Özgen Acar
Özgen Acar ozgenacar@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cumhuriyet AYM’de…

04 Aralık 2018 Salı

Bu köşede 30 Haziran 2015 tarihli yazımın “Bellek Kayması!” ara başlıklı bölümünde valilerin davranışları ile yabancı ülkelerdeki benzeri durumları kıyaslamıştım.
Bir paragraf şöyleydi:
“Ne demişler? ‘Balık baştan kokar…’ valiler ve büyükelçiler ‘hükümetin’ değil, ‘devletin’ temsilcileridir! Günümüzde valiler Sultan’ın emir kulu oldular.”
Valilerin yanlışları ile ilgili çeşitli örneklerden biri de şöyleydi:
Atatürkü anma töreninde bazı vatandaşlar hükümet aleyhinde gösteri yaparken, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un da istifasını istediler. Bir vatandaşı parmağıyla işaret ederek ‘Seninle konuşacağım!’ diyen vali ‘Buyurun şimdi konuşalım’ yanıtını alınca, Allah belanı versin diyen o gavatı bana getirin!’ diye hakaret etmişti.”
2013’teki bu sözleri nedeniyle Coş’a tepkiler üzerine, AKP Reis-i Umumisi “Onu yedirmem!” demişti. Kendisi de “Gavat, demedim, kavas demiş olabilirim!” sözleri ile inkâra yeltenmişti!
Sonrasında Sakarya’ya atanan vali Coş, orada yerel sulh mahkemesinden Cumhuriyet’in internet sitesinde bu yazıma ulaşılmasını engelleten bir karar almıştı.
Bu arada 15 Temmuz’da elinde silahla “FETÖ idam edilmelidir!” sözleriyle gündem oluşturmuşsa da, sonrasında Merkez Valiliği’ne alınmış, hakkında FETÖ bağlantısı konusunda soruşturma yapıldığı ve pasaportuna el konulduğu haberleri basına yansımıştı!

***

Gazetemizin avukatı Tora Pekin’in, bu kararın kaldırılması için gerek benim adıma ve gerek internet sitesinin o tarihteki sorumlusu Oğuz Güven adına bir üst mahkemeye yaptığı başvuru da reddedilmişti.
Avukat Pekin, davayı 31 Ağustos’ta Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürdü.
AYM, davayı anayasanın 26. maddesindeki “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” ile 28. maddesindeki “Basın hürdür, sansür edilemez…” ilkesi açısından irdeledi.
Mahkeme, (…) ifade ve basın özgürlüğünün başvurucular Oğuz Güven ve Özgen Acar yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün karşı oyu ve OYÇOKLUĞUYLA (…), ayrıca (…) başvuruculara MÜŞTEREKEN net 4.000 TL manevi tazminat” ve “yargılama giderlerinin” de ödenmesine karar verdi.
Karar, Sakarya mahkemesine ve bir kopyası da Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Bana ödenecek tazminatı “Cumhuriyet İmece’ye” bırakıyorum…

***

AYM’nin bu kararı, ileride benzeri davalarda da etkili olacaktır. Bu nedenle sayın valilerimiz “hükümetin değil, devletin temsilcileri” olduklarını unutmasınlar…

Basın Nereye Gidiyor? (4)
Ankaralı gazeteci Şinasi Nahit Berker’in ünlü “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur…” sözünden hareketle “gazeteci doğanları” anımsamayı sürdürelim…

***

Sedat Simavi… Hürriyet gazetesi…
1 Mayıs 1948’de “Ürdün ve Irak orduları, Filistin’e girdi” başlıklı haberi ile ilk sayısını çıkarırken başyazarlığını da yüklendi…
Babam Hilmi Acar, o günden sonra Hürriyet’i de almakla kalmamış, ben de bir ilkokul öğrencisi okur olarak tanışmıştım! Çünkü 1948 Londra Olimpiyatları’nda, Türk sporcularının en son haberlerini veriyordu…

***

Mütareke yıllarında , İstanbul’da çıkardığı mizah dergileriyle “ulusallaşmaya” katkıyı başlatmıştı. 30’lu yıllarda çeşitli yayınlar çıkardı. Hıfzı Topuz’un deyişiyle: “Tüm varlığını Hürriyet’e yatırdı!”
Türk bayrağını, gazetenin üst köşesine yerleştirmekle, yönetiminde basınımızda olmayan dizgi ve baskı makinelerini ithal etmekle kalmadı, gazetenin yönetimini de kendisinden sonraki genç kuşağa verdi…
İlk yıl 30 binlik baskısı bir yıl sonra 56 bine, 1950’de 83 bine çıktı, 1951’de 100 bini aştı. Yaygın bir dağıtım örgütü kurarak gazeteyi her gün, ülkenin dört bir yanındaki okura erkenden ulaştırdı.

***

Kıbrıs sorununu gündeme taşıdı, Kore Savaşı’nı cephedeki muhabirleri ve dönemin çok zayıf iletişim araçları ile örneğin telgraf haberleşmesiyle izledi.
O yıllar Türkiye’nin Atatürk’ün bağımsız dış siyasasından uzaklaşıldığı, Batı dünyasında “Atlantik Paktı” olgusunun öne çıktığı yıllardır. Bu siyasası ile sağcı basının hedefi olduysa da baş edemediler.
Sedat Simavi 11 Aralık 1953’te ölünce, gazeteyi oğulları Erol ve Haldun yönettiler. Haftaya bugün ölümünün 60. yıldönümüdür. Türk basınında etkin bir aşama yapan Sedat Simavi’yi saygıyla anarız.
Bu konulara haftaya da devam edeceğiz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları