Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kentleşme siyasallaştırıldığında...
Kentleşme siyasallaştığında işte tam da bugün yaşadıklarımız olur. Siyaset, kentli olma bilincinin üzerine bir yerleşir pir yerleşir. Kent, rantiye ve şantiye ekseni arasında bölüştürülür. Kentlinin çıkarı yerine siyasetten beslenen bir avuç insanın çıkarı gözetilir... Yatırım için ayrılacak kaynağın, kent insanının öncelikleri, ihtiyaçları ile ne kadar örtüşüp örtüşmediği önemsizdir bu noktada...
“Kanal İstanbul” üzerine yaşananlar örneğin...
Bilime, çevreye, doğaya, kent insanının iradesine aykırı ama inatla yaşama geçirilmek
isteniyor proje...
Projenin ilk gündeme geldiği 2011 yılında “Bu, soygun düzenini çılgınca sürdürecek bir projedir. Daha akılcı bir yol bulabilirsin. İstihdam yaratan, işyeri sahiplerine, KOBİ’lere atölyelere, fabrika sahiplerine yeni yeni istihdam oluşturabilecek imkânları verebilir ve bir işsize, bir aç insanımıza bir ekmek kapısı bulabilirsin. Bunlara kafa yoracağın yerde, akılcı politikalar üreteceğin yerde, çıldırmış bir toplumu çılgınca projelerle niye kandırıyorsun Sayın Başbakan?” diyen MHP lideri Devlet Bahçeli AKP ile yaptığı ittifak sonrasında Kanal İstanbul’a karşı çıkanları “şuursuz ve gayri milli” olarak tanımlayabiliyor.
Kentliler, yağmura soğuğa aldırmadan Kanal İstanbul’a yönelik itiraz dilekçelerini vermek için uzun kuyruklar oluştururken Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü itiraz dilekçelerini kabul etmeme kararı alabiliyor...
Devleti yönetenler vergisini veren yurttaşın talepleri yerine orada arazileri parsellemiş olan Arap şirketlerinin çıkarlarını gözetmeyi yeğliyor...
Üretim ve istihdam
16 milyonu aşkın bir nüfusa ev sahipliği yapan bir mega kentten bahsediyoruz. Türkiye’nin GSMH’sinden yüzde 31.2 ile en büyük payı alan il. Öncelikli sorunu istihdam, yeni iş alanlarının açılması, adil paylaşım, güvenli bir yaşam, hızlı ulaşım...
Bugüne kadar istediği gibi at koşturduğu bir alandı İstanbul AKP iktidarının. Şimdi “dur bakalım bunlara geçit vermeyeceğiz” diyen yeni bir belediye başkanı var. Sıralıyor bir bir Kanal İstanbul için ayrılan kaynakla halkın ihtiyaçları doğrultusunda neler yapılabileceğini...
Yeni haberi yayıldı ortalığa.. Sözleşme tarihinden önce kapatılan Atatürk Havalimanı için TAV’a ödenecek tazminat miktarı belli oldu. Fransız şirkete 389 milyon Avro tazminat ödenecekmiş. Seçim öncesinde oy kapma kaygısı ile 1.5 yıl önceye çekilmişti, beraberinde onca ekolojik ve teknolojik sorunu ve inşaatı sırasında can veren yüzlerce insanın kanını taşıyarak...
Oysa inşaat yerine Üreten Türkiye, Üreten İstanbul konabilirdi... Peki, bu istendi mi?
Belki de önce bu soruya yanıt verilmeli. Aynı soru eğitimli genç işsizliğinin boyutlarını, yurtdışına akın akın beyin göçünü de açıklıyor...
İstenmedi, tercih kentleşmenin siyasallaşmasından yana yapıldı. Bir yandan AKP çeperinde geniş bir çıkar çevresi oluşturulurken, din tacirliği ile, sadaka ekonomisi ile bir oy devşirmeciliğine yönelindi.
Bundan sonra ne olacak?
İktidar köşeye sıkıştı belli ki?
Bakalım nereye kadar?...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!