Öztin Akgüç

2013 Zor Yıl - II (Siyasal Açıdan)

06 Ocak 2013 Pazar

İktidarda kalmayı hayat memat sorunu olarak gören Sayın RTEnin, kendi yaşam hedefine uygun anayasa yapmayı planlayan bir iktidarın ekonomik zorluklar ve tepkilerle de karşılaştığında, baskı yöntemlerini şiddetlendirmesi ve yaygınlaştırması beklenir. Ancak baskı ve şiddet sorunu çözmez, hiçbir otoriter, totaliter iktidar uzun süre iktidarın yolunu bulamamıştır. Sadece toplumsal huzursuzluğu arttırmış, kalmakta direnmenin maliyetini yükseltmiştir.\n

\n

2012 yılında başkanlık, kuvvetler ayrılığı tartışmasıyla siyasal gündemde yer bulan yeni anayasa hazırlanmasının, 2013 yılında gündemin ilk sırasına oturması şaşırtıcı olmayacaktır.\n

\n

Sivil anayasa”, “darbe anayasasına son, bireysel hakları güvence altına alan anayasa”, “demokratik anayasa”, “çağdaş anayasa ve benzeri sloganlarla süslenerek kamuoyuna sunulan anayasanın amacı Sayın RTEnin beklentisine, kişisel yol haritasına uygun bir düzenin hukuki altyapısını oluşturmaktır. Gerisi lafügüzafdır.\n

\n

AKP ve destekçilerinin, saf mı yoksa aşırı uyanık mı oldukları kuşkulu yetmez ama evetçilerin, yeni anayasayla gerçekten bireysel özgürlüklerin sağlanacağına, güvence altına alınacağına inanan iyi niyetlilerin tutumuna en iyi yanıt Mustafa Nafinin şu dörtlüğüdür.\n

\n

Saf âdem odur ki tahrir-i kaideden umar medet,\n

\n

Cümle kaideyi rezil eden değil mi ki zihniyet?\n

\n

Halisane tanzimi dahi ifrat eyler suiniyet.\n

\n

Gam kanunla bitseydi çeker miydi beşer hep eziyet?\n

\n

Mustafa Nafinin dörtlüğünden sonra bu konuda yazı yazmak, etkiyi artırmaz, ama yine de bu bağlamdaki görüşleri yineleyelim.\n

\n

Kural koymakla, anayasa maddesi yazmakla, sorunlar çözülemiyor. Önemli olan kuralları uygulamaya koymak, özenle uygulamaktır. Uygulamadıktan ya da amaca uygun olarak uygulamadıktan sonra anayasada yazılı özgürlükler kâğıt üzerinde kalmaktadır.\n

\n

Basın özgürlüğü, düşünceyi açıklama özgürlüğü, gösteri özgürlüğü diye yazın, kurallar koyun. Bir de uygulayanların zihniyetine bakın. Kamu görevliliği anlayışından yoksun, maaşını ödeyen vatandaşa saygısı olmayan, bir partinin, cemaatin hatta kişinin muhafızı, badyguard gibi davranan bürokratları kolluk kuvveti gibi gören, kolluk kuvvetlerini eğitenlerin zihniyetleri açık oturumlarda yansıyor. Hangi zihniyetle demokratik kuralları uygulayacaksınız? Biber gazı, yerine göre tekme silleyle mi?\n

\n

AKPnin niyeti, Sayın RTEnin fiili tek adam yönetimine yasal altyapı sağlayacak bir düzenlemedir. Çaba, de facto, oluşmuş fiili durumu, yasalaştırmaktır. Hukukun temel kuralıdır; kişi için özel yasa yapılmaz, yasalar nesnel (objektif) ve genel olmalıdır. Bir kişinin fiili özel durumu için yasa yapmak bir yana, isteğine, talimatına uygun anayasa yapmaya kalkışıyoruz. Böylece nitelikli bir çoğunlukla desteklenmiş bir anayasa yapılması olanağını da ortadan kaldırıyoruz. Nafiye yine yollama yapayım. Art niyet, en iyi niyetle yapılacak düzenlemeyi dahi itibarsızlaştırır.\n

\n

Anayasada vatandaşlık tanımı, milletvekili yemini, temel hak ve özgürlükler, bunlar işin alalaması, süsüdür. Sadede, esas kanıya yeni yeni geliniyor. Başkanın yetkileri nasıl düzenlensin? Biz 1982 Anayasası Evrene göre ayarlanmış, cumhurbaşkanlarının yetkileri çok geniş diye yakınırken yasama, yürütme, hatta yargıyı tek elde toplayacak bir düzenleme peşindeyiz.\n

\n

Önemli olan halkın aydınlanması, hakkına, özgürlüğüne sahip çıkması, egemenliğin kendinde olduğuna inanmasıdır. Emin olun bu anlayış değişikliği, bürokrasiye, politik kadrolara da yansır. Nafiden esinlenerek özetleyeyim. Kanun yapmakla sorunlar, sıkıntılar çözülebilseydi, insanlık bu denli eziyet çeker miydi?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları