Öztin Akgüç

Cari İşlemler Açığı ve Fonlanması

04 Ekim 2013 Cuma

Cari işlemler açığı bir sonuç olup ekonomideki dengesizliklerin dış ekonomik ilişkilere, ödemeler dengesine yansımasıdır. Olaya iç tasarruf yetersizliğinden kaynaklanan yatırım-tasarruf dengesizliği olarak yaklaşılabileceği gibi, yapısal olarak, üretim yapısından kaynaklanan dengesizlik olarak da yorumlanabilir. Türkiye gibi süreğen, GSYH’nin yüzde 7 ile yüzde 10 arasında değişen oranda yıllık açık veren bir ülkede, yapısal yönü daha ağır basmak üzere her iki etkenin, nedenin de birlikte geçerli olduğu söylenebilir.
Türkiye 2002-2013 AKP yönetimi döneminde yaklaşık 400 milyar USD cari işlemler açığı vermiştir. Bu açığın nasıl fonlandığı, finanse edildiği 
“Finans Hesabı” incelenerek yanıtlanabilir. Fonlamanın başlıca iki kaynağı, yurtdışında yerleşiklerin (yabancıların) açık veren ülkede varlıklarının, buna karşı da yurtiçindeki yerleşiklerin yurtdışına (yabancılara) karşı yükümlülüklerinin artmasıdır.
Yabancılardan (yurtdışında yerleşiklerden) ülkeye kaynak girişi de başlıca dört şekilde veya yolla gerçekleşmektedir. (1) Doğrudan yabancı sermaye yatırımları (2) Mevcut fiziki-reel varlıkların el değiştirmesi, (3) Finansal varlık (portföy) yatırımı, (4) Borç verme...
Yurtdışında yerleşikler, ayni ve/veya nakdi sermaye getirerek yurtiçinde yeni bir tesis, yeni bir işletme kurarak, varlıklarını artırırlar. Bu yolla yeni yönetim bilgisi, yeni teknoloji, pazarlama yöntemleri ülkeye gelebilir. Bu tür ülkenin üretim kapasitesini artırıcı yatırımlar, doğrudan yabancı sermaye yatırımı olarak nitelendirilmektedir.
Mevcut fiziki, reel, maddi varlıklar yurtiçi yerleşiklerle yurtdışı yerleşikler arasında el değiştirir. Örneğin yurtdışı yerleşikler ülkede mevcut taşınmazları, mevcut tesis, işletmeleri satın alırlar. Yurtdışı yerleşiklerin yurtiçindeki varlıkları artarken, yurtiçi yerleşiklerin varlıkları azalır. Bu tür el değiştirmeleri, ülke açısından, ekonomik anlamda yatırım olarak nitelendirmemek gerekir. Bu işlemde yeni bir üretim kapasitesi yaratılması söz konusu değildir. 
Portföy hesabı bağlamında yurda yabancı kaynak girişi, ülkede faaliyette bulunan kamu ve/veya özel kuruluşların çıkarmış oldukları hisse senedi, tahvil ve benzeri borçlanma araçları gibi finansal varlıkların yurtiçi ve/veya yurtdışı finansal pazarlarda yurtdışına yerleşiklere satılması yolu ile gerçekleşmektedir. Bazen bu tür işlemler portföy yatırımı olarak da ifade edilmektedir. Ancak finansal varlıkların el değiştirmesi de ekonomik anlamda yatırım değildir.
Yurtdışından kaynak girişinin ana bölümü yurtdışından borçlanmadır. Böylece yurtdışında yerleşiklerin alacak şeklinde varlıkları artarken, yurtiçinde yerleşiklerin de dış dünyaya karşı yükümlülüğü artmaktadır.
Yurtdışından borçlanma yolları da dört alt başlık altında toplanabilir. (i) İkili anlaşmalarla yabancı devletlerden borçlanma (ii) Uluslarüstü finansal kurumlardan (IMF, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, İslam Kalkınma Bankası gibi) borçlanma (iii) Yurtdışı yabancı bankalardan sağlanan krediler, (4) Özel kişi ve kuruluşlara borçlar.
Dış borçlar incelenirken borcun tutarı kadar, borçlanma kaynakları, borcun vadesi ve faizi başta olmak üzere koşulları, borcun kullanılış yerleri, borç alanlar önem taşır. Dış borçlanmada devletten devlete olan borçlar ile uluslarüstü finansal kuruluşlardan alınan kredilerin payı azalırken, yabancı ticaret bankalarının, yurtdışında yerleşik kişi ve kuruluşlardan alınan borçların payı artmaktadır. Ayrıca dış borçlar içinde özel kesimin payı üçte ikiyi aşarken, vade kısalmaktadır. Dış borçlar geri ödenme açısından daha riskli hale gelmektedir.
Gerçekte yalnız dış borçlar değil, doğrudan yabancı sermaye girişi ile fiziki, gerçek model, varlıkların ve finansal varlıkların yabancılar lehine el değiştirmesi de ülke açısından bir yükümlülüktür. Bu tür yabancı sermaye girişten -finansal varlıklarda- daha hızlı olmak üzere ülkeyi terk edebilirler.
Ülkenin cari işlemlerde açık vermesi, her zaman rezerv hareketleri dışında ödemeler dengesinin açık vermesi sonucunu doğurmaz. Finans hesabı kapsamında sağlanan kaynak girişi, cari işlemler açığından fazla olabilir, ayrıca net hata ve noksan kaleminin işareti olabilir. Bu nedenle bir ülkenin önemli boyutta cari işlemler açığı olduğu halde uluslararası rezerv varlıkları artabilir.
İktisada giriş dersi gibi köşe yazıları için özür dilerim. Ancak sağlıklı bir iletişim için kavram birliğinin olması gerekir. Kavramlar farklı şekilde algılandığında iletişim de zorlaşmaktadır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları