Özgen Acar
Özgen Acar ozgenacar@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Uzaktaki Komşu!’ (2)

12 Aralık 2014 Cuma

Salı günkü yazım şu paragrafla sona eriyordu:
“1981’de Kuzey Ege’de Taşoz Adası açıklarında petrol bulunduğunda, Atina’da görevli olduğum için yöreye gitmiştim. Yunanistan adaların karasularını 12 mil, Türkiye 6 mil olarak öngörünce, kıta sahanlığı sorunu çıkmış ve iki ülke arasındaki savaş güçlükle önlenmişti. Sonrasında ne Yunanlar, ne de Türkler Ege’nin enerji kaynaklarından yararlanabildiler. Şimdi benzeri durum Kıbrıs çevresinde yaşanıyor.”
Yunanlar, geçen yıl aynı yörede Prinos’ta, ikinci kuyuda günde 850 varil petrol üretimine başladılar. Böylece yörede günde toplam üretim 2 bin 300 varile yükseldi.
İsrail’den sonra, Kıbrıslı Rumlar da adanın doğusunda “Afrodit” adını verdikleri bölgede doğalgaz buldular. Yunan mitolojisinde güzellik tanrıçası Afrodit’in Kıbrıs açıklarında, denizköpükleri arasında istiridyeden doğduğuna inanılması, burada tanıtım için özellikle kullanıldı.
Türkiye yörenin, “münhasır ekonomik bölgesi” içinde olduğunu bildirdi. Atina’da iki başbakan, Andonis Samaras ve Ahmet Davutoğlu ile heyetleri arasında bu gerilimi ortadan kaldıracak bir çözüme ulaşılamadı.
Geçen ay KKTC’de konuştuğum bazı kişiler, başlangıçta öngörülen doğalgaz varlığı tahmininin, sonraki araştırmalarda yaklaşık yarı yarıya düştüğünü Rum kaynaklarına dayandırarak söylediler.
Adada kurulacak sıvılaştırma tesisinin maliyetinin de 6 yıllık bir doğalgaz varlığındaki üretim için kârlı olmayacağı da belirtiliyor. Rumları düşündüren bir başka sorun da boru hattının Türkiye yerine, Yunanistan ya da Mısır’a yapılmasındaki maliyet yüksekliğidir. İster Ege’de petrol, ister Doğu Akdeniz’de doğalgaz konusunda yaşanan gerilimi verime dönüştürecek çözüm, Yunanistan -Türkiye - Kıbrıslı Rum ve Türklerin kamu enerji şirketlerini bir çatı altında toplayacak uluslararası bir şirkettir. Böylece Ege’nin ve Doğu Akdeniz’in doğal kaynakları gerilimsiz paylaşılabilir.
Rusya’nın Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya gidecek olan Batı doğalgaz hattını iptal edip güneye Türkiye’ye çevirmesinden sonra Yunanistan’ın da yararlanması, ayrıca İsrail gazının da Kıbrıs hattı ile ilişkilendirilmesi üzerine bu şirket daha da güçlü bir yapıya kavuşturulamaz mı?
Bu arada Türk TV dizilerinin Yunan halkınca ilgiyle izlenmesi nedeniyle, üstelik sağcı Elefteros Tipos gazetesi ilginç bir girişimi başlattı. Gazete okurlarına ücretsiz 4 CD’lik “Türkçe ders kitabının” ilk bölümünü dağıttı. Böyle bir ortam uzaktaki komşuların yakınlaşmasında önemli bir adım olamaz mı?
Bu olay, ister istemez akla bir başka soruyu getirdi: Sultan hazretlerinin “İsteseler de istemeseler de Osmanlıca öğretilecek” dediği bir ortamda acaba gelecek yıllarda hangi gazete aynı CD’leri genç Türk okurlarına dağıtacak?
Ayrıca, Kıbrıslı Rumların Türkiye’nin AB üyeliğini “Yargı ve temel hakları” içeren 23. ve “Adalet, özgürlük ve güvenlik” konularını kapsayan 24. maddelerin açılmasına karşı çıkmasını bizler de desteklemiyor muyuz?

Komşuda Karabulutlar!
Yunan hükümetinin, yeni yıl bütçesini yine “kemer sıkma” siyasası ile oluşturması ülkede büyük tepkilere yol açtı. Bu ortamda Yunanistan yılın üç çeyreğinde yüzde 1.9’luk bir kalkınma sağlarken Sultan’ın Türkiye’sinde bu oranın yüzde 1.7’de kalması karşısında acaba bizlerin pısırıklığından söz edilemez mi?
Davutoğlu’nun gelişi nedeni ile Atina’da yasaklanan sokak gösterileri, altı yıl önce, 15 yaşındaki Aleksis Grigoropulos’un polis kurşunuyla öldürülmesinin yıldönümü nedeniyle hafta sonunda yeniden başladı. Beş bin kişinin katıldığı pazar günkü gösterilerde 20 kişi yaralandı, 200 kişi gözaltına alındı.
Yunanistan “vuli’si (meclis)” böyle bir ortamda 17 Aralık’ta cumhurbaşkanını seçmeye çalışacak. Koalisyondaki sosyalist PASOK’un başbakanı Samaras, ortanın sağındaki Yeni Demokrasi Partisi’nden Stavros Dimas’ı “çatı adayı” olarak aday gösterdi. Anımsanacağı üzerine PASOK’un eski başbakanlarından Yeorgios Papandreu, Samaras’a karşı siyasa izleyeceğini açıklamıştı.
Dimas, özellikle Avrupa Birliği olmak üzere çeşitli uluslararası görevlerde bulundu, milletvekili seçildi, dışişleri dahil altı bakanlık koltuğunda oturdu. İlk oylamada adaylardan birinin üçte ikilik çoğunluğu '73ağlaması gerekiyor. Ancak Samaras’ın 155 oyu yetmiyor.
Her parti birer aday gösterebiliyor. 200 oy sağlanamazsa, seçim beş gün sonra yinelenecek. Bu oylamada da 200 oy gerekli. Yine sağlanamazsa 29 Aralık’ta son oylamada sayı 180’e düşecek. Yine sonuç alınmazsa, meclis feshedilip 10 gün içinde seçim çağrısının yapılması ve 21 gün sonra da sandıkların kurulması gerekiyor.
Anketlere göre, muhalefetteki sol ittifak SYRIZA’nın başkanı Aleksis Çipras’ın, seçimlere 5-7 puan farkla, en güçlü aday olarak gireceği söyleniyor. Erken seçim tarihi olarak 25 Ocak ve 1 Şubat öngörülüyor.
Seçimde çoğunluğu alan partinin başkanı üç gün sonra yeni hükümetini açıklayacak. Mecliste çoğunluk sağlanamadığı takdirde, cumhurbaşkanı birinci partiye başbakanlığı verecek. Koalisyon oluşturulamazsa görev 2, yine olmazsa 3. parti başkanı görevlendirilecek. Anımsanacağı üzere iki yıl önce benzeri bir durum yaşanmıştı.
Son çare olarak gidici cumhurbaşkanı parti başkanlarını bir araya getirerek hükümeti kurmak için son şansını kullanacak. Yine olmazsa Yunanlar yine sandık başına gidecekler.
Bütün bu siyasal gelişmeler 28 Şubat’a kadar olumlu olarak çözümlenmezse AB’nin öngördüğü “iki aylık kurtarma paketinin” uzatılma olasılığı da sona erecek, kötü mali duruma yeni bir bunalım eklenecek, Yunanistan uluslararası tahvil piyasalarında boy gösteremeyecek! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları