş, tutarlı davranmayan, örgütsel amacı ön plana çıkarmayan, daha çok kişisel beklentilerin, egoların tatmini için politika yaptıkları algısı uyandıran yönetici kadrosu, güven vermiyor. Güven eksikliği, partinin başarısını da engelliyor; parti potansiyel oy oranına ulaşamıyor.
Her açıdan başarısız. On iki yılda ülkenin yalnız varlığını değil geleceğini de tahrip eden bir iktidar karşısında bile CHP yönetimi ezik ve etkisiz kalıyor.
CHP yönetiminde, etik ve etkin olmayan bir yönetim anlayışının aksaklığı gözlemleniyor. Bencillik, özveri noksanlığı, ayrımcılık, kayırmacılık, tutarsızlık, belli çevrelere yaranma gayreti. Tüm bunlara bir de son zamanlarda “tıpış tıpış; rakı sofraları, elitist, yumruğu masaya vurma, tartışmaları engelleme” gibi talihsiz, hatta bir ölçüde yıldırma güdüsü taşıyan söylemlerin eklenmesi tepkileri artırıyor.
CHP yöneticilerinin, CHP’yi destekleyenlerin beklentilerine, düşünce tarzına, amaçlarına uygun bir yönetim tarzı sergilemeleri gerekir. CHP’de otokratik, “ben yaptım oldu” yönetim anlayışının yeri yoktur. CHP yönetiminin, partinin tabanının eğilimleri nedeniyle diğer siyasal partilerden farklı olarak demokratik, katılımcı, destekleyici, özverili, alçakgönüllü bir anlayış sergilemesi gerekir. Otokratik, benmerkezci, övüngen bir yönetim anlayışı CHP’nin yapısına ters düşer.
CHP sosyal demokrat parti olmakla beraber sınıf ayrımı yapmayan bir kitle partisidir.
Kitle partisi demek, değişik eğilimlerin farklı güdülerle toplandığı parçalı bir yapı anlamında değildir. CHP’de ortak payda, Türkiye Cumhuriyeti’ni benimseme, altı oku içselleştirme, M. Kemal Atatürk’ü lider olarak tanımaktır. CHP’de bağımsızlık, özgürlük tutkusu vardır.
CHP’liler inançla yürür, hareket ederler, güdüm altında, emir ve talimatla yönlendirilemezler. Bu nedenle açıklamalarda, davranışlarda yöneticiler çok daha dikkatli ve titiz davranmak zorundadır. Kitle partisi olduğu için ortak paydayı benimsemiş herkes, din, dil, mezhep, ekonomik sınıf, bölge ayrımı olmadan CHP’yi destekleyebilir, yönetimine katılabilir, karar organlarında görev alabilir. CHP, mezhep, ekonomik sınıf, etnik köken, bölge temelinde politika yapamaz.
Altı ok tutarlı, birbirini tamamlayan bir bütündür. Uygulamasında günün koşullarına göre farklılık gösterebilir. CHP devrimci bir partidir. Devrimcilikle özünden kopmadan uygulamada değişimi de gerektirir. Gerçek inanç sahibi laik olabilir, devrimci de olabilir. Gerçek inanç sahiplerinin takıyye yapmamaları beklenir.
XIX’uncu asrın köhnemiş, neoliberal, küreselleşme diye yaftalanan politikalarını yinelemek CHP’ye yakışmaz. CHP’nin halkçılığı, halka hoş görünmek, halk dalkavukluğu yapmak değildir. Halkçılıkta imtiyaz yoktur, yasalar karşısında bireylerin mutlak eşitliği vardır. Bireylerin özgürlük ve bağımsızlıklarının kısıtlanması kabul edilemez. CHP yönetimine katılanların Halk Fırkası’nın 1923 Nizamnamesi’ni ve taslağını bir kez daha okumaları önerilir.
CHP’ye günümüzde egemen olan yönetim anlayışı değişmelidir. Yönetim iktidar sözcüleriyle gereksiz tartışmalardan çok parti programını, geleceğe ilişkin plan ve politikaları açıklamaya, geniş kitleleri ikna etmeye, harekete geçirmeye yönelmelidir.
CHP seçmeninin talimata, emire, kişisel hesaplarla CHP kisvesi altında politika yapılmasına tahammülü yoktur. Partiyi ayakta tutan ilkelerdir, kişiler değildir. CHP’li seçmen kişiye değil, ilkelere, amaçlara oy verir. Belki vardır ama, ben CHP’ye başkanı için, yönetim kadrosu için oy veriyorum diyene henüz rastlamadım. Bu bağlamda kişiler nedeni ile oy vermede çekimser davranma daha yaygındır.
Yaşaması, gelişmesi gereken parti CHP’dir. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı da büyük ölçüde bu olguya bağlıdır. Kurultayda delegelerin hangi güdülerle oy kullandıklarını bilmiyorum. CHP’de yönetim anlayışı değişmez ve bazı kuşkular kaldırılmazsa, yolsuzluk dışında her alanda çok başarısız, hatta ülke geleceği açısından tehlikeli olan bir iktidara karşı bile 2015’te seçim yenilgisi kaçınılmaz olabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları