Öztin Akgüç

Bir Yerden Başlamak

02 Şubat 2014 Pazar

Ülke toplumsal yaşamda, politikada, ekonomide kısırdöngülere kapılmış devriliyor. Kurtuluş için kısırdöngülerin kırılıp döngünün fazilet döngüsüne doğru evrilmesi gerekiyor. Bunun için de bir yerden başlanmalı, kısırdöngü ancak halkın aydınlanması, halkın etik değerlere sahip çıkması, halkın yaşam kalitesini yükseltme özlemi ve çabası ile kırılabilir. Yoksa döner dolaşır aynı noktaya geri döner, hatta daha gerilere de düşeriz. Bu bağlamda halkın davranışları, değer yargıları geleceğin belirleyicisi olacaktır. Halk doğru ve düzgün olursa, yöneticiler de doğru ve düzgün davranmak zorundadır. Yönetenler, halkı bu açıdan da temsil eder. Halk ne istiyor? Ne düşünüyor? Olaylara nasıl bakıyor? Özlemleri neler? Bu bağlamda genelleme yapmadan bazı gözlem ve izlenimlerimi aktarmaya çalışacağım.
Taksi sürücülerinden bazı bilgiler, izlenimler ediniyorum. Sürücünün yanında oturmam ve İstanbul’da trafik tıkanıklığı, uzun söyleşi yapma olanağını yaratıyor.
Geçenlerde bir sürücü, kızgın bir sesle birden “Abi bizim halk keriz” diye patladı. “Niçin” sorusu üzerine de açıkladı: “Bir torba yiyeceğe, kömüre oyunu satıyor, sonra da zamlarla, vergilerle daha fazlasını geri ödüyor.” “Bence keriz değil avanta arayıcısı” dedim. Avanta düzeninden beklentisi var. O torbayı da bir numune olarak, bir sembol, eşantiyon görüyor, gerisi daha büyüğü de gelir beklentisine kapılıyor. Haksızlık mı ediyorum. Kesin bilmiyorum ama şu türban diye başına bez bağlayanları da bir gösteri, beklenti içinde görüyorum. Geleneksel başörtüsüne, hatta çarşafa saygı duyulur. Peki o yoz giyim tarzına ne demeli? Bir yerlere işaret verme, hülus çakma gibi geliyor.
Halk keriz mi? Yoksa avanta arayıcısı mı? Konuşma bu minval üzerine sürdü. Avanta peşinde koşuş belki de kerizlikle sonuçlanıyor.

***

Sürücülerin hitap şekli geldikleri yöreye göre, “abi, dayı, amca, baba” olarak değişiyor. Zamlar tepki doğurmuş durumda; bir sürücü de öfkeyle dert yandı: “On iki saat direksiyon sallıyorum, eve zor ekmek götürüyorum. Zamlardan sonra on iki saat de yetmeyecek. Yolsuzluk yapılıyor, bütçe açık veriyor. Sonra bütçe açığı da benim emeğimden, ekmeğimden çalınarak kapatılıyor.” “Halk tepki verdiğinde, tepki yaygınlaştığında haksızlıklar belki azalır” dedim. Tepki sandığa yansımalı, vatandaşın oyunun yüzde ellisini bile alamamış olmakla beraber sürekli milli iradeye dayanmakla övünenlere ders verilmeli, diyerek arabadan indim.

***

Başka bir sürücü, konuşkan ve biraz da senli benli: “Baba nereye gidiyoruz?” Ulus’a. “Ankara’ya gidelim, uzun uzun konuşuruz.” Sonra birden ağız mı aradı bilemiyorum, “Geçenlerde bir bayan bindi, Nişantaşı’na gidiyormuş, laf açıldı, Tayyip’i övmeye başladı, dayanamadım, arabayı yana çekip lüften inin, sizi götüremeyeceğim dedim” diyerek söze başladı. “Doğru yapmamışsın, taksi sürücülüğü bir nevi kamu hizmeti yapmaktır. Kişilerin politik eğilimine göre davranamazsın” diye öğütledim, kendini takdim etti. “Hopalıyım” dedikten sonra övünür gibi, “Hani Tayyip’e tepki veren, direnç gösteren ilk ilçe” açıklaması yaptı. ÖDP’nin belediye başkanlığı seçimini kazandığı tek ilçe diyerek bilgiçlik gösterisi yaptım. “Ben de ÖDP’liyim ama bu seçimde şimdiye kadar oy vermediğim CHP’ye sırf bunlar gitsin diye oy vereceğim. Sarıgül’e oy vermek zorunda kalacağım” şeklinde politik eğilimini açıkladı. Sürücüye sordum: “Sarıgül’ün şansı var mı?” “Dört beş puan önde görülüyor” yanıtını aldım. Ben de politik eğilimimi açıklama gereğini duydum. “Ailem, yakın çevrem başından beri CHP’ye oy veririz, kişiler bizim için ikinci plandadır. Bir tepki verilecekse, oya gitmemek için CHP’nin bugünkü yönetimi veya adayları bir bahane olmamalıdır” dedim.
Vatandaş tepkisi açıkça gözlemleniyor. Ancak tepki sandığa nasıl yansır, oylar nasıl sayılır, nasıl açıklanır? Bu soruların yanıtını yakın gelecekte alacağız. Şimdilik sandığın fazilet döngüsünün başlangıcı olduğunu söyleyelim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları