Hukuksuzluk kanser gibi ülkeyi sardığında... SES...

21 Şubat 2020 Cuma

Hukuksuzluk ülkeyi kanser gibi sarmış durumda... 845 gündür tutuklu olan siyasi rehine iş insanı Osman Kavala’dan tutun, Kavala’ya beraat kararı veren hâkimlere bile soruşturma açılmasına; iki yıl önce kuşkulu bir olayda yaşamını yitiren 11 yaşındaki Rabia Naz’ın öldürüldüğünü iddia eden babasının başına gelenlere, AKP’nin Atatürk’ün mirası olan CHP’nin İş Bankası hisselerine el koymak için özel yasa çıkarma peşinde olmasına, halkın oyları ile seçilmiş mazbataları kendilerine verilmiş belediye başkanlarının görevden alınmalarına... Saymakla bitmez. Her alanda...

“Benden değilsen, beni eleştiriyorsan, karşı çıkıyorsan eğer senin iplerin benim elimde, istediğim anda çekerim o ipi” diyen tek adam ve onun emirlerinin uygulayıcıları...

Hukuksuzluklar üzerinden yönetiliyor ülke, hukuksuzluklar üzerinden belirlenip sürdürülüyor gündem.. İşsizlik, derinleşen yoksulluk, her gün en az bir yurttaşın çaresizlikten intihar eder hale gelmesi; artan kadın cinayetleri; artan cehalet; artan kutuplaşma bunlar ana gündem haline bile gelemiyor bir türlü. Gelemediği içindir ki, siyaset bunlar için çözüm üretmiyor. Hatta bunlardan besleniyor. 

Belli ki sürecek... Hukuksuzluk kanser gibi yayıldıkça demokratik çözüm arayışları da tükeniyor. 

Bir yanda hayvansever olmayı, doğaya sahip çıkmayı bile potansiyel terörist olarak görme eğiliminde olan bir zihniyet; öte yanda demokratik hakları sürekli tırpanlanan, üzerindeki baskıların sürekli arttığı bir kitle yani bizler...

Peki, ne yapacağız o halde? Neye tutunacağız? 

7 yıl önceki Gezi Direnişi bir umuttu. Ardından CHP’nin başlattığı Adalet Yürüyüşü de.. Umutsuzluğun tavan yaptığı dönemlerde insanlara “biz değiştirebiliriz” gücünü vermişti. 

Ya şimdi?  

SES hareketi ve kadın dayanışması

Beklemek ve beklerken de giderek çürümek... Ya da bir şeyler yapmak? Herkes kendi gücünün yettiğince... Kendi çapında bir yerlerde bir değişim yaratabilmek, birilerinin yaşamlarına dokunabilmek.. Böyle baktığımızda bu ülke çok güzel örneklerle dolu.  Zaman zaman bu köşede değinirim. Örneğin bir Sultanbeyli Gönüllüleri’nin yıllar boyunca o ilçede yaptıkları güzel şeyler? Neden sayı artırılmasın, bu örnekler başka şeyler için ilham kaynağı olmasın. İşte onlardan biri daha diyerek bu noktada sözü  Gülseren Onanç’ın SES hareketine getireyim. Onanç’ı bir iki sözcükle tanımla derseniz “yılmayan, pes etmeyen kişiliği ve bir şeyleri değiştirme arzusu” derim. Kadının toplum içindeki rolünün güçlenmesi için mücadele eden; ardından siyasete soyunan, bir dönem CHP Genel Başkan Yardımcılığı yapan, yerel yönetimlerin değişimdeki gücüne inandığı için bir dönem belediye başkanlığına adaylığını koyan biri.. 

Şimdi yeni bir oluşumun içinde: Geçtiğimiz ağustos ayında kurdukları SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği. 

“Dünyanın ve Türkiye’nin geleceğinden endişe ediyoruz. Bizi bu çıkmazdan, kaostan kurtaracak birilerini bekliyoruz. Bu kimi zaman bir siyasetçi kimi zaman 16 yaşında bir genç kadın olabiliyor. Oysa sihirli bir formül, insanüstü bir siyasetçi yok. Çözüm bizim aktif vatandaşlar olarak kendi geleceğimizi ellerimize almamızda yatıyor” diyor. Ve ekliyor:

“Demokrasinin ve gelişmişliğin özündeki en önemli değerin eşitlik olduğuna inandım. Öte yandan kutuplaşma toplumsal barışı yaralayan ve gelişmeyi engelleyen bir olgu. Kutuplaşmayı dayanışmayla yenebilir; eşitliğe dayanışmayla ulaşabiliriz. Bu nedenle savunduğumuz diğer olgu, DAYANIŞMA. Başta toplumsal cinsiyet eşitliğinin, dayanışmayla yaşama geçmesi için projelerimizi gerçekleştireceğiz.”

Aslında dernek bir sürecin sonucu 2017 yılındaki Adalet Yürüyüşü’nün ardından düzenlenen Eşitlik, Adalet, Kadın Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde alınan bir karardan yola çıkılarak kurulan Eşitlik Adalet Kadın Platformu’nun bir devamı. Hedefleri var, projeleri var. Detaylı bilgiyi www.sesdernegi.org sitesinden alabilirsiniz. Ama ben yaklaşan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için yapacakları bir etkinliği anlatacağım. SES’in Vital Voices işbirliğiyle geliştirdiği ve ilk kez Türkiye’de yapılacak olan, deneyimli kadınlar ile daha kariyerinin başında olan genç kadınların birkaç saatliğine birbirilerini tanımalarını ve dayanışmayı geliştirmelerini hedefledikleri bir etkinlik bu. Her yıl tekrarlanacak, isteyen kadınlar iletişimlerini sürdürebilecekler birbirleri ile. 

SES’in yeni tip bir sivil toplum olmasını hedefliyoruz. Üyelerimiz arasında erkekler de olacak. Derneğimiz, uluslararası kadın hareketlerini takip edecek, uluslararası işbirliklerini hayata geçirecek ve iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma perspektifine sahip çıkarak savunuculuk yapacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları